🍂FİNAL 🍀

31.2K 2K 837
                                    


Hüznüm ve heyecanım bir arada... Burada finali paylaşıyor olsam bile onlar benimle birlikte olmaya ve bir şeyler yaşamaya devam edecekler... Bu garip hissettiriyor.

Hep bölüm bitimlerinde dediğim- ' Hatalarım olduysa affola'yı - bu kez bölüm başında dile getirmek istiyorum çünkü bu kurgu ya da yazım hatalarım ve anlatım bozukluklarım için değil. Şahsım adına dile getiriyorum.

İstemeden kırılmasına, üzülmesine sebep olduklarım varsa özür dilerim.

Daha çok şey paylaşmak isterdim ama şu an bunu yazarken bile darmadağın hissediyorum.

Her şey için çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki  varsınız.

Bir ricam var arkadaşlar; Finalden Önce diye paylaştığım açıklama bölümünü okumayanlar varsa bölümü okumadan önce  bakmanızı çok isterim.

Dilerim beğenirsiniz...

/FİNAL/

1 EYLÜL 🍂🍂

' Yıllar önce çizdiğim resmin izlerine sahip şu an etrafında gezindiğimiz yer. Berrak suyun altında yerlerini çok nadir değiştiren taşlara antep fıstığı ağaçlarının gölgesi vuruyor. Havası gibi toprağı da bir başka. Hayalimde ve resmimdeki tek eksik rengi mavi olan iki katlı ev diyebilirdim. Sen olmasaydın eğer akşam gözlüm. '

Harabe görünümüne sahip evleri ve yeni yapılan müstakil evleri birbirinden ayıran derenin kenarında kurulmuş olan masada oturanları tandırevi adı verilen odadan görebildiği kadarıyla izleyen Esila, önüne koyulan yağlı ekmek ile dikkatini masadakilerden ayırıp Dilan'ın annesine çevirdi. Yüzü sıcaktan kızarmış olan genç kadına gülümseyip " Teşekkür ederim." dediği sırada Meryem elinde çay tepsisiyle içeriye girerken hemen arkasından gelen Dilan da çaydanlığı yere serdikleri örtünün üzerine koyduğunda Esila genç kızın mavi gözlerinde ki tebessüme dikkat kesildi.

İki gün önce Dilan'ı istemek için gelmişlerdi. İki gün boyunca süren hazırlıktan sonra iki gencin aylardır beklediği an dün gece bir aksilik çıkmadan gerçekleşmişti. Aslında aksiliği kıl payıyla atlatmışlardı çünkü Hasan Ağa yüzüklerin konakta takılmasını istesede Erkam, Emir Bey'in isteksiz olduğunu gördüğünde Dilan ve ailesinin köydeki evlerinde olmasının daha uygun olacağını söylemişti. Ki farkında olmadan genç kızın daha rahat hissetmesini sağlamıştı. Ailesi ile konakta çalışmaktan utanıyor değildi ancak kendi evlerinde olmak daha iyi hissettirmişti. Yiğit ve ailesi tarafından horgörülme düşüncesi aklının ucundan geçmemişti bile çünkü onların öyle insanlar olmadıklarını tanıyarak öğrenmişti genç kız.

Feyza Hanım ve Pınar'ın da içeriye girmesiyle bakışlarını Dilan dan ayıran Esila, kenara kayarak yengesi için yer açtığında Pınar da Meryem ve Dilan'ın arasına yerleşti.

" Kız bu kaçıncı ekmeğin senin? Karnını doyurma, öğlen yemeği yiyemezsin sonra."

Meryem'in sorusuyla ekmeğinden böldüğü parçayı ağzına atmadan önce " İkinci." diyen Esila, Dilan'ın annesinin tandırdan çıkardığı son ekmeği diğer ekmeklerin üzerine koyduğu gibi uzanıp, parmak uçlarıyla tuttuğu ekmeği kendisine doğru çekti. Sıcak olan ekmek parmaklarını yakıyorken önüne güzelce yerleştirmesi tandır evinde bulunanların bakışlarını üzerine çekse de oralı olmadı. Ve ne düşündüklerini de çok iyi biliyordu. Son iki aydır canı sürekli bir şeyler çektiğinden yeme düzenini biraz bozmuştu ve zaman farketmeksizin canının çektiğini yiyordu. Şimdi de daha ilk ekmeği bitmeden ikinciyi hazırlamasını garip bulduklarına emindi. Ama bu ekmeği kendisi için hazırlamayacaktı.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now