Bölüm 🍀92🍀 Oğlun Bizi Mahvetti

Start bij het begin
                                    

" Ben yanlış duymadım değil mi? Sen babana Ferit'in olayını mı söyledin?" deyip avuç içini şaşkınlığından dolayı dudaklarının üzerine kapatan Meryem, diğer eliyle bacağına vurduğunda öylece Berfu'nun yüzüne bakan Kenan ve Erkam çıkan ses sayesinde kendilerine geldiler. Üçüde genç kızın amcası için hesap soracağını  sanıyordu ve geri gelene kadar ömürlerinden ömür  gitmişti fakat asıl şimdi bir ömrün son bulacağını idrak edebiliyorlardı.

Şaşkınlığını üzerinden atamadığı için bir şey söyleyemeyen Erkam'ın aksine Kenan kardeşinin gözlerine yalanlamasını dileyerek baktı fakat alt dudağını ısırarak başını önüne eğmesiyle, avuç içini alnına vurdu.

" Kız sen yürek mi yedin? Öyle karşısına dikilip söyledin yani? Valla bir mucize örneği ver deseler seni gösteririm Berfu- "

" Meryem ne diyorsun sen?"

" E yalan mı? Babana onca şeyi söyleyip elini kolunu sallaya sallaya gelmiş olması bence mucize. "

" Sabır ver Allah'ım!" diyerek avuç içlerini yüzüne kapatan Kenan ağabeyine göz ucuyla bakan Berfu, kendisine kızacağı anı beklerken Erkam'ın "İyi yapmışsın ama keşke yalnızken söylemeseydin. Ya sana bir şey yapsaydı? " demesiyle irileşen yaşlı gözlerini hızla ağabeyine doğrulttu. Her ne kadar bu sırrı saklamak zorunda kalmaktan memnun olmasa da ortalık karışacak diye kendisine kızmasını beklediği Erkam'ın tepkisi Meryem'i de şaşırtmıştı ancak Kenan'ı öfkelendirmişti.

" Erkam ciddi misin sen? Berfu'ya bir şey yapmamış diye  şükrediyorum ama  birazdan geldiğinde yakıp yıkacak ortalığı. Ferit'in peşine düşecek!"

Şaşkınlığından sonra takındığı umursamaz ifadeyi  bozmadan ağabeyine bakan Erkam, sağ omuzunu   silkerek " Saklamak zorunda bıraktığın gün konu benden çıktı abi. Baba oğul arasında artık, ne istiyorsa yapsın. Onları mı düşüneceğim?  Ne halleri varsa görsünler. " dediğinde Berfu gözlerini kapatıp dudaklarını birbirine bastırdı. Ağabeyi şu an için umursamaz gözüküyordu ancak Esila'nın olanları öğrendiğinde hissedeceklerini düşünse tepkisi bu şekilde olmazdı. Şu an Ferit'e duyduğu öfke ile böyle konuşuyordu fakat işin içine Esila girse, duyguları ve sözleri değişirdi.

" Ben de karışmayayım o zaman. Kenara geçip izleyelim ha? Tabi bu mümkün olursa."

" En doğrusu olur abi. Karışma, bırak ne yapıyorsa yapsın biricik oğluna. "

" Ne diyeyim bilmiyorum-" diyen  Kenan'ın cümlesini yarıda kesmesine sebep olan konağın önünden duyulan araba sesi olurken Meryem " Geldi galiba." deyip Berfu'nun vücudunda gezinen titremeyi arttırdı. Hasan Ağanın kalbi dursun istiyordu fakat benliğini kuşatan korku yüzünden  duracak olanın kendi kalbi olacağını hissediyordu.

.....

Kızının gidişiyle sağ elini, göğsünün sol yanına koyarak nefes almaya çalışan yaşlı adam, mekandaki havanın kendisine yetersiz geldiğini hissederek oturduğu sandalyeden yavaşça kalktı. Daha ilk hareketinde kalbi kaskatı kesilmiş, göğsünün altındaki varlığını nefesini zorlayan bir ağrı ile belli etmişti. Neden nefes alamıyordu? Gerçekten mekanın havası mı yetersizdi yoksa kızının sarfettiği cümlelerin oluşturduğu bir baskı mıydı bu? Gerçeğin farkındaydı yaşlı adam ancak hâlen daha kabul etmemek için son çırpınışlarını sergiliyordu.

Kapının dışında belli etmemeye çalışarak kendisini izleyen adama yürüyemeyeceğini anlayınca eliyle gel işareti yapan Hasan Ağa, sırtını kolona yasladı. Yürüyemiyordu. Ki zaten artık bunu yapmak bile istemediğini farketmişti tam o an. Çırpınışı fayda etmeyince kabullenmişti. Ne diye nefes almaya çalışıyordu ki? Oğlu insanların yüzüne bakacak yüz bırakmamıştı kendinde. Bu saatten sonra kalbini rahatlatmak için almaya çalıştığı nefes ne işine yarayacaktı? Ölmeyi diliyordu Hasan Ağa. Kızı ile bir kez daha göz göze gelmeden canını almasını istiyordu Rabbinden.

AĞLA SEVDAM Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu