Bölüm ☘53☘ Bekleyiş

Start from the beginning
                                    

" Bunun damarına kim bastı yine?" diyen Berfu, Civan'ın imâlı bir şekilde öksürmesiyle dilinin ucunu ısırdı. Ağabeyini, Berzan dan başka kimse bu hâle getiremezdi ve o bunu bir anlığına unutmuştu. Toparlayabilmek için ise konuyu hızla değiştirdi.

" Şey... Esila konuşma işini biraz ertelesen mi?"

Sevinci kursağında kalan genç kadın fısıldayarak  " Öyle yapacağım zaten." dedi ve dolan gözleri birkaç  saniyeliğine de olsa üzerinde gezinen kahverengi gözler ile buluştu. Az önce  bağıra bağıra konuşarak basamakları yarılayan  kocası geriye kalan adımlarını dudaklarını birbirine bastırarak atıyordu. Soğuktu bakışları, içini sızlatacak kadar da yakıcı.

Sorar gözlerle yüzüne odaklanan bakışlara  kaçamak bakışlarıyla karşılık veren Erkam'ın kafası , nereden geldiklerini dahi soramayacak kadar doluydu. Bunu  karısı gibi kardeşi ve Civan da farketmişti çünkü Erkam hiçbir şey söylemeyip yanlarından geçip gitmişti.

" Kenan abi?"

Konaktan çıkan kocasının arkasından ilerleyen Kenan'a seslenen Esila, bedenin yarısını kendisine çeviren adama neler olduğunu soramadan yanıtını aldı.

" İşlerle ilgili birkaç sorun oluştu. O yüzden heyheyleri tepesinde Esila. Halledip, döneceğiz."

Yalan söylemek zorunda kaldığı için huzursuzlanan Kenan, Esila  başını anladığını belirterek salladığı sırada  bakışlarını   Civan ve Berfu'ya doğrultup içeri gitmelerini işaret etti. Nereden geldiklerini sormak o an aklına gelmişti fakat deli danalara dönen  kardeşine yetişmesi gerektiği için soramadan telaşla yanlarından ayrıldı.

" Başka bir şey  var."

Konuşurken titreyen dudaklarını ısırarak konağın kapısına baka kalan  Esila, sağ gözünden akmak üzere olan damlaya son anda müdahele ederek, sildi. Mutluluğunu kara bulutlar misali  sarmalayan garip duygu yüzünden yalnız kalmaya ve ağlamaya  ihtiyaç duyuyordu, ancak Berfu bunun mümkün olmadığını koluna girerek belli etmişti. 

" Ne olabilir ki yenge?"

Civan'a bakmadan sorusunu  " Bilmiyorum." diye mırıldanarak yanıtlayan  Esila'nın karşısına geçerek kapı ile olan bakışmasına son veren Berfu, " Kenan abim işle ilgili dedi ya. Başka  bir şey  olsa söylerdi." dedi ve yengesinin yanağını okşayarak yüzüne bakmasını sağladı.

" Şimdi odana gidelim. Sen yatıp dinlen. Civan da o sırada ayrıntıları öğrensin, olur mu?"

Küçük bir çocuğun hüznünü taşıyan gözleriyle Berfu'yu onaylamak zorunda kalan genç kadın karnına yönelttiği elini yumruk haline getirerek geri çekti.  Huzurunun gidişiyle birlikte aklının ucundan geçirmediği tüm kötü düşünceler başına üşüşmekte gecikmemiş, kalbinin, konağa varana kadar heyecandan kaynaklanan sancılarının yerine korkuyu ve hüznü yerleştirmişti...

🍂🍂🍂

" Uyudu mu?"

Avluya çıktığı anda soğukla buluşan bedeni titreyen Berfu, kollarını göğsünde buluşturup " Uyudu." diyerek cevapladığı  Civan'ın karşısındaki sandalyeyi çekip  oturdu.

" Bu gece resmen yalan söyleme rekoru kırdım. Ne kadarına inandı bilmiyorum ama uyudu ya, günahına razıyım. Hoş Allah biliyor isteyerek söylemedim."

Sıkıntıyla nefes veren sevdiğine destek olmak isteyen Civan "Sıkma canını.  Hepimiz söylemek zorunda kaldık Berfu. Ve bunu onun iyiliği için yapıyoruz." dedi ve varlığıyla kalbini titreten genç kızın yüzüne bakarken gözlerinin dolmasına engel olamadı. Onun canı sıkkın olduğunda canı acır ve bu acı gözlerine uğramadan düşmezdi yakasından. Gülmek yakışıyordu sevdiğinin yüzüne, üzüntü uğramamalıydı güzel kalbine... Şu hayatta değer verdiği iki kadın vardı. Biri annesi diğeri Berfu. İkisininde mutluluğu can bulması demekti ama üzüntüleri genç adamı kahrediyordu. Ve onları ağlarken gördüğünde yetim kalmış gibi hissediyordu.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now