Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...

Start from the beginning
                                    

' Ananı babanı hiçe saydın ya Elif için ben sana ne diyeyim abi! Beddua etsem ucu yine bize dokunacak. Sabır ver Allah'ım! O gerizekalılara da bir parça akıl!'

Bayram günü yanında kalmalarını isteyip İstanbul'a gitmemesi için ısrar eden anne babasını, Elif için umursamayan Ferit'e içinden verip veriştirerek hazırlanan Berfu, saçlarını yapacağı sırada odaya yengesi Meryem'in girmesiyle modu tamamen düştü.

"El öptükten sonra düğüne filan mı gideceksiniz? Bu ne hâl kız?"

Sessiz kalan Berfu ve Esila arasında bakışlarını gezdiren Meryem, " Yeşil gitmemiş sana." dediği eltisine alayla baktı. Rengi zümrüt yeşili olan elbisenin göz rengini ortaya çıkarması dikkatini çekmişti ama misafirlerin dikkatini çekmesini, güzel bulunmasını istemiyordu. Hele ki eltisi olmasını istediği kızın da konağa geleceği gün de.

" Değiştir bence sen bunu Esila."

" Bence çok yakıştı yenge."

" Sana göre yakışmış Berfu. Hem senin elbisende bol mu ne? İkinizde çuval giymiş gibisiniz. Dilan bile sizden güzel giyinmiş."

Elindeki saç düzleştiricisini sabır dileyerek masanın üzerine bırakan Berfu, Esila'ya takma dercesine baktıktan sonra yüzünü yengesine çevirdi. Aynı şekilde ona karşılık verecekti ama saçlarından mı yoksa elbisesinden mi başlasın bilemedi.

" Yenge bize diyorsun ama şimdi o elbiseye o saç gitmiş mi? Hele takılar.. of of of! Eteğinde ki fırfırları saymıyorum bile. Bence teyzelerim ve halalarımın çekiştireceği ilk gelin sen olacaksın."

" Nesi var kız elbisemin? Çekemediğinden diyorsun değil mi?" diyerek fuşya rengi elbisesinin kenarlarından tutup düzelten Meryem, " Fiziğimi gören üç çocuk doğurduğuma inanmıyor. Benim yaşıma geldiğinizde görürüm sizi. Hoş siz o zaman da zevksiz olur, böyle nemrut nemrut bakarsanız." dedi ve görümcesine tiksinerek baktı.

" Neyse. Anam acele etsinler diyor. Sen bana  yardım edeceksin. Esila sen de mutfaktakilere yardım edecekmişsin."

" Esila mı?"

" Neden şaşırdın Berfu'cum? Halaların, amcaların, teyzelerin geldiğinde mahşer yerine dönecek konak. O da zahmet olmayacaksa bir işin ucundan tutsun artık."

Erkam'ın eşi olduğu için misafirlerin yanında oturması gerektiğini düşünen Berfu " Ama Esila..." dediğinde Meryem kaşlarını çatarak sözünü tamamladı.

" Ama Esila ağa karısı, baş köşede oturması lazım değil mi? Sözde! Ağa karısı canım. Hâlâ bir icraatını göremedik."

Esila, Meryem'in gözlerinin içine içine bakarak söyledikleri karşısında içinden sabır dileyip, burun kemerini sıkarken Berfu yeniden odasına kapanmak için  bir an önce akşam olmasını istiyordu.

" Camiden dönmek üzerelerdir. Fazla oyalanmayın."

Berfu, yengesinin gitmesi ile arkasından " Çatlak kadın! Bütün enerjimi yanında götürdü!" dedikten sonra sinirle soluyarak aynaya döndü ve saçlarını yolarcasına düzleştirmeye başladı. Esila'nın aklı ise 'sözde ağa karısı' deyişine takılmıştı. Ondan kurtulamayıp,  ömrü tükenene kadar Erkam'ın yanında kalacaksa eğer sözde karısı olarak kalması mümkün olmayacaktı. Bir ihtimal var mıydı?  O da bilmiyordu...

🍂🍂🍂

Kapıları ardına kadar açılan Özadlı konağında kiminin yüreği buruk, kiminin ise mutluluğuna diyecek yoktu. Hasan Ağa, ailesi ile birlikte bir bayramı daha görebilmiş olmanın sevincini yaşayarak Allah'a şükrederken, aynı şükrü evlatlarıda ediyordu. Anne babaları ile birlikte bir bayramı daha karşılamıştı Kenan, Erkam ve Berfu. Meryem ise anne babasının yanına yarın sabah gideceği için çok fazla dert etmemişti babası yerine Hasan Ağa'nın elini öpmeyi. Ama Esila için bir hayli zordu.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now