Bölüm ☘59☘ Kalmamı İsteyip Gitme..

Start from the beginning
                                    

" Ne oldu?"

" Anlatacağım Esila. Oturalım önce."

Berfu'nun ses tonundaki yılgınlıkla yüreği acımaya başlayan Esila, merak içinde yatağın üzerine oturdu. Telefonuyla uğraşarak yanına oturan Berfu'nun yüzünden gözlerini ayıramıyordu.

" Dün Ferit abim aceleyle gitti ya bunun sebebi teyzen Esila."

" Teyzem mi?"

" Evet." diyen Berfu, Ferit'e birkaç dakika sonra araması için mesaj attıktan sonra yüzüne endişe ile bakan yengesinin dizleri üzerinde birleştirdiği ellerinin üzerine elini koydu. Ferit ve Elif'e ne olduğu zerre umrunda değildi. Ama Esila'nın hissedeceği iğne ucu kadar hüzün umurundaydı.

" Dün sen bayıldığında... işte o sırada ablan teyzeni aramış. Teyzen de senin o halinin acısını ondan çıkarmış. Bugüne kadar yaşadığın her şeyi anlatmış Esila."

" Her şeyi mi?"

" Hamile olman dışında her şeyi."

Gözlerini kapayıp birkaç kez üst üste derin nefesler alıp verdi genç kadın ancak ciğerlerine yetmedi. Duydukları ile darmadağın olan kalbinin toparlanmasına yetmedi. İşte şimdi aralarındaki mesafenin benliğini yakma vaktiydi. Ablası duyduğunda ne hissetmişti? Kızmış mıydı ona? Ya da kırılmış mıydı? Gözlerini açtığı anda yaşlar bir bir yanaklarına dokunurken, kalbi kendisine dost olan umutsuzluktan kaçacak yer aradı.

" Buraya gelmek istemiş Esila..."

Küçük kız çocuğu duydukları ile heyecana kapılırken Esila'nın özleminin yerini korkusu aldı. Uğruna canını verebileceği küçük annesine kavuşmayı isteyemedi çünkü ona kavuşursa her şey bitecekti. Ona kavuşursa hem onu hem huzur bildiği adamı kaybedecekti.

Dili ' Gelmesin.' demeye varmadığı için başını hızla sağa sola salladı. Gözleri gelmesin diye haykırırken içindeki küçük kız çocuğu kalbini yumrukluyordu. Küçük annesini istiyordu. Güvende hissetmeyi istiyordu  ama Esila istemiyordu.

" Ağlama Esila. Abim konuşmuş. Vazgeçirmiş. Ama seninle konuşmazsa gelecek Esila."

Hıçkırıkları duyulmasın diye eliyle ağzını kapayan genç kadının  yanaklarını silen Berfu, titreyen bedeni kollarının arasına alırken ağlamamasını söylüyordu ancak kendisi de ağlıyordu. Esila ablasına, Berfu ise ailesine, en çok ta yengesi ve Erkam ağabeyi için döküyordu yaşlarını...

" Arıyor. Esila topla kendini. Ablanla konuş. İkinizinde içi rahat etsin. Hadi."

Kendisinden ayrıldığı halde burnunu çekerek  saçlarını okşayan Berfu'nun elinden telefonu alan Esila, kulağına dayandığında ağzına kapattığı elini çekti. Duyduğu nefes sesleri ruhuna avuç avuç közler fırlatırken titreyen dudakları " Ablam..." diyerek aralandı.

' Kurban olduğum!'

Birbirinin sesini duyan abla kardeşin özlemi zamanı durdurmuş, onlardan başka kimse yokmuş gibi hıçkırıklarını özgür bırakmışlardı. Esila küçük annesine kavuşmuşcasına ağlarken Elif sevdiğini toprağa vermiş gibi ağıt yakarak ağlıyordu.

' Sahip çıkamadım... ben sana... Koruyamadım... Gurbet elde ben sensiz nasıl nefes aldım Esila? Ben seni nasıl bıraktım?'

" Ablam- Ağlama... İyiyim ben. Ağlama ne olur. Ablam ağlama."

Yataktan kayıp yere oturan Esila, avuç içini bacağına sürterek  ablasına  ' Ağlama' deyip göz yaşlarına yenilerini ekledi. Şu an küçük bir çocuktan farkı yoktu. Annesi ağladıkça dünyayı yakıp yıkmak isteyen, onu üzenleri  üzmek isteyen küçük bir kız çocuğuydu şimdi. Kalbi acıdıkça küçüldü bedeni... Ablası ağladıkça ezildi ruhu...

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now