Bölüm 🍀76🍀 Hâline Yan

En başından başla
                                    

Sırtı kendisine dönük  ve dizleri üzerine çökmüş olan  kadının bir anda ayaklanmasıyla tedirgin olan Sevda 'ne olur ne olmaz' diye içinden geçirerek kardeşine gitmeleri gerektiğini söyleyeceği sırada daha ağzını aralayamadan kadının üzerindeki tuniği çıkartıp, onunla bir şeyi sardığını gördü. Ne olduğunu o an anlayamamıştı fakat yere koyduğu şeyin  üzerine eğilip, eliyle dokunmaya başlamasıyla dikkatini daha çok çekti. Tam merakına yenilerek  bir iki adım ileri gidip daha dikkatli bakmaya yeltenmişti ki yüzünü göremediği kadın birkaç saniye içersinde  bedenini nehrin sularına bıraktı.

Gördüğü manzara ile gözleri irileşen Sevda " Suya atladı! Gitti kadın! Allah'ım!" diye bağırarak o yöne doğru koşar adımlarla yürümeye başladığında cümleleri arasında attığı çığlıklara şahit olan Sevgi ve Resul de peşinden aynı hızda yürümeye başladılar.

" Abla nereye gidiyorsun? Söylesene ne oluyor? Abla!"

" Biri suya atladı!"

Nefes nefese ve korkuyla nehir kıyısına varan Sevda hızlı ilerlediği için dizleri üzerine düşerken, çok geçmeden arkasından gelen Resul ayakkabılarını çıkarmaya başladı.  Sevgi ise gözlerini suyun yüzeyine dikip, bir şey görebilirim umuduyla bakmaya koyuldu. Üçünün de solukları düzensiz, endişeleri hatsafhadaydı.

" Yüzme biliyor musun sen?"

Sevda'yı " Biliyorum abla." diye cevaplayan Resul, " Neyi bekliyorsun o zaman atlasana suya!" demesiyle başını aşağı yukarı  sallayarak vakit kaybetmeden suya atladı. En sonunda yerinden kalka bilen Sevda, bir elin suyun yüzeyine çıkmasıyla " Sağ tarafında!" diye bağırmaya başladı. Resul'un kendisini duyup duymadığını bilmese de bağırmaya devam ederken Sevgin'in dikkatini anlık olarak ağacın dibindeki tunik çekti fakat ablasının bağırışlarıyla gözlerini  yeniden nehre çevirdi.

" Çırpınıyor! Resul diğer tarafa gitsene!"

" Abla ya çıkaramazsa? Ya Resul de suya kapılıp giderse!"

"Ağzını hayra aç Sevgi! " diyen Sevda yüzmeyi bilmediği için hayıflanırken, Sevgi sevdiği adamı kaybetme korkusuyla titremeye başlamıştı.

İkisininde görünmemesiyle göğsüne bir ağırlık çöken Sevda, çıkmaları için sesli bir şekilde  dua etmeye başladığı sırada Resul'un başının görünmesiyle elini sancılanan göğsünün üzerine koydu. Abla ve kardeş aynı anda nehir kıyısıyla aralarındaki mesafeyi sıfıra indirirken, Resul sırtının çok az bir kısmını  göğsüne yaslayıp, kolunu hafifçe  sardığı bedenle birlikte  güçlükle kıyıya doğru yanaştı.

Nefes almakta zorluk çeken adam, elini uzattığında yakalayan Sevgi olurken, Sevda bir ayağını suyun içine  sokup yerinin sağlam olduğundan  emin olduğunda  diğerini kuru zeminde tutarak Resul'un göğsüne yasladığı bedenin kollarından tuttu. Var gücüyle   çektiği beden ellerinden kayacak gibi olduğunda telaşı ve korkusu yüzünden  daha sıkı kavrayabilmek için tırnaklarının etine saplanmasını umursayamadı ancak çok geçmeden kardeşi Resul'u bırakıp yanına vardı ve çıkarmasına yardım etti.

" Şükür! Çok şükür Allah'ım!" derken aldığı nefesleri ciğerlerini yakan Sevda, tam   kurtardıkları kadının yüzüne bakacaktı ki kız kardeşi " Abla..." diye mırıldandı ve irileştirdiği gözlerini üzerine dikti. Ne olduğunu anlayamayan Sevda " Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu fakat yanıt alamayınca kardeşinin bu durgunluğuna sinirlenerek yerde boylu boyunca uzanan kadının baş ucundan ayrılıp  yan tarafına geçti. Amacı nefes alıp almadığını kontrol etmekti fakat nefesi kesilen kendisi oldu.

" A-ama! Nasıl ya?"

İki kardeşinde kaskatı kesilerek bedene şaşkınca bakmalarıyla " Tanıyor musunuz? Yakınınız mı?" diye soran Resul, hiçbir şey söylemeden bakmaya devam etmeleriyle yerde sürünerek kadının bedenine yaklaştı. Nefesi tam anlamıyla düzene girmediği için yaşayıp yaşamadığını kontrol edecek takati bulamıyordu. Aniden gelişen olayın peş peşe sebep olduğu  duygular yüzünden yüzeye çıkabildiklerine bile inanamıyordu Resul.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin