Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum

3.2K 222 20
                                    


060223 04:17 Kurmak istediğim o kadar çok cümle var ki. O an için onlara  yetişememek, yetememek kahredici. Şu an bile ben yazmakta zorlanırken yaşayanların neler hissettiğini düşündükçe içim daha çok  acıyor.

Başımız sağolsun. 

/105/ SANA GELMEYE ÇALIŞIYORDUM/

5 AY SONRA 🍂🍂

13 AĞUSTOS 🍂🍂

Bazı acıların tekrarı her zaman olmaz belki ama kalan izleri  acıyor. Zaman geçmesine rağmen bir şekilde yüreğimi sızlatarak yaşanmışlığını belli ediyor. Tekrarın endişesi ise zihnimin kuytu köşesinde içimi kemiriyor.

Kalbinin akşam gözlüsüne olan hasretini az da olsa dindirebilmek için kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı Esila'nın. Fakat umduğu şu an olanlar değildi. Hele ki hâlen daha  babasına ilgi duyduğunu düşündüğü komşuları olan Cemre Hanımın kendisine fal bakmak için ısrarda bulunması aklının ucundan dahi geçmeyen bir ihtimaldi. Aslında eskisi gibi değildi. Babasına uzun uzun bakmıyor, çok sık yemek getirmiyor, evine yemeğe davet etmiyordu ama dost olduklarını düşünmek isteyen yanına karşı içindeki küçük kız çocuğunun kıskançlığı iyi yönde düşünmesini engellemeye devam ediyordu. Babasının karşılık vermeyeceğine olan inancı bir ihtimal düşüncesiyle baltalanıyordu.

Dakikalardır  boş bulunup Cemre Hanıma canının sıkkın olduğunu söylemesinin pişmanlığını yaşıyordu Esila. Komşusunun kendisi için birkaç saat içinde hazırladığı ortama bir yanı minnettardı elbette ama o yalnızca bir iki kişi beklerken apartmandaki tüm kadınlar bir telefonuyla evine gelmişti. Ve hiçbirinin eli boş değildi. Kısacık sürede onca şey nasıl hazırlanmıştı aklı almıyordu. Sanki biri çağırsada hemencecik gitsek modundalardı. Apartman koridorlarında karşılaştığı ve yalnızca selam verdiği kadınlarla aynı ortamdaydı şimdi.

Yanlış anlaşılmamak için çevresindeki kadınlara gülümseyerek karşılık vermeye çalışıyor, yemesi için tabağına her bırakılan yiyecekte gülümsemesi saniyelik olarak yerini sıkıntıya bırakıyordu. Kırmamak için tabağına bırakanların hepsini yemişti ve kimin yaptığını bilmediğinden ortaya 'ellerinize sağlık, çok güzel olmuş' deyip durmuştu.  Böylesi bir ortama alışık değildi Esila. Kendisinden yaşca büyük kadınların arasında oturmuş, bilgi alışverişi adı altında hiç tanımadığı insanları çekiştirmelerini dinliyordu. Pınar olmasa çoktan bir bahane bulup gitmişti. Ki denemişti aslında ama Cemre Hanım gitmesine izin vermemişti. Aylardır komşusu olan genç kadının diğerleriyle de arasının iyi olmasını, kaynaşmasını istiyordu.

"Hadi kızım kapat fincanını."

"Ben- ben kapatmasam."

Fincalanrını kapatmış olan kadınlara saygısızlık etmek istemediği için kendisini nasıl açıklayacağını bilemeyen Esila, Cemre Hanımın yüzüne halinden anlamasını rica edercesine baktı ancak masaya koymak üzere olduğu fincanının elinden alınıp, ters çevrilmesiyle bozulan ifadesini belli etmemeye çalıştı.

" Fala inanma falsız da kalma demişler. Maksat vakit geçirmek kızım."

Sürekli görmesine rağmen adını henüz bugün öğrendiği komşusunun konuşmasıyla bakışlarını Cemre Hanımın elindeki fincanından ayırıp, babaannesi yaşındaki kadına bakan Esila, devamında olacaklara gönülsüzce onay verdi.

.......

" Keyifleneyim diye uğraştı sağ olsun ama fal baktırmada gönülsüz olduğumu bile bile bakması hoşuma gitmedi. Üstüne üstlük benimkini en sona bıraktı. Bana gelene kadar tam on bir fal dinledim."

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now