Bölüm 🍀86🍀 Karşına Çıkmam Bir Daha

53.4K 3.1K 390
                                    

Bölüm parçası: Toygar Işıklı- Sardunyalar

/86/ KARŞINA ÇIKMAM BİR DAHA/

19 OCAK 🍂🍂

' Şimdi yüzün gözlerimin önünde. Dokunduğumda yüreğimi titreten  saçların omuzlarına zar zor değiyor. Gözlerinde yıldızları taşımıyorsun, ağlamışsın belli. Sen ağlayınca ela gözlerinde  yeşil öne çıkıyor, güldüğünde ise kendini öne atan kahverengi oluyor. Çok mu ağladın? Kime döktün yaşlarını? Bana değil belli ki... Artık ağlama Elam. Bugün son; kurtul benim cehennemimden. Yeni bir sayfa . Yıldızları taşı yine gözlerinde. Omuzlarını düşürme, beni düşünme. Ben bir şeyin olamıyorum artık ama baban var. Sarıl ona, beni unutturur sana...'

Doğru düzgün  bir baksa kadının gözlerine adam, orada kendini de görecekti. Döktüğü yaşlarda hem babası hem de Erkam saklıydı ancak bakamıyordu. Ne diyeceğini bile bilmezken yüzüne tam olarak bakacak kuvveti bulamıyordu. Kaçamak bakışlar atmaktan ileri gidemiyordu.  Git diyecekti ona. Ama nasıl diyecekti? Kalbine aşkı koyan kadına git demek öyle zor geliyordu ki tam şu an yer yerinden oynasın, kıyamet kopsun istiyordu. Belki o hengâme kurtarırdı onları.

Emir Bey'in konağına gelene kadar bir şey olsun istemişti Erkam. Bir şey olsun ve o, Esila dan ayrılmak zorunda kalmasın. Ama olmamıştı. Kenan'ın uğraşlarıyla Said Bey'in evine gitmiş, yaşlı adamın gelmesini arka arkaya sigaralar yakarak beklemişti. Ağabeyi konuşmasını beklerken onun tek yaptığı bedenini biraz daha zehirlemek olmuştu. Babasına resti çekerken düşünmediklerini, ölen amcasının adını ağzına alması ile düşünür olmuştu. Hasan Ağaya boyun eğmek zorunda kalması da bu yüzdendi. Gözünü gerçekten kararttığında dediğini yapardı babası. Emir Bey'in de ondan geri kalır yanı yoktu. Kızını öldürmek istediklerini duysa kim bilir o neler yapardı. İki gözü kara adamın ortasında kalmışken neler yapabileceğini bulmak daha da zorlaşmıştı.

Said Bey'in gelmesi ile  kalbi 'Bir umut' diye sayıklarken, şair yüzünü avuçları arasına gömmüş, öylece bekliyordu. Umudu yoktu ancak kalbi bunu anlamak istemiyordu. Karşısına oturan yaşlı adamın yüzünden anlamıştı aslında söyleyeceklerini ancak kalbi duymak da istiyordu. Belki sarfedeceği cümlelerin arasında tutunacak bir dal bulurdu. Bulamadı.

" Caymıyor dediklerinden, Erkam.  Eğer dediğini yapıp elini ayağını işlerinden çekersen, konağı terkedersen o da dediklerini yapmakta kararlı. Emir'in yapabileceklerini de konuşunca Esila ile aranızda olanlara karışmayacağını söyledi. Ama boşanmanızı da istemiyor. Bu kez dinletemedim sözümü. Beni bile gözü görmüyor, oğlum. Aklı çıkmış  gitmiş başından, doğru düzgün düşünemeyen  birinden hayır beklenmez artık. "

Bu sözlerden sonra kuvvetlendi düşünceleri. Şu an için sevdiği kadına git demekten başka bir şey gelmiyordu aklına. Ona git diyecekti; yoluna bak,  olur da elimi tutmak istersen bir haber vermen yeterli. Ama ya umduğu gibi olmaz ise. Esila gittiğinde, açtığı yeni sayfaya adını yazmazsa o zaman ne yapacaktı? Nasıl dayanacaktı? Günlerdir yokluğunda  yaşadığı acıya rağmen  aynı şehirde nefes alıyor olduklarını bilmek bile kalbini bir nebze rahatlatırken, tamamen onsuz kalmak... Ona git demişken, gel demesini nasıl beklerdi?

Esila'nın işaret ettiği odaya girdiğinde gözleri ilk olarak duvarın köşesindeki tek kişilik yatağı buldu. Pencerenin önündeki küçük dolabın hemen önünde yer alan ve birbirine bakan iki tekli koltuğa bakışları kaydığında adımlarını oraya doğru attı. Ortadaki cam sehpaya değmeden dolabın önündeki tekli koltuğa oturduğunda, kalbi göğüs kafesini parçalanmanın derdindeydi. Esila'ya attığı kaçamak bakışlardan şikayetçiydi kalbi. Madem bulduğu tek yol ayrılıktı, son kez gözlerine doğru düzgün bakma şansını elinden almamalıydı. Son kez göreceği gözlerdeki ifadeyi ömür boyu bir köşesinde saklayacak, o ifadeye bakarak çıkarımlar yapacaktı. Kim bilir belki umudu ela gözlerinin ardına saklamıştı kadın. Ama Erkam, ağır adımlar atarak karşısına oturan Esila'nın  gözlerinin içine bakmamak için gözlerini ortada bulunan cam sehpaya dikmişti. Bu yaptığına kalbinin dayanacak gücü kalmamıştı. Bir vedayı bile kendisinden sakınıyor olması haksızlıktı.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin