/45/SENİ SEVİYORUM part 1/
Bölüm parçası: Toygar Işıklı - Sen Yanımdayken
13 EKİM 🍂🍂
Sigarasını dudaklarıyla buluşturmadan önce " Hakkettim ben..." diye mırıldandı Erkam... Geceden beri yaktığı sigaranın haddi hesabı yoktu. Kadını tüm çıplaklığıyla bedenini bedenine teslim etmişti fakat yapabildiği yalnızca sarılmak olduğundandı tutuştuğu gibi sigaraları ateşle buluşturması. Birde omuzlarına ve saçlarına öpücükler bırakması. Dudakları ise dudaklarına dokunamadığı için hâlen daha sızlıyordu.
' Güzelim.' dediğinde yanakları kızaran, utanarak bakışlarını kaçıran karısının yatağa girerkenki cüretkarlığını aklından çıkarmıyordu adam. Bu yüzden bir kez daha hakkettim dedi kendi kendine. Neyi var neyi yoksa almasa arzuları bu denli kıvranıp bedenini zora sokmayacaktı.
" Nerde kaldın Berfu?"
Esila'nın teyzesinin evinden elinde poşetlerle çıkan kardeşinin " Sabret anlatacağım abi!" deyip arabaya binmesiyle sigarasını yere atan adam ayakkabısının ucuyla ezdikten sonra bedenini yasladığı bahçe duvarından ayırdı.
Sürücü koltuğuna yerleştiği aracı çalıştırmadan önce cevap alabilmek için poşetleri karıştıran kardeşine yüzünü dönen Erkam, uzattığı kağıda ne için olduğunu sorarcasına baktı.
" Alsana abi!"
" Ne bu?"
" Sen Esila neyi seviyor neyi sevmiyor teyzesine sor dememiş miydin? Bende sordum ve aldığım cevapları unutmamak için not aldım."
Merakına, heyecanı eklenince gülümseyerek Berfu'nun elindeki kağıdı alan Erkam, her yazılanı dikkatlice okudu. Kadınının neleri sevip sevmediğini zamanla öğrenmeyi bir kenara bırakmak zorunda kalmıştı çünkü bugünü baş başa geçirmeyi planlıyor, mutlu olacağı şeyler yapmak istiyordu. Gözleri Cemal Süreya'nın adına iliştiğinde gözlerinin içi parladı. Karısı ile inatları dışında bir ortak noktası vardı artık...
" Tuttuğu takımdan sevdiği şaire kadar öğrendim. Bu arada elbise işini de hallettim."
Niyetleri Esila'nın sevdiği şeyleri öğrenmek gibi ne tür kıyafetler giymeyi sevdiğinide öğrenmek ve çarşıdan alarak konağa dönmekti ancak Hatice Hanım, Esila'nın babasından korktuğu için giyemeyipte saklaması için yanına getirdiği elbiseyi Berfu'ya vermişti.
" Nasıl?"
" Esila'nın çok sevdiği bir elbisesi varmış. Babası giymesine izin vermediği için teyzesine getirmiş, o da bana verdi. Babet ve birkaç şey daha verdi."
' Birkaç şey.' derken sırıtan kardeşinin iç çamaşırını kastettiğini anlayınca elindeki kağıdı dizlerinin üzerine bırakan Erkam, aracı çalıştırıp direksiyonu sıkıca kavradı. Bu durum gözlerini kaçıracak derecede utandırmıştı onu.
" Dün sana anlattıklarımdan bu sonucu çıkarıp giyeceği bir şey bırakmaman tuhaf geliyor. Birçoğunu giymemişti daha." diyen Berfu mırıldanarak " Geceklikleri bilemem tabi..." derken gözleri ağabeyinin üzerindeydi. Bakışlarında bir değişim olmadığını görünce kendisini duymadığını anlayarak sırıtmaya devam etti. Ağabeyinin bu hâlleri hoşuna gitmişti ve genç kız, Esila adına seviniyordu çünkü hiçbir kuvvet ağabeyini sabahın köründe ayağa dikip neleri sevip sevmediğini öğrenmek için yollara düşüremezdi.
İçinden ' Aşkın gücü...' diye geçirdikten sonra koltuğa iyice yerleşip ağabeyi ile uğraşmaya devam etti. Onu zora sokmak değildi niyeti ama yüzünün aldığı hallerden acayip keyif alıyordu.
