Bölüm 🍀51🍀Sahte Pişmanlık

Start from the beginning
                                    

Berfu'nun, masasının önüne ne ara geldiğini anlamayan Erkam çerçeveyi hızla yerine bırakıp,  bakışlarını yüzüne doğrulttu. Ve gördüğü gülümseme yüzünden kaşları çatıldı.

" Ne var?" diye sorarak eğilen Berfu, Esila'nın resmini gördüğünde yüzündeki gülümseme daha da çoğaldı. Öküz olduğunu her fırsatta dile getirdiği ağabeyinin sırılsıklam aşık olduğuna tanıklık etmek keyfini ikiye katladı. Keyfinin asıl sebebi ise Civan'ı günler sonra görmüş olmasıydı. Tabi inkâr etmese olmazdı fakat inkara başvurması kalp atışlarının alt üst olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmezdi.

"Resmi yerine kendisiyle konuşsan abi?"

" İki dakika dursun şu çenen Berfu! Gelir gelmez başladın."

" Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye boşuna de-"

" Berfu!"

" Ayy! Susuyorum, tamam!"

Çantasını çıkarıp, masanın karşısındaki deri koltuğa oturan Berfu kahverenginin yoğun olduğu odanın içinde kaç dakika kalabileceğini hesap etmeye başladı. Ağabeyinin kahverengi takıntısı midesini bulandıracak derecedeydi ve ne zaman yanına gelse beş dakikadan fazla duramıyordu. Ama ağabeyi Kenan'ın yanına gittiğinde vaktin nasıl geçtiğini anlamıyordu çünkü odasındaki mavi ve beyazın birleşimi insanı huzura boğuyordu. İki ağabeyide iş yerinde ve konakta aynı tonları kullanıyordu. Meryem'in fuşya rengi aşkını göz ardı ederse Kenan ağabeyinin yatak odası da iş yerindeki odası gibi iç açıcıydı.

" Kıyafetleri getirdin mi?"

Başını sallamakla yetinemeyen Berfu, ağabeyinin öfkesini göze alıp " Daha kaç gece kapısında nöbet tutacaksın?" diye sordu. Ağabeyi üç gecedir konağa gelmiyor, sabahlara kadar Hatice Hanımın evinin sokağında, arabada bekliyordu. Gün doğar doğmaz yerine birini bırakıp,  günün geri kalanını iş yerinde geçiriyordu ve böyle sürüp gitmesini istemediği için ağabeyi Kenan dan destek istedi. Erkam'ın kendisini dinlemeyeceğini biliyordu genç kız, Kenan'ı da dinlemezdi ama söyledikleri  iyi kötü aklının bir köşesinde yer edinir diye çabalamaktan vazgeçmedi.

" Berfu, şu burnunu her şeye sokmaktan vazgeç."

" Şimdi böyle mi olduk abi? Berfu yüzük alacağım, Berfu mekan ayarlayacağım, karıma açılacağım deyip yardım isteyen kimdi? Sendin! Hiç kusura bakma! O konuya dahil oluyorsam buna hayli hayli olurum abi! "

Pes ettiğini bakışlarıyla belli eden Erkam, Berfu'ya gitmesini söyleyeceği sırada odaya ağabeyi Kenan girdi ve o da Berfu gibi gülümseyerek karşısına oturdu. İkisinin de aynı yüz ifadesine sahip olduklarını görünce yanına bir şeyleri konuşarak geldiklerini anlaması uzun sürmedi.

" Kahve, çay? Ne getirsinler sana?"

" Kadir kıymet bilen insanın hâli bir başka oluyor." diyerek ağabeyi Erkam'a göz ucuyla bakan Berfu gülümseyerek bakışlarını Kenan'a çevirdi ve " Kahve." dedi.

" Erkam?"

" Ben bir şey içmeyeceğim abi."

" Sana da kahve istiyorum."

" Bir şey istemiyorum abi-"

"İstersin istersin.  İçipte kendine gelirsin belki! "

Erkam'ın itirazını umursamayan Kenan, kapı önünde bekleyen yardımcısından üç kahve isteyip önüne döndüğünde Berfu gözleriyle masada duran çerçeveyi işaret etti. Masanın üzerinde gözlerini gezdiren adam neyi görmesini istediğini anlamayınca kız kardeşine dönerek kaş göz işareti yaptı.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now