AĞLA SEVDAM

goncabeyza által

10.3M 467K 72.7K

Kapak Tasarımı: DogaKock Több

Bölüm 1☘ Uçurum
Bölüm 2☘ Bir Umut
Bölüm 3☘ Çözüm?
Bölüm 4 ☘ Çare
Bölüm 5 ☘ Sızı
Bölüm 6 ☘ Öksüz
Bölüm ☘7☘ Kimsesiz
Bölüm ☘8☘ Dinmeyen Öfke!
Bölüm ☘9☘ Vicdan
Bölüm ☘ 10☘ Yüzsüz
Bölüm ☘ 11 ☘ Merhamet
Bölüm ☘12☘ Zor Seçim
Bölüm ☘13☘ Korkak!
Bölüm ☘14☘ Bitmeyen Bedel
Bölüm ☘15☘ Günahkâr
Bölüm ☘16☘ Sabrın Son Damlası
Bölüm ☘17☘ İsyan
Bölüm ☘18☘ Pişmanlık
Bölüm ☘ 19☘ Şiirin Başlığı
Bölüm ☘20☘ Aynı Yatakta!
Bölüm ☘21☘ Benim Hayatım!
Bölüm ☘ 22☘ Mabedim...
Bölüm ☘23☘ İnkâr
Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...
Bölüm ☘ 25☘ Gideceksen Gelme!
Bölüm ☘26☘ Veda
Bölüm ☘ 27 ☘ Son Susuşum
Bölüm ☘ 28☘ İlk Yanan
Bölüm ☘ 30 ☘ Kavgam Kalbimle
Bölüm ☘ 31☘ Derdim Sensin
Bölüm ☘32☘ Dokunma...
Bölüm ☘33☘ Mağlup
Bölüm ☘34☘ Tutkun
Bölüm ☘35☘ Bence Seviyor!
Bölüm ☘ 36☘ Vakitsiz Gelen
Bölüm ☘37☘ Kimsesizliğin Mahkumu
Bölüm ☘38☘ Şiir İçin Yolun Sonu?
Bölüm ☘39☘ Senin İçin...
Bölüm ☘ 40☘ Sevilmemenin Acısı
Bölüm ☘ 41☘ Canımın Yarısı
Bölüm ☘ 42☘ Duymak Yetmiyor...
Bölüm ☘43☘ Güzelim!
Bölüm ☘ 44☘ Yerimde Olsan
Bölüm ☘45☘ Seni Seviyorum /part 1/
Bölüm 🍀 45🍀 Seni Seviyorum / part 2
Bölüm ☘46☘ Bizi Bul...
Bölüm ☘47☘ Birlikte Vâr Olduk...
Bölüm ☘48☘ Söz Veriyorum
Bölüm ☘49☘ Bu İnsanlık Değil
Bölüm 🍀50🍀 Sensizliği Sevmiyorum
Bölüm 🍀51🍀Sahte Pişmanlık
Bölüm 🍀52🍀 Küçük Dünyamın En Güzel Parçası
Bölüm ☘53☘ Bekleyiş
Bölüm ☘54☘ Umudun Dirilişi
Bölüm ☘55☘ Kızımız
Bölüm ☘56 ☘ Bakmaya Kıyamadığın Olamadım...
Bölüm ☘57☘ Neredesin Huzurum?
Bölüm ☘58☘ Küçük Annesiyim...
Bölüm ☘59☘ Kalmamı İsteyip Gitme..
Bölüm ☘60☘ Sevmemiş Seni
Bölüm ☘61☘ Benim Yerim Burası Mı?
Bölüm 🍀62🍀Acıtan İtiraf / Part 1
Bölüm 🍀62🍀 Acıtan İtiraf / Part 2
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım/ Part 1/
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım /Part 2/
Bölüm 🍀64🍀 Susalım...
Bölüm 🍀65🍀 Yirmi Birinci Gün
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir Misin Şiirim? Part 1
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir misin Şiirim? Part 2
Bölüm 🍀67🍀Seveceksen Ömürlük Sev
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 1
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 2
Bölüm 🍀69🍀 Hayal Etme
Bölüm 🍀70🍀Özlemimi Sorgulama
Bölüm 🍀71🍀Dilimin Ucundaki Veda
Bölüm 🍀72🍀 Yangın Yeri
Bölüm 🍀73🍀Kaybettim...
Bölüm 🍀74🍀 Gitti Canım
Bölüm 🍀75🍀Kadersizim
Bölüm 🍀76🍀 Hâline Yan
Bölüm 🍀77🍀 Keşke Sevmemiş Olsaydın Beni
Bölüm 🍀78🍀Kızımı Almadan Gitmeyeceğim
Bölüm 🍀79🍀Ne Yazık Ki Yaşıyorum
Bölüm 🍀80🍀 Acı Gerçeğim
Bölüm 🍀81🍀Adı Hasret
Bölüm 🍀82🍀Soğukluğunu Hissetmeden Isınamıyorum
Bölüm 🍀83🍀Ölüm Kokan Veda
Yeni Bölümler Hakkında ( Okumadan Geçmeyin Lütfen)
Bölüm 🍀84🍀 Gitmelisin Elam
Bölüm 🍀85🍀Babam Onu Sevmiyor
Bölüm 🍀86🍀 Karşına Çıkmam Bir Daha
Bölüm 🍀87🍀 Gitti mi?
Bölüm 🍀88🍀Cümleleri Yok Ancak Gözleri Hiç Susmuyor
Bölüm 🍀89🍀Onsuz Kendimle Yapamıyorum
Bölüm 🍀90🍀 ESKAM
Bölüm 🍀91🍀Kendinden Kurtar Beni
Bölüm 🍀92🍀 Oğlun Bizi Mahvetti
Bölüm 🍀93🍀Sabahı Bekleyecek Sabır Yok Kalbimde
Bölüm 🍀94🍀 Böyle Hayal Etmemiştim 🤍
Bölüm 🍀95🍀Anahtarlığımız Boş Kalmasın
Bölüm 🍀96🍀Kalbim Senden Alacaklı
Bölüm 🍀97🍀 O Öyle Güzel Ki
Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk
Bölüm 🍀99🍀 Evimiz
Bölüm 🍀100🍀 Ben O Arkadaşa Muhtacım, Aşığım
Bölüm 🍀101🍀 Onun Mutluluğu Yüreğimi Sızlatıyor
Bölüm 🍀102🍀 Su Toprak Üzümlü Kek
Bölüm 🍀103🍀 Ardımıza Değil Önümüze Bakalım
Bölüm 🍀104🍀 Daha Sonra Yazılmak Üzere Boş Bırakılan Bölümdür
Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum
Bölüm 🍀106🍀 Sen Daha Yanmadın
Bölüm 🍀107🍀 Şimdi Özgür Hissediyorum
Bölüm 🍀108🍀 Umudunu Yeşerten Varlığı ile Büyüten Kadın /Part1/
Bölüm 🍀108🍀 Part2 / Umudunu Yeşerten Varlığı İle Büyüten Kadın
Bölüm 🍀109🍀Gün Işığında Yüreğimi Okşayan Gecem
Bölüm 🍀110🍀 Umut ve Özlem
Finalden Önce ( Açıklama- Okumadan Geçmeyin Lütfen)
🍂FİNAL 🍀

Bölüm ☘ 29 ☘ Can Bulan Şiir

75.7K 3.3K 1.4K
goncabeyza által

/29/ CAN BULAN ŞİİR/

Bölüm Parçası: Kubat - Dermanımsın

21 EYLÜL 🍂🍂

Adam mutluydu ama kadın... O, var olmak ile yok olmak arasındaydı...

Bedeni aracılığıyla ruhuna dokunan adamın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı Esila... Kocası karşılık verip vermeyeceğini merak ederek dudaklarındaki varlığını devam ettirirken Esila ' Neden?' diye sormakla meşguldü. Neden yapmıştı bunu? Neden duygularının talan olmasını sağlamıştı? Kalbinin ritimlerini neden bozuyordu?

Cevabını deli gibi merak ettiği sorularının ardı arkası kesilmeyince yüzünü geriye doğru çeken Esila, Erkam'ın binbir zahmetle cesaret ederek kurduğu bağı bir çırpıda kopardı. Daha birkaç hafta önce birbirimize haramız diyen adamın tutarsızlığı kendisine konuşmayı unutturmuştu. Ne diyeceğini bilmemek bir yana yüzüne dahi bakamıyordu. Utanmıştı... Heyecanlanmış aynı zamanda kızmıştı da...

" Esila..."

Karısının ismini söylerken sarfettiği her harfte boğazına bir düğüm yerleşen Erkam, başını önüne eğmesi ile hüsrana uğradı. Karşılık vermeyeceğine emin olmasına rağmen umut ederek beklemişti ama Esila'nın kendini geri çekmesi ve yüzüne bakmaması umudunun üzerine avuç dolusu köz bıraktı. Yanarak yok olmaya mahkum edilmiş bir umudun sahibiydi artık adam...

" Pişman etme beni... Yüzüme bak..."

Elbisesinin uçlarını avuçlarının içinde toplayan Esila, başını olumsuz anlamda sallayarak bakmayacağını belirtti. Bununla da kalmayıp  ayağa kalktı. Soruları boğuyordu onu, utancı bedenini yakıyor, kalbi üzerine  bir bina yıkılmış gibi çaresizce kurtarılmayı bekliyordu.

Banyoya doğru attığı adımlarının yönünü vazgeçip kapıya doğru yönlendiren Esila, Erkam'ın içindeki çocuğu öldürmek üzere olduğunu bilmeden odadan çıktı. Ne yapacağını şaşıran genç kız kapattığı kapıya omuzunu dayayıp bozulan nefes alışverişini düzenlemeye çalıştı. Her nefeste göğsüne bir sancı saplanıyordu ve bu sancı misafir değil ev sahibi olacakmış gibi yerleşiyordu bedenine.

" Ne bekliyordum ki?!"

Sıktığı sağ yumruğunu yatağa vuran Erkam, hırsını alabileceği daha sert bir şey arayarak ayağa kalktı. Odanın içinde attığı adımları kalbini ezme niyetiyle atıyor gibiydi. Karısından daha farklı bir tepki beklerken Esila susmuştu ama Erkam susamıyordu. Susarsa bir daha dile gelmeyeceğini bildiği için öfkesini eşyalara yönlendirdi. Yaptığının hata olduğunu düşünerek aynaya yumruk attığında oluşan çatlak kalbindekilerle aynıydı. Kırılmıştı... Karısını kırmaktan korkarak hem de...

' Yüzüne bakamıyorum... Baksam bile konuşamam ki... Unuttum sanki konuşmayı Erkam...'

Odadan gelen gürültüler yüzünden bedenini kapıdan ayıran Esila, merdivenlerin başına duvarlara tutunarak geldi. O anları hafızasından silmesi zordu ama daha zoru ne hissedeceğini bilmemesiydi. Dudaklarına dokunduğu ilk an kim olduğunu unutmuştu Esila. Hatırlaması ise taze olan anıların zihninde canlanması ile mümkün olmuştu. Bu yüzden sevdiği için öpmüştür diyemedi Esila. Dinmeyen bir öfkeye ve nefrete sahipken sevmesi imkansız gibi geliyordu.

" Hanımım! İyi misin?"

Başı döndüğü için merdivenlerin son basamağını yalpalayarak inen Esila, alnını tutarak Dilan'a baktı ama her hangi bir şey söyleyemiyordu.

"Dur Hanımım." diyerek koluna giren Dilan'ın yardımıyla mutfağa kadar zar zor yürüyen Esila, sandalyeye oturur oturmaz başını ellerinin arasına aldı.

"Başın mı dönüyor hanımım."

Gözlerini kapatıp açarak onayladığı Dilan " Onlar yüzünden bir şey yiyemedin. Üstüne sıkıldın. Ondan dönüyordur başın."  dediğinde tek sebebin bu olmadığını söyleyemedi Esila... Sadece gözleri ile onaylayıp Erkam'la karşı karşıya geldiğinde ona ne diyeceğini düşünmeye başladı...

🍂🍂🍂🍂🍂

Güneşi dövercesine kararan hava yüzünden üzerindeki baskı çoğalan Esila, günün geri kalanını Berfu'nun yanında geçirmişti. Mutfakta bir şeyler atıştırıp Berfu'nun odasına gelmişti ve tüm ısrarlarına rağmen konuşmamıştı. İstediği yalnızca sessizlikti...

" Esila çay getirdim bize. Yemek gibi buna da burun kıvırıp, geri çevirirsen ömür billah konuşmam seninle!"

Esila'nın sessizliğinden sıkılan Berfu elindeki tepsiyi sehpanın üzerine bıraktı ve yanına oturduğu Esila gibi bacaklarını kendisine doğru çekip alnını dizlerine dayadı. Saatlerdir öylece duvara bakan ve akşam yemeğini yemeyen Esila gibi ağabeyi Erkam da keyifsizdi ve sofraya öylesine oturduğunu kendi gibi aileside farketmişti. Öğrenmenin tek yolu ise Esila'yı konuşturmaktı. Derdini anlatmasını istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu.

" Abimle tartıştınız mı? Kötü bir şey mi söyledi Esila? Bak eğer susmaya devam edersen gider ona sorarım. Ve bunu herkesin içinde yaparım!"

" Sakın!" diyerek kalkmak üzere olan Berfu'nun kolunu tutan Esila sırtını yatak başlığından ayırıp " Ona sorma..." dedi.

" O zaman söyle... Neyin var? Betini benzini attıracak kadar  ne yaşandı aranızda? "

Kuruyan dudaklarını diliyle ıslatan Esila gözünün önünden gitmeyen anları nasıl dile getireceğini bilmiyordu. İçinde tutmaktan da yorulmuştu. Anlatırsa rahatlayacaktı belki ama bunun için önce utancını alt etmesi gerekiyordu.

" Erkam... bir şey yaptı Berfu.  Ama iyi mi kötü mü bilmiyorum."

" Ne yaptı?"

" Beni, "

" Evet."

" O beni öptü!"

Söylemenin rahatlatacağını düşünen Esila, Berfu'nun irileşen gözlerine kaçamak bakışlar atıp, doğru yapıp yapmadığını sorgulamaya başladı. İkisinin mahremiydi ama duygularının girdiği savaştan sağ kurtulabilmesi için birinin yardımına ihtiyacı vardı.

" Şey... Yani bu normal diyeceğim ama evliliğiniz normal değil. Ama şu da var ki abim seni geç olsa da annemin, yengemin ve  o gıcık Sevda'nın yanında savundu. Bu yönden bakınca küçük bir öpücük tuhaf gelmiyor."

" Küçük bir öpücük olsaydı keşke!"

" Nasıl ya? Yanağından öpmedi mi?"

Esila'nın gözlerini kaçırarak " Hayır." demesi ile dudaklarının arasından kaçan ufak çığlığa engel olamayan Berfu, ne diyeceğini şaşırdı. Ağabeyi, annesine mutfakta söyledikleri ile şaşırtmıştı ama bir şeyler hissetmeye başlayanın Esila olduğunu düşünmüştü.

" Şaşkınım... Çok, çok şaşkınım... Ama merakım şaşkınlığımı aşıyor. Sen karşılık verdin mi? Ne hissettin o an?"

Takılıp kaldığı noktaya gelinmesi ile yüzünü buruşturan Esila " Sorunda bu ya. Ben karşılık veremedim. Geri çektim kendimi. Ne hissedeceğimi şaşırdım. Yüzüme bak dedi, utandım bakamadım..." dedikten sonra gözlerinin dolmasına anlam veremeyip, kızdı kendisine...

" Bir bomba bıraktı içime. O anı düşündükçe, neden yaptığını sorguladıkça patlayan bir bomba! Darmadağın etti beni Berfu!"

" Anlıyorum... Benim öküz abim kendisinden beklenmeyen bir adım atmış. Ama bu o kadar da kötü değil. Belli ki bir şeyler hissetmeye, seni sevmeye başlamış Esila..."

" O beni sevmez..."

' O ablamı seviyor... Evlenmeyi, hayatını birleştirmeyi istediği kadın oydu. Ben değilim...!'

İçinden geçirdikleri kalbinin alanını daraltınca göğsü yeniden sancılarla dolup taştı. Ablasını sevdiğini düşündüğü için Erkam'ın kendisi için kıvranan kalbini göremiyordu Esila. Ablasını sevmediğini, ilk aşık olduğu kadının kendisi olduğunu bilmiyordu.

" Öyle söyleme... Olmaz denilen neler oldu Esila."

Esila'nın saçlarına dokunarak, gözlerinin içine umutla bakan Berfu ağabeyi Kenan'ın kendisine seslenmesi ile " Müsaitim abi, gel." diyerek oturuşunu düzeltti.

" Berfu, Ferit ten haberin var mı? Sana gideceğim filan demiş miydi?"

İçeriye giren ağabeyinin soru sorarken ki kızgınlığına anlam veremeyen Berfu " Haberim yok, bana bir şey söylemedi abi. Kötü bir şey mi oldu?" dediğinde Kenan " Kimseye haber vermeden gitmiş beyimiz. Arıyorum açmıyor. Sen bir ara, belki açar." dedi.

Berfu'nun telefonunu almak için ayağa kalması ile kalkan Esila, " Ben mutfağa gidip, geleceğim." diyerek Berfu'nun bir şey söylemesine fırsat vermeden yanlarından ayrıldı. Kenan'ın kızgınlığı ve telaşı kendisini farketmesine engel olmuştu ama sakinleştiğinde neyi olduğunu soracaktı. Bu yüzden en iyisi yanlarından ayrılmaktı Esila'ya göre.

Berfu'nun odasından çıktığında mutfağa gidene kadar Erkam'la karşılaşmamayı dileyen Esila, Hasan Ağa'nın sesini duyunca duraksadı. Birilerinin konuşmasına kulak misafiri olmanın ayıp olduğunu biliyordu ama bahsi geçen kendisi ve Erkam olunca umursamamazlık edememişti.

"Oldu olacak her ay bir düğün yapalım Erkam'a! Esila olmadı Sevda! Sevda olmadı başka biri! Senin kafan nasıl çalışıyor  Zahide?!"

" Ben Erkam'ın iyiliği için diyorum Hasan. Sevda ile mutlu olur. Kucağımıza bir torun verdiklerinde milletin ağzı kapanır."

"Milletin ağzı Esila bir torun verdiğinde kapanır Zahide!"

" Ağzından yel alsın Hasan! O uğursuzun oğlumun bebesini doğurduğunu göreceğime öleyim daha iyi!"

' Ay hadi inşallah!' diye içinden geçirmeden edemeyen Esila, gelen giden var mı diye etrafına baktıktan sonra açık olan fakat perdesi örtülü olan pencereye biraz daha yaklaştı. Birine yakalandığında yaşayacağı utanç çok büyük olacaktı ama konuşmanın devamını merak ettiğinden gidemiyordu.

" Ölür müsün dirilir misin bilmem Zahide. Oğlunla mı konuşursun yoksa gelininle mi onuda bilmem. Git hallet şu işi. "

" Oğlan istemiyor! Kızın koynuna zorla mı sokayım?"

" Tövbe tövbe! Ben öyle mi yap dedim Zahide?!"

Hasan Ağa'nın bağırması ile yerinde sıçrayan Esila dinlemekten vazgeçip, uzaklaşacağı sırada duydukları ayaklarının hareket etmesine engel oldu. Birlikte olmadıkları için insanların diline  düştüklerini biliyordu ama Hasan Ağa'nın söyledikleri ile kendi tarafından bakmayı bıraktı.

" Desende yapmam zaten Hasan! O uğursuzu gördüğüm de bile tepem atıyor!"

" İyi, hiçbir şey yapma ama oğlun katil olursa da dizini dövme Zahide! Çünkü ya ben Erkam'a engel olmaya çalışmaktan öleceğim ya da o birini öldürecek az kaldı. Fabrikaya gelse bir türlü gelmese bir türlü! Mağazaya gönderiyorum aynı! Tarlaya gönderiyorum aynı! Yemeğe, davete çağırıyorlar birilerine saldırıp, olay çıkarır diye götüremiyorum. İnsanlar Erkam nerde diye sorduğunda ne diyeceğimi şaşırıyorum.  Ben Zahide ben! Ben insanların yüzüne bakamıyorum! Ben hiç böyle utanmadım Zahide! Şu yaşımda yüzüm yerde geziyorum! Oğlumun haline mi yanayım, düştüğümüz duruma mı bilmiyorum."

Hasan Ağa'nın son söyledikleri ile vicdanının sesi koca bir gürültüye döndü. Duygularının, düşüncelerinin teslim olmaktan kaçınamadığı bir fırtına koptu içinde. Hak veriyordu yaşlı adama ama bunun yetmeyeceğini bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. İnsanların ağzını kapatmak mümkün değildi. Zaten ablası ve Ferit'in kaçtığı öğrenilse ömür boyu konuşulurdu bu olay. Ama Erkam'la birlikte olursa insanların ağzını bir nebzede olsa kapatabilirdi. Amcasının kızından sonra Berfu da aynı şeyi söylemişti. Şimdi de hiç beklemediği bir insandan Hasan ağadan duyuyordu ve bu direncinin kırılmasını sağladı.

" Bu yaptığın ayıp biliyorsun değil mi?"

Erkam'ın sesini duyduğu anda elini korktuğu için göğsünün üzerine koyan Esila pencerenin önünden hızla ayrıldı. Merdivenlerin başında kendisini kaşları çatık bir şekilde izleyen kocasına doğru yürümek zorunda kalınca başını hafifçe önüne eğdi. Hâlâ tam olarak yüzüne bakamadığı adamla birlikte olmayı düşünmesine ise şaşırmadan edemedi.

" Özür dilerim..."

"Yakışmıyor sana..." deyip yanından ayrılan kocasının Berfu'nun odasına doğru yürümesi ile arkasından bir süre bakakalan Esila, az önce yapmaya karar verdiği şeyin detaylarını düşünerek odasının yolunu tuttu. Evet Erkam ile birlikte olmaya şu an için  karar vermişti ancak bunu nasıl yapacağı bir yana ona nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Odasına girdiği anda gözleri yatağı bulan Esila " Adam öptü diye tüm gün kaçtım ondan şimdi nasıl gel şey yapalım diyeceğim?" diyerek sırtını kapıya yasladı. Bunu kendinden çok Erkam için istediğini inkar edemezdi fakat yine aynı tepkiyi vermekten korkmuyor değildi.

" Diyelim ki yapacağız, ya yine tutulup kalırsam? Ya o an vazgeçersem? Offf!"

Terleyen avuç içlerini elbisesinin kenarlarına sürterek sırtını yasladığı kapıdan ayıran genç kız, yatağa doğru içinden sitemler ederek ilerlediği sırada odanın toparlanmış olduğunu farketti. Belli ki Dilan, Erkam dan kaçtığı süre içersinde gelip toplamıştı. Duvardaki saate gözlerini dikerek yatağa oturduğunda stresi bir nebze olsun azalmamıştı. Sürekli vazgeçersem diye düşünmekten başka bir şey yapamıyordu. Buna utancı da dahil olunca yanında olmamasına rağmen ellerini nereye koyacağını bilemedi.

" Zahide çarşafı görünce kalp krizi filan geçirir mi acaba? Ya da direk üzerime atlar! Atlamasa da kesin beddua eder! Kamyon çarpsın sana uğursuz! Kaynar sularda kayna! Boynun altında kalsın!"

Zahide Hanımın vereceği tepkileri düşünüp, o anları ses tonunu değiştirerek canlandıran Esila, alnından şakağına süzülen ter damlasını hissetmeden önce yaptığı taklide gülümsedi. Kocasına verdiği cevapları duymuştu ve gerçekleşirse kendisine geri dönüşünün olmaması imkansızdı.  Bir süre daha Zahide Hanım ile oyalanan düşünceleri sıra Erkam'a gelince tutulup kalıyordu.

"Ben böyle telaşa girdim ama belki beni yanıltır.  Belki o istemez."

' İstemese öpmezdi!'

" Birde o var. Önce annesine kızdı sonra öptü..."

' Bence seviyor.' diyen iç sesine " Hee çok!" diyerek karşılık veren Esila, o dakikadan sonra ellerini bacakları arasına sıkıştırarak saatlerce aynı pozisyonda bekledi ancak Erkam gelmedi. Sabaha karşı uykusuna yenik düşmüştü ve konuşmayı ertelemişti. Ama Erkam ne sabah gelmişti ne akşam. Tüm gün ortalıkta görünmemişti ve Esila onun pişman olduğunu düşünse bile beklemekten vazgeçmedi.

23 EYLÜL 🍂🍂🍂 ( Sabaha karşı)

Esila ile yaşadıklarının üzerine kardeşinin ani gidişi eklenince düşünceleri şüphesi yüzünden kirlenen Erkam, dün gece gibi bu  gecenin de geri kalanını avluda geçirdi. Sabah ezanı okunana kadar bedenine işleyen ayazı umursamamıştı adam çünkü yüreğinde başlayan yangın üşümesine engel oluyordu.

" Kahretsin! Ya mümkünse bu! Ya birbirlerini seviyorlarsa!"

En sonunda dile gelen düşüncelerini kendisinden başka kimse duymamıştı ama umutsuzluğun rengini taşıyan gece şahidi olmuştu. Sinirini başka türlü çıkarmak istese de elindeki sigara paketi ile yetinmek zorunda kalan Erkam, paketi avuçlarının içinde ezip yere fırlattıktan sonra ayağa kalktı. Gitmek istemiyordu odasına, giderse ne yapacağınıda bilmiyordu ama Esila'yı görmek isteyen yanına yenik düşünce dün gece yaptığı gibi kendini sokaklara atmaktan vazgeçti.

Esila dan sonra öfkesininde eziyet ettiği kalbi sessiz sedasız sahibinin kendisini farketmesini beklemeye koyuldu. Tutunduğu bir dalı daha kırılmıştı adamın. 'Daha kötüsünü de gördüm' demeyi çok istese de diyemiyordu ya işte bu tüketiyordu onu. Sebebi ise  ilk kez böyle hissetmesiydi...

Odasının önüne geldiğinde mırıldanarak " Uyumuş ol Esila..." diyen Erkam odasına girmeden önce içinden  ' Seni bekleyecek hâli yok ya! Tabi ki uyumuştur!' diye geçirdi. Kendisinden kaçan karısı bu saate kadar gelmesini bekleyecek değildi ya...

Kalbini kırmak istemediği için karısının uyuyor olmasını dileyen Erkam, ayakkabısını ve ceketini çıkarıp banyoya doğru ilerleyeceği sırada hükmedemediği gözleri yatağa kaydı. Yatağın bozulmamış olduğunu gördüğünde karısının kendisinden kaçmaya devam ettiğini düşündü ancak öyle olmadığını diğer odanın kapısının açılması ile anladı.

"Ne işin var bu saatte ayakta? Neden uyumadın?" 

" Seni bekledim..."

Şaşkınlığını çattığı kaşları ile gizlemeye çalışan Erkam " Neden?" diye sorduğunda Esila gözlerini kaçırmaktan vazgeçip " Konuşmak istediklerim var. " dedi. Avluda oturan kocasını odaya ne zaman geleceğini merak edip, ara ara pencere kenarında görünmemeye çalışarak izlemişti. Dün gece mümkün olmamıştı ama  bu gece bir şekilde onunla konuşmalıydı çünkü biraz daha  beklerse aldığı karardan vazgeçebilirdi.

" Konuşmak istediklerin var demek."

" Evet."

" Neden bekledin ki? Sabah konuşurduk."

" Çünkü önemliydi ve zaten gün doğmak üzere."

" İyi ne söyleyeceksen çabuk söyle."

' Tabakhaneye bir şey yetiştirecek sanki beyimiz!' diye içinden geçiren Esila, " Otursak?" dediğinde Erkam başını hafifçe saklayarak onayladığı karısına bakmadan yanına vardığı yatağın üzerine oturdu. Esila'nın da yanına oturması ile dün öğlen yaşadıkları an aklına geldi. İkisi yine aynı şekilde oturmuştu ve ikisininde aklından aynı anlar geçiyordu.

" Başlamak için neyi bekliyorsun?"

' Uyuzluğunun geçmesini! Adama bak ya! Yabancı biriyle konuşuyor gibi mesafe koymuş aramıza. Hoş haksız da sayılmaz ama ben de haksız değilim.'

" Bir şeyi beklemiyorum sadece söyleyeceklerim öyle kolay dile getirilecek şeyler değil. "

"Tamam. Hazır hissettiğinde söyle o zaman ama mümkünse uzun sürmesin."

İçinden sabır çekerek yüzüne baktığı kocasının çatık kaşlarını eliyle düzeltmemek için kendisini zor tutan Esila derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı.

" Ben hakkımızda konuşulanların son bulmasını istiyorum."

" Hangi konuşulanlar?"

" Şey... Karı koca... Yani gerçek anlamda olmayışımızın."

" Nasıl son vereceğiz peki buna?"

' Şu kadarını söylerken bile ecel terleri döküyorum be adam! Ben vazgeçmeden anlasan ne olur sanki?!'

" Gerekeni yaparak..."

Karısının gözlerinin yastıklara kayması ile şaşkınlığını gizlemesine çatık kaşları bile yetmeyen Erkam gözlerinin kendisini ele vermesine engel olamadı.

" Bir şey söylemeyecek misin?"

Erkam'ın gülmeye başlaması ile cesareti kırılan ve kendisine bu yüzden kızan Esila dayanamayarak " Komik mi bu?" diye sordu. Kocasının yüzündeki alay dolu gülümseme sinirini bozmakla kalmamış, konuşmakla hata yaptığını düşündürtmüştü.

" Komik değil ama samimi de değil Esila. Sen daha dün seni öptüm diye yüzüme bakmadan çıkıp gittin bu odadan. Kızmanı, öfkeni kusacağın birkaç kelime etmeni bekledim  ama sen bir şey söylemeden gittin! "

Ellerini bacaklarının üzerinde birleştiren karısının gözlerini yüzünden ayırmasına sinirlenen Erkam " Bak yine aynı şeyi yapıyorsun! Bu konu açıldığında bile susarak kaçıyorsun benden ama birkaç dakika önce hakkımızda konuşulanlar son bulsun istiyorum dedin. Bu ikisi arasında ki fark ne Esila! " diye sordu. Öptüğü için sessizleşen karısının birlikte olmayı ima etmesine anlam veremiyordu. Kendisine dokunmasını istemeyen karısına bunları söyleten neydi çok merak ediyordu.

" Farkı... Ben bilmiyorum..."

" Yüzüme bak."

Sesinin tonuna dikkat etmeye çalışan Erkam, düşüncelerini ve duygularını birbirine katan karısının yüzüne bakması ile " Dün  yaşanılanları unut olur mu? Yaşanmamış var say." dedikten sonra kalbinin söz hakkını elinden alıp konuşmaya devam etti.

" Sana dokunmam  hoşuna gitmiyor. Onu da geçtim daha geçen  gece ayrı uyuduk ve her fırsatta benimle uyumak istemediğini söylüyorsun. Hadi bundan da geçeyim sen ne ara insanların hakkımızda konuştuklarını umursar oldun Esila? Sırf onlar sussun diye böyle bir şey istemen... garip geliyor."

" Ben... "

Ağzından çıkan kelimenin devamını getiremeyen Esila, içindeki küçük kız çocuğundan yardım istedi. Söyleyecek çok şeyi vardı yine ama tıkanıp kalmıştı.

" İyisi mi bu konuşmayıda unutup, yok sayalım Esila."

Kalbinin can havli ile sarıldığı duyguları tıpkı konuşulanlar gibi yok saymaya hazırlanan Erkam ayağa kalkacağı sırada Esila konuşmaya başladı. Sesi titrek, gözleri dolu doluydu...

" Bana kızgınsın biliyorum. Seni kırdım belki de ama o an söyleyecek bir şey bulamadım. Bulsam da konuşamazdım çünkü hem çok şaşkındım hem de utanmıştım. Bu yüzden gittim. Diğer konuya gelecek olursak evet bana dokunmanı istemiyorum, seninle birlikte uyumakta istemiyorum fakat benim yüzümden yaşanılanlara bir son vermem gerekiyor. Bu dört duvarın arasında kalmış olmam insanların senin hakkında neler söylediğini bilmediğim anlamına gelmiyor. Sen... bunları haketmiyorsun."

Ağlamamak için kendisini zor tutan Esila elinden geldiğince açıklamaya çalışmıştı ancak bunun yeterli olup olmayacağını kestiremiyordu. Utanmasa daha fazlasını söyleyecekti. Cesareti kırılmasa cümlelerini daha farklı anlamlar içerecek şekilde sarfedecekti.

"Demek sana göre ben ikimiz için söylenenleri haketmiyorum. Peki ilk olanları haketmiş miydim sence Esila?"

Konunun ablasının kaçmasına gelmesi ile gerilen Esila " Haketmemiştin." dediğinde Erkam karşılık vermekte gecikmedi.

" Ona da bir çözümün var mı peki?"

" Olmadığını biliyorsun Erkam..."

Karısının adını söylerken daha bir masumlaşan yüz ifadesi yüzünden kalbinin ritmi değişen Erkam " Yat uyu hadi." diyerek ayağa kalktı. Ne duygu bırakmıştı kendisinde ela gözlüsü ne de akıl fikir.

" Haklısın yatıp uyumalıyım! Zaten seni niye bekledim ki ben? Seni neden düşünüyorum ki? Salağım çünkü! Aptalım!"

Yatağın üzerindeki yorganı sinirden titreyen eliyle kavrayıp, kendisine ve kocasına söylenerek kaldıran Esila, gideceğini sandığı Erkam'ın tam dibinde durması ile öfke dolu gözlerini yüzüne doğrulttu. Korkusu kaybolan genç kız susmaktan vazgeçip, konuşmaya hazırlandı. Geçmişi ruhunu, biriken kelimelerinin neden olduğu sitemi dilini yakıyordu!

" Her konuşmamızda yaşanılanları hatırlatmaktan vazgeçmeyeceksin değil mi?"

" Bu kolay unutabileceğim bir şey değil Esila!"

"Seni anlıyorum ama ben yoruldum bundan Erkam! Yüzüme vurup durmandan, yerlerini söylemem için sıkıştırmandan... Seninle dönüp dolaşıp aynı şeyleri konuşmaktan, yoruldum anlıyor musun? Usandım! Ya  bundan vazgeç ya da"

" Ya da?"

" Bitir bu evliliği!"

' Olmaz.' dedi adam içinden... Her şey mümkün olurdu belki ama bunu adetleri, gelenekleri bir yana yüreğine yer ettiği için yapamazdı. Ne bitirebilir ne de kahverengi gözlerinde izlerini taşıdığı ela gözlerin sahibini bırakabilirdi.

" Uykusuzluk sana yaramıyor Esila! Beş dakika içersinde konuya karı koca olmaktan girip evliliğimizi bitirmekle çıktın! "

" Kimin sayesinde acaba?!"

" Sesinin tonuna dikkat et Esila!"

" Etmiyorum!"

" Esila!"

" Kendin dikkat etmiyorsun ama benden bekliyorsun! Ahh tabi beyimiz  ağa ya sesini bastıran sesi hakaret olar..."

Karısının sesini dudaklarının arasına hapsetmekten başka bir yol bulamayan Erkam, dün yaşadığı heyecandan daha fazlasını yaşarken öfkesi ' Utanmadın mı?'  diyerek kendisini oradan oraya atıyordu.
Erkam gibi kalbi heyecan ile çarpan Esila, ellerini kocasının göğsüne koyduğunda Erkam kendisini iteceğini düşündü. Heyecanına hançer saplayan korkusu Esila'nın karşılık vermesi ile yok olup gitti... Adamın öfke suspus olurken, genç kızın nefretinin nereye saklandığını kimse bilmiyordu...

" Devam edersem durmayacağım Esila..."

Yüzünü ellerinin arasına aldığı karısının gözlerine ruhunda kaybolmak istercesine bakan Erkam " Durma..." demesi ile alnını alnına dayadı. Tek korkusu Esila'nın sonrasında pişman olmasıydı. Bu yüzden gerçekten istediğinden emin olmalıydı.

" Ya pişman olursan..."

Göğüs kafesini zorlayan kalbini dinleyip " Olmam..." diyen Esila, Erkam'ın dudaklarını yeniden teslim alması ile gözlerini kapattı. Çünkü pişman olma düşüncesi korkmasına neden oluyordu.

Günün ilk ışıkları yeryüzünden önce şairin kalbine uğradı... Titredi yüreği, kalemi titredi... Kağıdına değen renk siyahtı fakat kalbine değen renk ela idi... Her mısrada gülümsedi gözleri... Sevinci parmak uçlarından usulca sızıp, şiirinin saçlarını okşadı... Mutluydu şair... Can bulan şiiri kadar mutluydu...

Hatalarım olduysa affola 🙏

Düşüncelerinizi esirgemeyin lütfen 🙏








Olvasás folytatása

You'll Also Like

ZEVAHİR Çiğdem által

General Fiction

3.8M 205K 81
"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden...
806K 46.2K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
299K 10.2K 82
Zeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzu...
38.1K 928 26
Çırılçıplak bir ağacım ben, ruhum vücudum azalıyor. Günbegün tükeniyor. Hergün bir başka hücrem beni terkediyor. Ne var ki ağaçlar gibi sonsuza dek v...