Bölüm 🍀67🍀Seveceksen Ömürlük Sev

67.8K 4K 784
                                    


/67/SEVECEKSEN ÖMÜRLÜK SEV/

Bölüm parçası: Tarkan - Beni Çok Sev

Üç Gün Sonra

14 ARALIK🍂🍂

' Bugün çok iyi biliyorum ki kalbi artık kalbime gerçekten yoldaş oldu. Yollarımızı birbirine bağladı. Elimi bu kez daha sıkı tutuyor, hissediyorum... Hiç bırakmayacakmış gibi. Dualar ediyorum anne, gece ve gündüz durmadan Rabbime yalvarıyorum. Kalbim yalnız kalmasın, onsuz olmasın ve hiç ağlamasın, onunda kalbi kırılmasın diye. Sen de bizim için dua eder misin anne? Bugün benim için sevin... çünkü mutluyum. İçim burukta olsa mutluyum...'

Adet yerini bulsun misali avuç içlerine yakılan kınaya dolu gözleri ile bakmaya Berfu ve Civan'ın havuz kenarındaki atışmaları ile son veren Esila, başını kaldırdığı gibi ağabeyi ile konuşan Erkam ile göz göze geldi. O an geriye çekildi ela gözlerinde biriken yaşlar. Kocaman gülümsedi, ardında bıraktığı üç günde olduğu gibi.

Denizin kıyısında aldığı tekliften sonra orada akşam yemeklerini yemiş vakit kaybetmeden gelinlik alışverişine çıkmışlardı. Gece yarısına kadar mağaza mağaza gezmişler ve en sonunda Esila hayalini kurmaya çekindiği gelinliği satın almış, ertesi gün ise hem nikah işlemleri ile uğraşmış hem de araya ayakkabı, çanta ve çiçek alımını sıkıştırmışlardı. Bununla bitecek sanıyordu genç kadın fakat şu an tanımadığı insanlarla dolup taşan bahçenin süslemelerini Erkam onun zevkine bırakmıştı. Bir gününü ise bununla harcamış, gece kendini göstermeye başladığında kimsesizliği gelip yüreğine dert olmuştu.

Yanında kendisini sevdiğine inandığı bir adam vardı. Gelinliği, ayakkabısı, çantası, çiçeği ve iki küçük pakette kınası... Ama annesi yoktu... Babasından ve ağabeyinden geçeli çok olmuştu. Ablasının, can verse bile yanında olamayacağını bildiğinden hayalini dahi kurmamıştı ve teyzesi zaten burada bulunamazdı. Hepsinin eksikliğini sağ olmalarına rağmen yüreğinde bir yerlerde bastırmayı zorda olsa başarabilmişti. Ama annesinin yokluğunu kaldıramıyordu. Bayram sabahlarındaki özlemi gibi büyüktü yokluğunun acısı...

Ve gecenin karanlığı bulunduğu şehrin üzerini örttüğünde özleminin sızısı gözlerini yakaladı fakat huzurunun yanında getirdiği teyzesi ağlamasını geciktirdi. Hatice hanım otel odasında kimsesizliğine aslında daha çok annesizliğine ağlamak üzere olan Esila'yı hüznün kucağından çekip aldı. Annesi yoktu ama onun yarısını karşısında bulduğunda küçücük bir kız çocuğu gibi kollarının arasına atıldı. Yalnız olmadığı için teşekkürler etti içinden Rabbine. Sonra ise hüznünü alıp götüren adama teşekkür etti. Tabi bunu kuru kuru değil boynuna sıkıca sarılarak yaptı. Sadece teyzesinin yanında olacağını düşünürken arkasından Berfu çıkagelmişti fakat asıl şaşırtıcı sürpriz Meryem'in de aralarına katılması olmuştu.

Gecenin ikisinde Meryem, Berfu'ya yönelik söylemlerini alttan alttan dile getirmeye kınanın hazır olması ile son vermiş, Hatice Hanımın ağlayarak mırıldandığı türkü eşliğinde Esila'nın avucuna Cumhuriyet altınını kayınvalidesinin duyunca koparacağı kıyameti düşünerek bırakmıştı. Bu yüzden içi rahat değildi ancak sonrasında ' Oğulları düşünsün bana ne.' diyerek kendi keyfine odaklanmıştı.

Son birkaç gündür yaşananları düşünmeyi bırakan Esila, yanında oturan teyzesinin bakışlarını takip ederek bir saat önce nikahının kıyıldığı masanın üzerindeki evlilik cüzdanına dikti gözlerini. Artık soyadı Yılmaz değil Özadlı idi ve bir yanı imzayı attığı anda uçurumun kenarına biraz daha yaklaştığını sitemle dile getiriyordu. Karabulutları gökyüzüne toplayan yanına kulak asmayan Esila kalbi rahat etsin diye ela gözlerini yeniden huzuru ile buluşturdu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin