Bölüm ☘55☘ Kızımız

Start from the beginning
                                    

" Doğru diyorsun ana. Ben gideyim de çocukları mı uyutayım. Size de iyi geceler."

Yerinden kalkıp giden yengesi ile annesi arasında bakışlarını gezdiren Berfu Meryem'in neyi kastettiğini annesine soracağı sırada Zeynep Hanım " Sizde gidin yatın." dedi ve gülümseyerek Esila'ya döndü.

" Yediğine içtiğine dikkat et bundan sonra kızım ama en çok uyku vakitlerine. Uykun gelmezse bile gir yatağına bedenini dinlendir  kızım."

Başını olumlu anlamda sallayarak ayağa kalkan Esila, Berfu'nun da kalkmasıyla " İyi geceler." diyerek sandalyesini düzeltti.

" İyi geceler Esila."

" Hala sabah kahvaltıda olacaksın değil mi?"

" Olacağımda neden sordun?"

Halasının arkasına geçip omuzlarından tutarak yanaklarını öpen Berfu " Ne zaman gelip gittiğini anlamıyorum halam. Bu aralar giderken veda etmiyorsun. Bir varsın bir yoksun." dedikten sonra uzanıp tuttuğu sağ elin avuç içini öptü.

" Eskisi gibi tahammül edemiyorum bazı şeylere. Canım sıkılınca can sıkmadan gitmeyi tercih ediyorum."

Zahide Hanıma bakarak konuşan Zeynep Hanım yeğeninin yüzüne değen saçlarını okşayıp " Nasip olursa birkaç gün daha buradayım." dedi.

" O zaman sen gidene kadar tüm yemekleri ben yapacağım."

Halasının yanaklarını öpücükleriyle işgal eden Berfu annesine bakarak  yarım ağız " İyi geceler." dedikten sonra  Esila'nın koluna girdi ve çardağın önünden geçerken Civan'a kaçamak bakışlar attı. Sırtı dönüktü genç adamın ancak kurbanlık koyun gibi hissettiğini ağabeyinin insafsız bakışlarından anlayabiliyordu.

" Berfu'nun haberi yok değil mi?"

" Yok abla." diyen Zahide Hanım içinden beddualar ederek omuzunun üzerinden kocasına baktı. Sırf kardeşi istiyor diye kızına fikrini sormadan Civan'la evlenmesini onaylamıştı ve Zahide Hanım sabahtan beri ne yediğini içtiğini öfkesinden dolayı  anlayamamıştı. Üzerine Esila'nın hamile olduğunu öğrenen yaşlı kadın yükselen şekeri ve tansiyonuyla baş etmekte güçlük çeker hâle gelmişti. Tek umudu ise karşısında oturan kadındı. Çünkü Hasan ağayı vazgeçirebilecek biri varsa o da kardeşiydi. Onu olmasa bile Erkam'ı babasına engel olması için ikna edebilirdi. Kenan ve Ferit ten yana ise korkusu yoktu çünkü ikisinin de buna karşı çıkacağına emindi.

" Ne zaman söyleyeceksin Zahide? Hüseyin kapıya çiçeği ve çikolatasıyla dayandığında mı?"

" Söyleyeceğim ama nasıl bilmiyorum. Berfu konağı başıma yıkar. Ben söylersem istiyorum, rızam var sanır."

" Sanmaz, sanmaz. Safiye den nasıl nefret ettiğini biliyor."

Eltisinin adını duyduğunda bile rengi atan Zahide Hanım " Sen Hasan'la konuşsan, vazgeçirsen. Ben kızımı o kadına gelin vermem. Burnundan getirir abla sende biliyorsun." dedi ve yeğenlerine ve ağabeyine bakan kadının gözlerine merakla baktı.

" Konuşurum konuşmasına ama fikri değişmez biliyorum. O yüzden Hüseyin abimle de konuşmam gerek."

" Sağ ol abla."

Rahat bir nefes alan Zahide Hanım kaynının ve kocasının ikna olması için dualar etmeye başladığı sırada birkaç dakikalığına da olsa benliğini terkeden öfkesi görümcesinin sözleriyle geri geldi.

" Kızına kötü davranılmasını istemiyorsun ama gelinine etmediğin kalmadı Zahide."

" Benim kızımla o uğursuzu bir mi tutuyorsun abla?"

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now