Bölüm ☘ 25☘ Gideceksen Gelme!

91.4K 3.1K 648
                                    

/25/GİDECEKSEN GELME/

Bölüm parçası: Özdemir - Sözün Bittiği Yer ( Okurken dinlemenizi çok isterim. Benim için yeri ayrı olan bir parça çünkü dilerken Erkam'ın kalbine dokunabiliyorum...)

14 EYLÜL 🍂🍂 ( Gece yarısından sonrası)

Ayakta kalabilmek için bir parça desteğe ihtiyacı vardı şairin... Yanındayım dercesine bakan bir çift ela göze... Kaybetmeyeceksin diyerek elini tutacak birine ihtiyaç duyuyordu. Gidecekti korkarak... Gökyüzü tahriş olan şehri ardında bırakacaktı... Ama eksikti. Her zaman ki gibi bir eksiklikte değildi bu... Gecesi katran karası olan  şehirde kalbini bırakacaktı... Sahi neydi bu his? Acıma duygusu muydu kalbinin etrafını saran sislerin nedeni yoksa ela gözlünün sevgisi mi? Aceleyle ikinci seçeneği reddetti şair! Sevgi değildi, olmamalıydı. O zaman neden gideceği vakit gelip çattığında kalpsiz gideceğini hissediyordu?

Ağlamayı da, yakınmayı da içindeki küçük kız çocuğuna bırakarak Erkam'ın her hareketini izlemeye koyuldu Esila. Kardeşinin yanına gidene kadar yalnız kalmaması için İstanbul daki  akrabalarını arayan adamın adımlarına takılmıştı yaşlı gözleri. Gözlerinin kıyısında asılı kalan acısı akmak için gelecek olan haberi beklerken elini sıkıca tutan Berfu'nun " Bitti... Esila. Abim gidince her şeyi öğrenecek." demesi ile boğazına yerleşen düğümün bir parçasını yuttu. Ablasından bir haber alamadığına mı yoksa Erkam'ın gerçekleri öğrenmesine saatler kaldığına mı yansın bilemedi.

" O kız ablam olabilir mi? Ya ablamsa..."

" İnşallah değildir Esila..."

Bunu Elif için değil ailesini düşündüğü için söylemişti Berfu ve Esila'nın üzüntüsünü çoğaltmamak için içinden geçenleri olduğu gibi söyleyemiyordu. Esila ablasını, Berfu ise Ferit ten çok anne babasının ve Erkam'ın derdine düşmüştü. Ona göre Ferit ve Elif her şeyi hakediyordu ama gel gör ki kardeş acısı farklı oluyordu. Kızgındı ağabeyine fakat ölsün de istemiyordu.

" Annemle babama söylemeyecek misin?"

" Hayır abi. Sen ve bende bile ne hâle geldiler. Daha doğru düzgün toparlanamamışlarken Ferit için üzülsünler istemiyorum."

" Haklısın ama nereye gittiğini illa ki soracaklar."

" Mardin'e ne bileyim 'Antep'e gitmesi gerekti' de, uydur bir şeyler. Ben oraya bir gideyim, Ferit'in durumuna  göre getirirsin İstanbul'a ya da ben Ferit'i getiririm."

Kolunu sıvazlayarak kendisini onaylayan ağabeyi Kenan dan bakışlarını ayıran Erkam, gözleri üzerinden ayrılmayan karısına baktığında yüreğinin mırıldandığı türküyü duyar gibi oldu. Aklı kardeşinde, inkâra sığındığı kalbinden bir parça  karısında idi. Vakit kaybetmeden gitmesi gerekiyordu ama onu ardında bırakacak olmak... Nedense zor geliyordu adama.

Ferit'in haberini verdiğinde elini öyle bir tutmuştu ki Esila, soğukluğu tüm bedenini baştan aşağı titretmişti. Buna rağmen o ürpertiyi, titremeyi yeniden hissetmek istiyordu. Bu yüzden ona doğru ilerleyip, karşısında durduğunda " Berfu, Esila'ya yanına birkaç parça eşya almasında yardım et." dedi. Ağabeyinin, kardeşinin ve karısının şaşkın bakışlarını üzerine çekince " Esila da benimle gelecek." deyip telefonuna sarıldı.

" Ben mi?"

" Başka Esila varsa söyle ona ihtiyacı olan şeyleri alıp gelsin. Arabada bekliyorum."

Yüzüne şaşkınca bakmaya devam eden karısına gitmesini işaret ettikten sonra kuzeni Civan'ı konağa gelmesini istemek için aradı. Konuşması tamamlanana kadar kendisine garip bakışlar atan ağabeyine " Ona güvenmiyorum." dedi ve telefonunu ceketinin cebine koyup devam etti.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin