Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum

Start from the beginning
                                    

Gülmemek için kendisini sıkan Pınar ve Mert'in aksine Yiğit, Esila'nın anlatıkları karşısında gülümsemesini saklamamış, hatta devam etmesi için ağzına jelibon atarak beklemişti. Emir Bey ise gülmek ve gülmemek arasında gidip geliyordu. Karşısındaki tekli koltukta oturmakta olan kızının kaşlarını çatarak anlatması ve cümlelerini aceleci hareketlerle desteklemesi gözüne sevimli gelmişti. En azından Erkam'ın gidişinden beri takındığı sessizliği yok olmuştu.

Üç gündür kendini birçok şeyden uzak tutan kızının keyifsizliği kendisine de iyi gelmiyordu ve Erkam'ın kızının üstündeki etkisini bir kez daha bu şekilde tecrübe etmek hiç hoşuna gitmemişti. Ayrı kalmaları artık Emir Bey'in de canını sıkıyordu.  Kızı, Erkam'ın yanında olduğunda daha neşeli, daha konuşkan ve bazen de daha alıngan oluyordu. Özellikle tatilden döndüklerinden beri kızının ona olan bağlılığının farklı bir boyuta geçtiğinin farkındaydı Emir Bey. Ikisi de birbirlerinin üzerine daha çok düşüyor,  çoğu şeyi konuşmadan bakışmalarla hallediyorlardı.

Kızının bu hâle geleceğini bildiğinden istemeye istemeye Berfu'nun düğününe gitmesini hatta kendisinin de geleceğini söylemişti ancak Esila kabul etmemişti. Bu da ayrı bir sorundu Emir Bey için çünkü Esila nedenleri sorulduğunda kaçamak cevaplar veriyordu. Elle tutulur bir netlik olmadığından kızının neyi kendine dert ettiğini bilmek istiyordu fakat Esila babasının attığı adımları görmesine rağmen anlatmaktan kaçınıyordu.

" Bu kadar mı?"

" Ne anlatmamı istiyorsun Yiğit? Bolca yedim, içtim. Tanımadığım insanlar hakkında birçok şey öğrendim. Bu arada adını bilmediğim komşularımı tanıdım. Buna gençlik ve doğum anılarını dinlemekte dahil-"

" Onu demiyorum." diyerek Esila'nın hararetle yaptığı konuşmasını bölen Yiğit " Falında ne çıktı? Gelecekten ne haberler var?" diye alayla sorduğunda Pınar yumruk yaptığı sağ elini dudağına bastırdı. Esila'nın fal sırasında irileşen gözleri, çatmamaya uğraştığı kaşları yüzünden kızaran yüzü aklına geldikçe gülesi geliyordu.

"Saçma sapan şeyler söyledi."

Esila'nın yüzünü buruşturup kollarını göğsünde birleştirmesiyle anlatmayacağını düşünen gözler Pınar'ın üstüne yöneldiğinde genç kız güçlükle " Bana bakmayın." dedi. Cümlesinin sonunda boş bulunarak gülümsemesi Yiğit'in ablasını anlatması için  dürtmesine neden olurken Mert'te kaş göz işaretleriyle anlatmasını istiyordu. Emir Bey de kızının tavırlarından dolayı anlatmasından yanaydı ancak kızmasın diye ifadesini sabit tutmaya çalışıyordu.

" Anlat, anlat. Ben olmadığımda konuşacaksınız zaten."

" Nasıl da tanıyor kuzenlerini." diyen Yiğit'e karşılık " Kendi adına konuş Yiğit, ben yapmam." diyen Pınar, Esila'nın gözleriyle onay verdiğini görünce sırtını koltuktan ayırdı.

" Önce bilindik şeyleri söyledi. Kocanın işleri daha iyi olacak ama maddi yönden bir süre sıkıntı çekeceksiniz. Sonrası  bolluk bereket, işte gizli bir düşmanın var dikkatli ol filan dedi. Bombayı sona saklamış."

" Neymiş bomba?"

Yiğit'in sorusuyla bir şeyler mırıldanan kızına bakan Emir Bey, saniyelik olarak kendisine bakıp kaşlarını çatmasıyla konunun kendisiyle ilgili olduğunu tahmin etti ve çok geçmeden Pınar kurduğu cümleler ile tahminini doğruladı.

" Hanenizde orta yaşlarda bir adam var ve sen onun kısmetini kapatıyorsun. Ne yaparsan yap kaderde yazılanın önüne geçemeyeceksin. Boşuna kendini ortalara atıp, ona engel olmaya çalışıyorsun dedi."

Yaklaşık bir saat önce duyduğu cümleleri Pınar'ın da ağzından duyunca siniri benliğini yeniden ele geçiren Esila, sağ ayağının topuğunu yere vurmaya başladığı sırada Emir Bey  ve Mert ne diyeceklerini bilmez şekilde Esila'ya kaçamak bakışlar atarken ortamdaki gergin havayı Yiğit'in kahkası dağıttı. Sesli bir şekilde gülerken eğildiği için paketinkdeki jelibonların bir kısmı yere dökülmüştü. Bir elini karnına sarıp diğer eliyle yerdeki jelibonları toplayıp sehpanın üzerine koyduğunda Esila'nın sinirle kıstığı gözlerinin üzerinde olmasını umursamadı.

AĞLA SEVDAM Where stories live. Discover now