Bölüm ☘58☘ Küçük Annesiyim...

93.2K 4.3K 642
                                    

/58/KÜÇÜK ANNESİYİM/

Bölüm parçası: Erkan Oğur - Pencereden Kar Geliyor

23 EKİM 🍂🍂

' Küçük kardeşimi kayıp mı ettim şimdi? Emanetine sahip çıkamadım... Ben son nefesinde bile adını sayıkladığın emanetini darda koydum anne. Ardımda bıraktım. Ve şimdi o küçücük bedenine, ruhuna bir sürü yara almış. Affetmesen haklısın... Ama Esila beni afetmezse yaşayamam anne. Kaderini Rabbim yazdı belki ama yaşadığı onca acıya sebep olan benim ya bu çok koyuyor anne. Benim ona kıyamamam gerekirken sebebi olduğum yangına ilk onu atmışım. Bilmesin. Bari onu ilk yakışım olmadığını bilmesin anne... Nefret etmesin benden... Çünkü benim ondan başka hiç kimsem yok. Beni ondan başka anlayacak kimse yok...'

" Başının ağrısı geçti mi?"

Birkaç saattir üzerinde oturduğu bordo rengi deri koltukta yanına oturan Duru'ya  bakmadan sorusuna cevap verme amaçlı başını aşağı yukarı sallayan Elif, başka bir şey sormamasını dileyerek canını acıtan düşüncelerine yeniden daldı. Duru ile hastanede kaldığı  zaman tanışmıştı ve o günden beridir de sık sık bir araya geliyorlardı. Derdini paylaşabildiği biri olduğu için iyi hissediyordu Elif, ancak bugün o günlerden biri değildi. Duyguları yaşam  ve ölüm  arasındaki ince çizgi üzerinde ilerlemeye çalışırken kimse ile konuşacak dermanı yoktu. Ama Ferit her gittiğinde Elif'in yanında kalan Duru kendisine  verilen değerden daha fazla değer veriyordu Elif'e. Ve sebebi çok yakın arkadaşı olan Ferit'in eşi olması değil, benzer acıları yaşamış olmalarıydı. O da küçük yaşta  annesini kaybetmiş,  babasının eziyetlerinden ise cezaevine girmesiyle kurtulmuştu.

" Elif. Konuş benimle artık. Lütfen."

Elif'in dizleri üzerinde birleştirdiği ellerini tutan Duru, eğilerek yüzüne baktı ve yeniden kendisiyle konuşmasını istedi. Ama Elif sessizce karşısındaki sehpaya bakmaya devam etti. Ne evet diyordu ne hayır... Dakikalarca akan göz yaşlarından bile artık ses seda yoktu. Kara gözlerinde yalnızca acının izleri vardı. Küçük kardeşinin duyamadığı sesi, göremediği yüzü vardı.

" Geçen gün geldiğimde hani bana bir şeyler anlatmıştın. Esila... öz kardeşim değil demiştin. Sana inanmak istemedim biliyor musun? Çünkü sen adını ağzına aldığında bile bir başka bakıyorsun Elif. Hiçte öyle kardeşin  değilmiş gibi gözükmüyor."

Duru'nun sözleri ile sol gözünden bir damla yaş süzülen Elif, başını sağ tarafına çevirdi. Mavi gözlerin kendisine konuşması için büyük bir istekle baktığını farkettiğinde kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıp fısıldayarak " Ben onun hayatını bir kez daha mahvettim Duru." dedi ve o andan sonra boğazındaki yumru canını daha çok yaktı. Esila'nın iyi  bir hayat yaşama   hakkını elinden almanın sebep olduğu vicdan azabına ardında bıraktıktan sonra yaşadıklarını öğrendiğinde  hissettiği azap eklenince kalbi son atışları olmasını diliyordu.

" Bir kez daha derken?"

" Evet bir kez daha." diyen Elif gözlerini  Duru'nun şaşkın yüzünden çekip yere doğrulttu. Birkaç dakika önce konuşmaya dermanı olmayan yanına inat konuşması için ısrar eden yanını dinlemeye karar verdi. Omuzlarındaki yükten kurtulması mümkün değildi ancak uçurumun kenarındaki kalbini Esila için sakinleştirmesinin yolu derdini paylaşmaktı.

"Esila'nın dedesi ölmeden önce neyi var neyi yoksa babama verdi. Sözde, babam o yaşlı adamın bıraktığı miras ile Esila'ya bakmaya devam edecek onu okutacaktı ama abi demeye utandığım şerefsiz bir iki derken bütün malı mülkü, parayı kumarda kaybetti. Sonra babam Esila'nın öz babasının ailesini araştırmaya başladı. Çok zengin olduklarını öğrenince de Esila'yı vermek istedi. Tabi bunu Esila için değil kendi menfaati için yapacaktı. Oradan da ne koparırsa kârdı!"

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin