Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk

Start from the beginning
                                    

" Birçok kez bitti dedim fakat bir yanım hep umudumun kırıntılarına tutundu aslında. Ama o gün o nehir kenarına son kez gittiğimde gerçekten bitti demiştim. Artık hiçbir şerrin altında hayır arayamaz olmuştum. Varmış. Ben olmadığına emin olduğumda bile varmış."

Yiğit'in omuzunu hafifçe sıkarak " Hatırlattığın iyi oldu, bu konuyu başka bir gün mutlaka konuşacağız." demesiyle omzuna yasladığı başını geri çekerek yüzünü görmeye çalıştı Esila ancak itiraz eden bakışlarını farkeden kuzeni " Kaçışın yok." diyerek gözlerini pencerenin dışındaki manzaraya dikti.

" Ne konuşuyorsunuz siz-"

" Kuzenime hayat felsefemden bahsediyorum abla. Merakını giderdiysem gözlerini üzerimizden çek."

" Daha çok vesvese veriyormuşsun gibi hissediyorum." diyen ablasına bakabilmek için Esila'nın omzuna attığı kolunu geri çeken Yiğit, birkaç dakika önce girdiği duygu yoğunluğundan sıyrılamasada belli etmemek için dişleri gözükecek şekilde sırıtarak ablasına doğru döndü. Onun bu hâli göz ucuyla kendisine bakan Esila'yı da gülümsetmişti. Deli dolu hallerine ev ahalisi alışmıştı ve kendisi gibi Erkam'ın da tanık olmasından memnundu genç kadın çünkü akşam gözlüsünü birkaç kez Yiğit'in yaptıklarına bıyık altından gülerken yakalamıştı. Ara sıra çekilmez birine dönüşse de genel olarak enerjisi yüksek biriydi Yiğit. Ve bu hâllerini seviyordu.

" Yani. Biraz kıvrandıklarını görmek fena olmazdı hani."

"Bazen senin kaos sevici olduğunu düşünüyorum."

Kollarını göğsüne bağlayıp düşünür gibi yapan Yiğit " Daha çok müzik seviyorum abla." diyerek kaşlarını kaldırdığında Mert ve Esila yaptığı imayı anlayarak şaşkın  bakışlarını abla kardeş arasında gezdirmeye başladı. Pınar'ın yapacağı atağın Dilan ile ilgili olacağını düşünürlerken Pınar 'sen görürsün' dercesine bakmakla yetinmişti.  Dilan ile ilgili yapacağı imaların  geri dönüşünün hoşuna gitmeyeceğinden emindi çünkü hoşlandığı adam ile aynı okuldaydı ve kardeşinin ona ulaşması hiç zor değildi. Bunu göz önünde bulundurduğu için sessiz kalışı diğerlerinin gözünden kaçmamıştı. Yiğit'in cümlesinin altındaki imayı anlamamışlardı ancak genç kızın çekindiği bir durum olduğunu farketmişlerdi. Kızgınlığı göz ucuyla baktığı babaannesi ve babasının anlamaya çalışır ifadeleriyle kendisine baktıklarını görünce çoğaldı. Tam onların oluşmak üzere olduğunu hissettiği şüphelerini dağıtmak için bir şeyler söyleme gereği duymuştu ki hepsinin gözü gelen zil sesiyle salonun kapısına döndü.

" Sen kalkma yengecim, ben bakarım."

Mert'in kapıyı açmak için yerinden kalkmasıyla Yiğit  avuç içlerini birbirine sürterek " Kurbanlarımız sonunda geldi. Yüz ifadelerini çok merak ediyorum. Biraz oyalan hemen açma kapıyı." demesiyle Pınar " Cidden kaos sevici bu çocuk." diyerek başını sağa sola salladı.

Yanındaki kuzeninin sırıtan ifadesinin aksine Esila nasıl davranması gerektiğini kestiremiyordu. Bildiğini belli mi etmeliydi yoksa kendilerinin konuyu açmalarını mı beklemeliydi karar veremiyordu. Zihninin içinde çalkalanan sorulara cevap ararken Mert'in koridordan gelen sesiyle üzerindeki kazağın uçlarını avuçları arasına alarak sıktı. Yüzünde kararsız bir ifade hakimdi ancak gözlerinin içine sevinciyle parlayan yıldızları doldurduğundan habersizdi.

Elinde gül demetiyle içeriye giren babasını gördüğü anda içindeki küçük kız çocuğu ellerini çırparak sevincini gösterirken Yiğit kulağına doğru eğilip fısıldayarak " Bir iki dal gül ile gözlerini boyayacaklar ama sakın kanma." dediğinde onlara yakın olduğu için seslerini duyan ablası ayağa kalktığı gibi " Gelsene sen şuraya. Vesveseci." deyip dirseğini tuttuğu kardeşini kendisine çekti.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now