Bölüm ☘54☘ Umudun Dirilişi

134K 5.7K 1.1K
                                    

/54/UMUDUN DİRİLİŞİ/

Bölüm parçası: Hasan Özsüt / Sevgi Bağları ( Tavsiye eden arkadaşımıza çok teşekkür ederim. Ben bölüm ile uyumunu çok sevdim. Dilerim siz de seversiniz. 🖤🖤)

20 EKİM 🍂🍂🍂

' Şimdi ölümden kaçar bu adam... Dudaklarından döktüğün müjdeyi siper eder belaya... 'Dur!' der öfkesine! 'Şahlanma hemen... Senin artık bir değil iki canın var.' Benim artık iki canım var... Uğrunda canımdan geçeceğim iki küçük mucizem... Biri kalbime ait... Diğeri taşıdığım cana... Ela'm... Bana umudumu verdin desem, sıkıca sarsam bedenini kızgınlığın geçer mi? Gözlerimi acıtan yaşları özgür bıraksam... Utanmadan yanında ağlasam kırgınlığın geçer mi? Acizim... varlığınla ruhumu kucakladığın gibi kucaklar mısın bedenimi? Lâl oldu dilim Ela'm... Ama kalbim kalbine dokunmak için çırpınıyor göğsümde... '

" Doğru mu duydum?"

Koca adamın bakışları  küçük bir çocuğun bakışlarından farksızdı, tıpkı heybetli bedeninin duyduğu cümlelerle küçülmesi gibi. Bir çocuk gibi masum ve saftı bakışları. Kaşları ömrü hayatında ilk kez böylesine şaşkınlıkla  havalanmış, yüreği ay misali tutulmuştu. Kadını bir an önce onaylasın istiyordu onu çünkü kalbi heyecandan  infilak etmek üzereydi.

" Evet. Hamileyim..."

Az öncekinin aksine genç kadının sesi güçsüz ve umutsuz çıkmıştı. Çünkü akşam gözlüsünün donuk  bakışları yüzünde gezinmeyi bırakıp karnına yönelmişti. Sevinci görememişti adamın gözlerinde ama bilmiyordu ki adamın yüreğinde bayram havası esiyordu. Kalbi kalbine sarılmak için her şeyden vazgeçmeye razıydı.

Ama yine hayal ettiği gibi olmadı. Verdiği cevabın karşılığında aldığı kocasının  geriye doğru attığı birkaç adım oldu. Erkam, karısının karnına baka baka uzaklaştı ondan. Arkasını dönüp titreyen bacaklarla attığı adımların izlerini zemin değil kadının yüreği ağırladı.

" Se-sevinmedi... İste-medi mi yani? "

Kapının kapanma sesiyle sırtını soğuk duvara yasladı küçük kız çocuğu... Esila ağlamasın diye dudaklarını aralamadı ancak genç kadının ağlamasına içindeki küçük kız çocuğunun hayalkırıklığı ile dolu bakışları yetmişti. Kendisini istememesini anlardı ama bebeğini istememesi... babasıyla arasındaki o tutmayan bağın acısını , tadamadığı sevginin hüznünü bir tokat gibi çarptı yüzüne... Ve bu kez umutsuzluk yüreğini kuşatıp mırıldandı; Bebeğinde senin gibi olacak... Babası onu sevmeyecek...

Odasının kapısını kapattığı an bedeni yere yığıldı adamın. Oturduğu yerden ellerini zemindeki paspasa bastırıp ciğerlerini hızla aldığı nefeslerle doldurdu ve her seferinde şükrederek geri verdi. Kurmaya korktuğu hatta bir ara vazgeçtiği hayali gerçekleşmişti. Kalbinin mucizesi olan kadın ömrüne varlığı ile bir mucize daha eklemişti. Çekip almıştı karanlığı... Yerine ela gözleriyle ışıklandırdığı bir aydınlık bırakmıştı. Onun küçük bedeni şimdi kendinden bir parça mı taşıyordu?

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin