Bölüm ☘48☘ Söz Veriyorum

139K 5.7K 859
                                    

/48/SÖZ VERİYORUM/

Bölüm parçası: Sezen Aksu - İki Gözüm

15 EKİM ( Gece yarısından sonra) 🍂🍂

' Şimdi tam olarak neredeyim bilmiyorum anne? Bazen bir kuyunun dibinde, başımı kaldırmış gökyüzünü görmeye çalışıyorum. Bulutlar yok, güneş yok, ay yok. Sadece karanlık var. Birde sağ tarafımda oturan ve durmadan ağlayan küçük kız çocuğu var. Bazen de uçurumun kenarındayım. Sağ ayağım boşlukta. Sol ayağım ise ona eşlik etmek için birinin sırtımdan itmesini bekliyor. Kimin iteceği şimdilik belirsiz, ama kalbim hiç istemese de Erkam'ın öfkesinin iteceğini mırıldanıp duruyor. Arkama bakamıyorum. Gözlerim sürekli uçurumun sonundaki kayalıklarda. Düşersem beni tutabilir misin anne? Ölümden önce kucağına alıp, saklar mısın beni? Yedi yaşından beri nehire atlayan bir kadın görüyorum rüyalarımda... Yeşil gözlerinde kimsenin taşıyamayacağı acılar var ve gözünü kırpmadan bana bakıyor. Her gece nehrin soğuk suyuna bırakıyor bedenini. Ben ise ona engel olabilecek bir şey arıyorum ama bulamıyorum. Sonra o kadın beni çağırıyor anne. Yanıma gel diyor. Ama ben onun değil senin yanına gelmek istiyorum. Çağırmasın artık beni. Ben onun yüzünden suya girmeye korkuyorum... Sanki yakamdan tutup en dibe çekecekmiş gibi geliyor. Yeşil gözleri, yasemin kokusu... İçimdeki küçük kız çocuğunun hoşuna gidiyor bu. Ruhunu okşuyor bakışlarındaki şefkat. Ama acısı benim ruhumu kanatıyor anne. Bir yanım onunla bir gün buluşacağımızı söylüyor. Beni nehrin dibine çekip, sıkıca sarılacak... Ben sana sarılmak istiyorum anne. Söyle ona çağırmasın beni yanına...'

Sonumun ne olacağını düşünerek uykuya daldığımda rüyalarımda hep aynı kadını görüyordum. Çocukluğumdan beri o kadın hep aynı yerde bekliyor, göz göze geldiğimizde ise nehre atlıyordu. Acının tüm çıplaklığıyla sığındığı gözler beni yalvarırcasına yanına çağırsada cevabım hep aynı oluyordu. Ben hiç tanımadığım bir kadının ardından değil annemin peşinden giderek ölmek istiyordum. 

'Ciddi ciddi bu saatte mangal mı yapıyor?'

Gözlerim, önünde çömeldiği mangala etleri yerleştiren Erkam'ın üzerinde gezinirken Berfu'nun sorusunu " Evet." diyerek cevapladım.

' Yok artık ya!' derken yükselttiği sesi yüzünden telefonu kulağımdan bir süreliğine uzaklaştırmak zorunda kaldım. Erkam mangal yakacağını söylediğinde aynı tepkiyi bende göstermiştim. Fakat şaşkınlığım sesime değil gözlerime yansımıştı. Hatta kocaman açılan gözlerimi inanmazcasına yüzünde gezdirip  ' Bu saatte mi?' diye sormuştum ve ciddi olduğunu bakışlarından sonra sözlerine yansıtarak ' Ne var ki saatte?' demişti.

Gecenin ikisinde mangal yakan birini görsem -ki bu imkansız gibi bir şeydi- delirmiş olduğunu düşünürdüm. Sanırım sevgili kocam delirmişti. Ya da gerçekten çok açtı ve ben üşenmeyişi yüzünden şaşırmaya devam ediyordum.

' Gecenin bir yarısı kalkıp kavurma, çiğ köfte yaptırdığı olmuştu ama mangala ilk kez şahit oluyorum. Üstelik kendisi yapıyor! Şoktayım!'

" Bende. Ve hiç üşenmiyor. Açlıktan ölecek olsam da bu saatte kalkıp yapmam her halde."

' Esila birkaç fotoğraf çekip göndersene anneme göstereyim. Hem yengemlerle, teyzelerim burada. Sabah hepsini dumura uğratmalıyım. Çatlasın zilliler!'

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin