Bölüm ☘20☘ Aynı Yatakta!

Start from the beginning
                                    

" Tabi ki de ayrı uyumuyorlar teyze. Esila, uyurken abimin yarasına eli kolu çarpar diye istedi, bende getirdim ama tüm gece başında beklemiş, uyumamış."

" Hımmm." diye imalı bir şekilde  mırıldanan kırklı yaşlardaki kadın, ablası gibi yüzünü buruşturarak Erkam'a döndüğünde bir an önce çıkıp, gitmelerini istedim ama odaya girenlerin sayısı her geçen dakika artıyordu.

Zahide Hanım ve kız kardeşinden sonra odaya amcası ve yengesi de gelince Berfu'ya ' Çıkalım mı?' diye sormak için yaklaştım ama kalabalık yüzünden varlığını unutmak üzere olduğum doktor buna gerek bırakmayarak imdadıma yetişti.

" Endişenizi anlıyorum ama böyle de olmaz ki Hasan. Şu kalabalığa bak. Yalnız kalmaya, dinlenmeye ihtiyacı var bu laf dinlemezin."

" Haklısın Veli."

Hasan Ağa'nın hak verdiği doktor
Erkam'ı bakışlarıyla azarladıktan sonra diğerlerine dönüp " Hadi boşaltın odayı." dediğinde şükrettim ama azar sırasının bende olduğunu " Sen kal." deyip, gözlerinin mavisini çattığı kaşları ile gölgelendirmesinden anladım.

Odadakilerin hoşnutsuz şekilde çıkmalarının ardından aynı şekilde bakmaya devam eden doktorun ve Hasan Ağa'nın yanına asık suratımı düzeltmeye  çalışarak vardım.

" Bir daha bu inatçının aklına uyma kızım. Ateşi, ağrısı olduğunda birilerine haber ver."

Başımla onayladığım doktor, serumu göstererek " Bu bitmeden yatağından kalkmasına müsaade etme. Hatta gerekli olmadıkça kalkmasın. İtiraz ederse beni ara." dediğinde Erkam, bir şeyler mırıldanarak alnını ovaladı.

" Hoşuna gitmedi mi?"

" Gereksiz yere yatmayı sevmediğimi biliyorsun Veli amca."

" Sende itiraz edilmesini sevmediğimi biliyorsun Erkam. Madem sabredip hastanede kalmadın, ne diyorsam yapacak, kendine dikkat edeceksin."

" Ederim."

'Ederim.' derken bile kendisine dikkat etmeyeceğini belli eden Erkam dan gözlerini ayıran doktor, " Oda bir daha az önce ki gibi kalabalıklaşmasın." dedikten sonra Hasan Ağa ile odadan çıktı. En sonunda oda tamamen boşalmıştı ama onunla yalnız kalmak da ayrı bir dertti.

" Sana kimseye söyleme dememiş miydim?"

" Evet, ama o geceydi."

" Fark etmez."

" Benim için ediyor."

Gözlerini birkaç saniye kadar kapatıp derin nefes alarak açtığı süre zarfında konuşmanın bu şekilde sürüp gideceğini düşünmüştüm ama o " Git, kahvaltını yap." dedi.

" Tamam."

İtiraz etmeyip, kapıya doğru yöneldiğim sırada ' Sen?' diye sormak istedim ama bir yanım boş vermemi söyleyince, vazgeçip odadan çıktım. Hem sorsam bile  kesin sabah yaptığı gibi istemiyorum filan derdi.

Zahide Hanım ve kız kardeşinin salonda oturuyor oluşlarına sevinerek indiğim avlunun akrabaları ile dolup taştığını görünce dün ki hâlim geldi gözümün önüne ve aynı daralmayı yaşamamak için kahvaltıyı odada yapmaya karar verdim.

" Günaydın Hanımım."

" Günaydın Dilan."

" Ben bunları bırakıp geleyim. Kahvaltını hemen hazırlarım."

" Sen onlarla ilgilen, ben hazırlarım."

Gülümseyerek konuştuğum Dilan'ın mutfaktan çıkması ile dolaptan tepsi alıp, tezgahın üzerine bıraktım. Buzdolabının yanında oturan kızların alay dolu bakışmalarını görmezden gelerek kahvaltılıkları çıkarmaya başladım. 

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now