AĞLA SEVDAM

By goncabeyza

10.3M 467K 72.7K

Kapak Tasarımı: DogaKock More

Bölüm 1☘ Uçurum
Bölüm 2☘ Bir Umut
Bölüm 3☘ Çözüm?
Bölüm 4 ☘ Çare
Bölüm 5 ☘ Sızı
Bölüm 6 ☘ Öksüz
Bölüm ☘7☘ Kimsesiz
Bölüm ☘8☘ Dinmeyen Öfke!
Bölüm ☘9☘ Vicdan
Bölüm ☘ 10☘ Yüzsüz
Bölüm ☘ 11 ☘ Merhamet
Bölüm ☘12☘ Zor Seçim
Bölüm ☘13☘ Korkak!
Bölüm ☘14☘ Bitmeyen Bedel
Bölüm ☘15☘ Günahkâr
Bölüm ☘16☘ Sabrın Son Damlası
Bölüm ☘17☘ İsyan
Bölüm ☘18☘ Pişmanlık
Bölüm ☘ 19☘ Şiirin Başlığı
Bölüm ☘20☘ Aynı Yatakta!
Bölüm ☘21☘ Benim Hayatım!
Bölüm ☘ 22☘ Mabedim...
Bölüm ☘23☘ İnkâr
Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...
Bölüm ☘ 25☘ Gideceksen Gelme!
Bölüm ☘26☘ Veda
Bölüm ☘ 27 ☘ Son Susuşum
Bölüm ☘ 28☘ İlk Yanan
Bölüm ☘ 29 ☘ Can Bulan Şiir
Bölüm ☘ 30 ☘ Kavgam Kalbimle
Bölüm ☘ 31☘ Derdim Sensin
Bölüm ☘32☘ Dokunma...
Bölüm ☘33☘ Mağlup
Bölüm ☘34☘ Tutkun
Bölüm ☘35☘ Bence Seviyor!
Bölüm ☘ 36☘ Vakitsiz Gelen
Bölüm ☘37☘ Kimsesizliğin Mahkumu
Bölüm ☘38☘ Şiir İçin Yolun Sonu?
Bölüm ☘39☘ Senin İçin...
Bölüm ☘ 40☘ Sevilmemenin Acısı
Bölüm ☘ 41☘ Canımın Yarısı
Bölüm ☘ 42☘ Duymak Yetmiyor...
Bölüm ☘43☘ Güzelim!
Bölüm ☘ 44☘ Yerimde Olsan
Bölüm ☘45☘ Seni Seviyorum /part 1/
Bölüm 🍀 45🍀 Seni Seviyorum / part 2
Bölüm ☘46☘ Bizi Bul...
Bölüm ☘47☘ Birlikte Vâr Olduk...
Bölüm ☘48☘ Söz Veriyorum
Bölüm ☘49☘ Bu İnsanlık Değil
Bölüm 🍀50🍀 Sensizliği Sevmiyorum
Bölüm 🍀51🍀Sahte Pişmanlık
Bölüm 🍀52🍀 Küçük Dünyamın En Güzel Parçası
Bölüm ☘53☘ Bekleyiş
Bölüm ☘54☘ Umudun Dirilişi
Bölüm ☘55☘ Kızımız
Bölüm ☘56 ☘ Bakmaya Kıyamadığın Olamadım...
Bölüm ☘57☘ Neredesin Huzurum?
Bölüm ☘58☘ Küçük Annesiyim...
Bölüm ☘59☘ Kalmamı İsteyip Gitme..
Bölüm ☘60☘ Sevmemiş Seni
Bölüm ☘61☘ Benim Yerim Burası Mı?
Bölüm 🍀62🍀 Acıtan İtiraf / Part 2
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım/ Part 1/
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım /Part 2/
Bölüm 🍀64🍀 Susalım...
Bölüm 🍀65🍀 Yirmi Birinci Gün
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir Misin Şiirim? Part 1
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir misin Şiirim? Part 2
Bölüm 🍀67🍀Seveceksen Ömürlük Sev
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 1
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 2
Bölüm 🍀69🍀 Hayal Etme
Bölüm 🍀70🍀Özlemimi Sorgulama
Bölüm 🍀71🍀Dilimin Ucundaki Veda
Bölüm 🍀72🍀 Yangın Yeri
Bölüm 🍀73🍀Kaybettim...
Bölüm 🍀74🍀 Gitti Canım
Bölüm 🍀75🍀Kadersizim
Bölüm 🍀76🍀 Hâline Yan
Bölüm 🍀77🍀 Keşke Sevmemiş Olsaydın Beni
Bölüm 🍀78🍀Kızımı Almadan Gitmeyeceğim
Bölüm 🍀79🍀Ne Yazık Ki Yaşıyorum
Bölüm 🍀80🍀 Acı Gerçeğim
Bölüm 🍀81🍀Adı Hasret
Bölüm 🍀82🍀Soğukluğunu Hissetmeden Isınamıyorum
Bölüm 🍀83🍀Ölüm Kokan Veda
Yeni Bölümler Hakkında ( Okumadan Geçmeyin Lütfen)
Bölüm 🍀84🍀 Gitmelisin Elam
Bölüm 🍀85🍀Babam Onu Sevmiyor
Bölüm 🍀86🍀 Karşına Çıkmam Bir Daha
Bölüm 🍀87🍀 Gitti mi?
Bölüm 🍀88🍀Cümleleri Yok Ancak Gözleri Hiç Susmuyor
Bölüm 🍀89🍀Onsuz Kendimle Yapamıyorum
Bölüm 🍀90🍀 ESKAM
Bölüm 🍀91🍀Kendinden Kurtar Beni
Bölüm 🍀92🍀 Oğlun Bizi Mahvetti
Bölüm 🍀93🍀Sabahı Bekleyecek Sabır Yok Kalbimde
Bölüm 🍀94🍀 Böyle Hayal Etmemiştim 🤍
Bölüm 🍀95🍀Anahtarlığımız Boş Kalmasın
Bölüm 🍀96🍀Kalbim Senden Alacaklı
Bölüm 🍀97🍀 O Öyle Güzel Ki
Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk
Bölüm 🍀99🍀 Evimiz
Bölüm 🍀100🍀 Ben O Arkadaşa Muhtacım, Aşığım
Bölüm 🍀101🍀 Onun Mutluluğu Yüreğimi Sızlatıyor
Bölüm 🍀102🍀 Su Toprak Üzümlü Kek
Bölüm 🍀103🍀 Ardımıza Değil Önümüze Bakalım
Bölüm 🍀104🍀 Daha Sonra Yazılmak Üzere Boş Bırakılan Bölümdür
Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum
Bölüm 🍀106🍀 Sen Daha Yanmadın
Bölüm 🍀107🍀 Şimdi Özgür Hissediyorum
Bölüm 🍀108🍀 Umudunu Yeşerten Varlığı ile Büyüten Kadın /Part1/
Bölüm 🍀108🍀 Part2 / Umudunu Yeşerten Varlığı İle Büyüten Kadın
Bölüm 🍀109🍀Gün Işığında Yüreğimi Okşayan Gecem
Bölüm 🍀110🍀 Umut ve Özlem
Finalden Önce ( Açıklama- Okumadan Geçmeyin Lütfen)
🍂FİNAL 🍀

Bölüm 🍀62🍀Acıtan İtiraf / Part 1

29.2K 1.6K 272
By goncabeyza

/62/ACITAN İTİRAF/ PART 1/

Bölüm parçası: Mümin Sarıkaya- Yazın Yağar Kar Başıma

31 EKİM 🍂🍂

' Artık suskun yüreğin attığı çığlıklara şahit değilim... O çığlıkları atan bizzat benim ve ben susmaktan da kırmaya korkmaktan da vazgeçtim anne... Bana merhamet etmeyene merhamet etmeyeceğim, sesimi duymayanı duymayacağım... Yüreğimi parçalayan adamın yüreğini... En çok ta o yüreğe insaf etmeyeceğim...'

"Sonunda! Nerde kaldın Ferit?"

Acele ile attığı adımlarını soluğu karşısında alan  Civan'a rağmen yavaşlatmayan Ferit " Esila'nın odası nerede?" diye sordu ve eliyle sol tarafındaki koridoru işaret eden kuzeni ile birlikte o yöne doğru ilerledi. Yüzü gibi üstü başı dağılmış olan genç adam yüzüne değen şaşkın bakışları umursamadan yürümeye devam etti ancak boynundaki sızı yüzünden elini morarmaya başlayan teninde gezdirmeden edemedi. Buraya gelmeden önce başındaki dertten kurtulmuştu ama daha beterine çattığını anlaması uzun sürmemişti.

"Bu halin ne Ferit? Halledebildin mi o meseleyi? Cevap versene!"

Bileğine dolanan elin sahibine öfkeli bakışlarını doğrultan Ferit, bileğini tutuşundan kurtarmadan önce " Sonra Civan! Sonra konuşalım." dedi ve yürümeye devam etti. Gözlerindeki kıvılcımların aksine sesi ruhunu saran bıkkınlığını ele veriyordu ve bu Civan'ın dikkatini daha çok çekmişti.  Kuzeninin kızarmış olan yanağına ve boynuna bakarken başını onayladığını belirtircesine  sallamak zorunda kalan Civan, Esila'nın kaldığı odanın önüne geldiklerinde Erkam'ı arayacağını söyleyerek yanından ayrıldı.

" Lütfen iyi ol Esila. Lütfen iyi olun."

Koridorun diğer ucundan kendisine doğru gelmekte olan halasının seslenişini duymayıp, avuç içleriyle yüzünü birkaç kez sıvazlayan Ferit, sıkıntıyla verdiği nefesi tükendiğinde elini kapı koluna uzattı fakat kavrayamadan kapı açıldı.

" Şükür! Nerdesin sen ya?" diyerek ağabeyini  göğsünden iten Berfu gözleri ile geriye gitmesini işaret ettiğinde, Ferit onu umursamayıp odaya girmek istedi. Şu an içini rahatlatacak tek kişi  Esila idi ve iyi olduğunu görmeden kimseye açıklama yapmayacaktı.

"Berfu çekil."

" Nerede kaldığını söyle önce!"

Kardeşinin göğsüne kolunu dayayarak önünden çekilmesini sağlayan Ferit, kendisini görür görmez sırtını yatak başlığından ayıran Esila ile aralarındaki mesafeyi hızla kapattı.

" Esila- Dur kalkma."

Kendisini dinlemeyen Esila ayaklarını sarkıttığı yatağın ucuna kaydığında Ferit'in dikkatini ilk çeken  şey feri sönmüş ela gözler oldu. Sonrasında ise solan teni ve mor halkalara ev sahipliği yapan göz altları. Yüzü gibi çökmüştü omuzları kardeş bildiğinin. O an kendisine bir kez daha lanet etti. Bu hâlde olmasına sebep, söz geçiremediği yüreğiydi. Kuruyan dudaklar " Abi... geldin." diye mırıldandığında düşündüğü şey Esila'nın hakkını nasıl ödeyeceğiydi. Ödeyemezdi... Kendisi yüzünden  bu yaşında yaşadığı hiçbir derdin hakkını ödeyemeyeceğinin farkındaydı.

"Yüzün? Yüzüne ne oldu abi?"

Ela gözlerin yanağında gezindiğinin farkına sorusu ile varan Ferit, başını gülümseyerek sağa sola sallayıp "Dikkatsizliğim yüzünden olan küçük bir kaza. Önemli bir şey değil. " dedi ve yüzünü incelemeye devam eden genç kadının saçlarında parmak uçlarını gezdirdi.

" Halledebildin o işi abi?"

Kollarını göğsünde birleştirip, canını alacakmış gibi bakan kardeşine kısa bir bakış attıktan sonra yüzünü yeniden Esila'ya çeviren Ferit  merak ve yaşlarla dolu olan ela gözlerin sahibini kolları arasına aldı. Yanağını saçlarına yaslayıp " Geçti güzelim. Korkma artık. Bitti." dedi. Bitmişti bitmesine ancak Esila bunun öz babası tarafından bitirildiğini bilmeyecekti. Ferit, Emine Hanım ile  buluşmaya gittiğinde onu yalnız bulmamıştı. Yanında Emir Bey vardı ve hiç kimsenin olmadığı mekânda tehditler savuran adamın öfkesinden nasibini çok geçmeden  almıştı. Oturduğu yerde tir tir titreyen Emine Hanım, Emir Bey'in söylediği her şeyi geciktirmeden onaylayıp arkasına bile bakmadan mekanı terk ettiğinde büyük bir şaşkınlık yaşayan Ferit kendine gelemeden yüzüne bir yumruk yiyerek daha fazla afallamıştı. Sonrası ise boğazına yapışan bir el ve kızına kendisinden yana gelecek ilk zararda ödeyeceği bedeli anlatan tehditler.

" Geldin mi abi?"

Emir Bey ile arasında geçenleri düşünürken dalıp giden Ferit, Berfu'nun sorusuyla dalgınlığından sıyrıldı ve Esila dan ayrıldı. Arkasında bekleyen ağabeyine dönmeden önce ise ela gözlere iyi hissetmesi için tebessümle baktı.

Korkusu yüzünden dolan gözlerini  birkaç kez kırpan Erkam, gördüğü manzaranın yüreğine attığı darbeye rağmen derin bir nefes aldı. Saniyeler içersinde birçok kötü düşünce üşüşmüştü aklına ama o bunun sebep olduğu gerginliği, kalp atışlarının ardına saklamayı zor da olsa başarabildi. Çünkü önceliği karısının ve bebeğinin sağlığıydı. Yutkunamıyordu evet. Aldığı her nefes ciğerlerine batıyordu ama yine de öfkeyi gözlerine misafir etmeyecekti. Her ne kadar içini yaksa da kavruluşu dışarıdan bakılınca belli olmayacaktı.

Esila'nın, kardeşinin beline dolanmış olan kolları çözüldüğünde Erkam, alt dudağını dişleri arasına tüm hıncını çıkarmak istercesine alarak yanlarına yaklaştı. Adımlarını ela gözlüsü ve bebeği için atıyordu ancak bastığı zemin değil, duygularıydı. Kalbi idi  kırgınlığının ağırlığı altında ezilen. Sevmek şu an sevilmediğini düşünmekten daha çok yakıyordu canını.

Kenara çekilen Ferit'in yüzüne dahi bakmadan ve ela gözler gözlerine değmeden  başını avuçlarının arasına aldı. Belini bükerek üzerine eğildiği karısının saçları arasına dudaklarını bastırdığında gözleri yüreği gibi cayır cayır yandı.  O an her şeye rağmen ikisininde şükrettiği andı aslında. Erkam, karısını ve bebeğini sağ salim bulabildiği için şükrederken Esila bir kez daha uçurumun kıyısından döndüğü, bebeğini kaybetmediği  ve Erkam'ın  tenine şefkatle dokunmasına şükrediyordu. Kırıktı kalbi, baştan ayağı her hücresi kızgındı ona ama kısa bir süreliğine bozguna uğrayan hislerini bir kenara bırakıp, şakaklarına değen avuç içlerine sığındı.  Başını hafifçe öne doğru uzattığında alnı Erkam'ın karnına değdi ve kendisine engel olmayıp  gözlerini kapayarak yaslandı varlığına. Bu yaptığıyla içi titredi adamın. Günlerdir yüzüne doğru düzgün bakmayan karısının alnını karnına yaslaması... Gizlemeye çalıştığı öfkesinin boynuna urganı doladı ama altındaki tabureyi itip şüpheleri ile birlikte yok olup gitmesine izin veremedi çünkü göz ucuyla baktığı kardeşinin, Esila'ya olan dalgın bakışlarını farketti. Kardeşinin dalıp giden bakışlarında hem tebessüm hem endişe yer ediniyordu.

Göğsünün içinde alev topu misali oradan oraya çarpan öfkesi boğazını yakmaya başlayınca, Esila'nın  saçlarını okşayarak kendine hakim olmaya çalıştı Erkam. Durması lâzımdı, kendine hakim olmalıydı.

" Geleceğini haber vermedin?" diye sorarak Ferit'in dalgınlığını bertaraf eden Erkam, yanağındaki morarmaya yüz tutan izi gördüğünde kaşları merakla çatıldı. Çok geçmeden boynundaki iz de dikkatini çekti ancak Ferit sormasına fırsat vermeden " Aslında Berfu biliyordu. Size söylemeyi unuttu sanırım." deyip geriye doğru birkaç adım atarak  onlardan uzaklaştı ve Berfu'ya  kaş göz işareti yaparak sözlerini doğrulamasını istedi.

"Ahh- evet biliyordum. A-aklımdan çıkmış abi."

Durumu kurtarmaya çalışırken kekelemesine içinden lanet eden Berfu, Ferit'e  gözlerini belerterek baktığı sırada kapı girişinde duran Zeynep Hanım ortamdaki gerginliğin nedenini anlamaya çalışıyordu. Ferit ve Berfu birbirlerine sert ve imalı bakışlar atarken, Civan Berfu'yu uyarmak istercesine  kaşlarını havaya kaldırıp duruyordu.

"Burada olduğunu da söylemediniz?"

Omuzunun üzerinden kız kardeşine ve halasının yanında duran Civan'a bakarak konuşan Erkam, üçlünün birbirine attığı garip bakışlardan rahatsız oldu ancak asıl rahatsızlığı Esila'nın  başını geriye çekerek uzaklaşmasıyla yaşadı. Ne olurdu ona muhtaç bedeninden ayrılmasaydı? Koparmasaydı kırgın kalbine dokunan soğuk parmak uçlarını. Çünkü ilk kez karısının bedenindeki soğukluk yanan yüreğine iyi geliyordu.

" Ben de az önce geldim abi. Berfu hastanede olduklarını söyleyince-"

Kardeşinin sesine dahi tahammülü azalan Erkam sözünü " Anladım." diye kestikten hemen sonra çenesini kavradığı Esila'nın  başını kaldırıp   yüzüne bakmasını  sağladı. Tenini usulca okşayarak " Doktorunla konuşup geleceğim." dediğinde Esila dolan gözlerini kapatıp açarak onayladı onu. Gitmesin, kahverengi gözlerini üzerinden çekmesin istiyordu aslında. Ne yaparsa yapsın, kalbi tarafından sahiplenmeyen kalbi varlığına ihtiyaç duyuyordu. Ama bilmiyordu ki parmaklarını teninden koparıp giden adamın kalbi uğrunda atışlarını durdurmaya hazır beklediğini.

Erkam'ın odadan çıkmasıyla Esila haricindekiler tuttukları nefeslerini rahatça verdiklerinde Zeynep Hanım " Ne karıştırıyorsunuz siz?" diye sordu ve çatık kaşlarının gölgelediği gözlerini üzerlerinde gezdirdi. Esila'yı görmeden önce ki gerginliği yeniden vücudunu saran Ferit, cevap bekleyen halası ile göz göze gelmeden Civan'a kapıyı işaret ederek yanından geçip gitti. Hemen arkasından Civan'ın gitmesiyle halasının sert bakışlarıyla karşı karşıya kalan Berfu da gitmek istedi fakat Zeynep Hanım kapıyı kapatarak gitmesine engel oldu.

" Ferit'in derdi ne Berfu?"

" Ben nereden bileyim hala?"

" Berfu." Adını konuşmasını emredercesine sarfeden halasının tersine denk gelmekten çekinen Berfu köşeye sıkışmanın yarattığı panik yüzünden kesik kesik aldığı nefesler arasında  " Biriyle buluşmaya gelmişti. " dedi. 'Yalan değil aslında' diye düşününce   içeriğini değiştirmekten çekinmedi ve aklına gelenleri gelişi güzel sarfetti.

" Bir-  biriyle buluşacaktı. O yüzden geleceğini  kimseye söylemedim  ama işler istediği gibi gitmedi sanırım."

Yeğeninin söylediklerine inanmakta güçlük çeken Zeynep Hanım doğrulatmak istercesine bakışlarını Esila'ya çevirdi ancak elinin karnında, gözlerinin yerde olduğunu görünce bundan vazgeçip yeniden  yeğenine döndü.

" İnanmış gibi yapıyorum ama sadece şimdilik Berfu. İnşallah yanılırım da  altından başka bir şey çıkmaz."

Alt dudağını dişleyerek başını önüne eğen yeğeninin yalan söylediğinden emindi Zeynep Hanım ama yine de  üstelemeyip, yanaklarını elinin tersiyle silen  Esila'nın yanına vardı. Karşısında durduğunda yüzüne değen saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı önce. Sonrasın da ise ellerini omuzlarına koyup yavaşça okşayarak yatağa uzanmasını istedi. ' Ağlama.' diyemedi. Biliyordu ki içine atarsa, kendi içine ağlarsa daha çok yararlanırdı. Bu yüzden sessizliğini sürdürüp,  başını sağ tarafına çevirerek ağlamaya devam eden Esila'nın yatağının yanındaki koltuğa oturdu. Kolunun yettiğince uzanıp elini okşadı ve bu sırada içinden o ve bebeği için dualar etti.

" Esila-"

Yatağa yaklaşan yeğeninin konuşmasını  işaret parmağını dudaklarına bastırarak engelleyen Zeynep Hanım, diğer eli ile gitmesini işaret edince Berfu başını olumsuz anlamda sallayarak reddetti. Ama bugün ikinci kez kendisini uyaran sert bakışların gölgesinde de kalmak istemiyordu. Halasının sertleşen bakışları yüzünden pes ettiğinde, Esila'ya son kez burukca bakarak odadan ayrıldı. İşte o an Zeynep Hanım Esila'nın sol elini avuçları arasına alarak " Ağla. Neyin var neyin yoksa dök..." diye mırıldandı.

Bunu bekliyormuşcasına hıçkırıklarının odanın duvarlarına değmesine izin verdi Esila. Şükrediyordu bebeği için. Göz yaşlarının akma sebebinin büyük çoğunluğu hayatta kalan bebeğineydi. Geri kalanı ise tüm varlığını esir alan kaybetme korkusunaydı. Ya yine olursa. Ya yine bebeğini kaybetmek ile yüz yüze gelirse? Düşünmekten kaçınıyordu genç kadın. İhtimali bile ölümün koynuna itiyorken onu nasıl dayanabilirdi ki bir parçasını kaybetmeye? Göz yaşları dinmek nedir bilmezken şükründen sonra içinden yalvardı Rabbine . Tüm acıları, mutsuzlukları; yüreği ve omuzları yüklenmeye hazırdı. Yeter ki bebeğini kaybetmesin. Kendine kurduğu o ayrı dünyanın alevlerine atmak zorunda olduğu adam gibi bebeğini de bırakmasın...

🍂🍂🍂

"Senin ve annenin mutluluğu için elimden ne gelirse yapacağım ufaklık. Söz veriyorum... Bir daha korkutma bizi olur mu?"

Kulağına ulaşan fısıltılar sayesinde gözlerini aralayan Esila, birkaç saniye tavanla bakıştıktan sonra odağına sesin sahibini koydu. Ağlamaktan şişen gözleri, gördüğü manzara ile sevinçle çarpan kalbin mutluluğundan bir parça alarak tebessümle parladı. Erkam kollarını belinin iki yanına koymuş, karnına bakarak konuşuyordu ve bunu yaparken gözlerinde hüznü, dudaklarında ise hafif bir gülümseme taşıyordu.

" Annen uyandığında ona benimle konuşmasını söyler misin? Yüzüne bakmadığında babam çok üzülüyormuş de."

Duyduğu cümleler ile solukları hızlanan Esila, Erkam'ın karnına dudaklarını  bastırmasıyla savrulduğu boşluktan yüreğinde hissettiği sancı ile kurtuldu. Titreyen dudaklarında hissettiği ıslaklık ve tuzlu tat ile ağladığını anladığında derin bir iç çekti. Hastaneye geldiklerinden beri kızamıyordu ona. Kalbi ve içindeki küçük kız çocuğu ne de çabuk kabullenmişlerdi sevilmediklerini. Onlar değil miydi duydukları yüzünden harap olan, umutlarını yitiren? Sanırım konu yeni umutları  olduğunda Erkam'a kıyamıyorlardı. Çünkü hepsinin istediği Erkam'ın iyi bir baba olmasıydı. Ve öyle olacağına eminlerdi de. Çünkü bu adam bebeğine daha doğmadan birçok söz vermişti. Tutabileceğinden emin olduğu sözlerdi bunlar. Bir şey daha vardı, verdiği her söze Esila'yı da dahil ediyordu.

' Sevmiyorsa sevmiyor... Biz sevmeye devam edelim. Kaybedecek neyimiz var ki? Hem en başında bunu göze almadık mı? Yanacağımızı bile bile vermedin mi beni ona? Gözden çıkarmadın mı beni?'

Kalbinin sitemlerine hiçbir karşılık vermeden öylece Erkam'a bakmaya devam eden Esila, başını kaldırmasıyla bakışlarını yeniden tavana çevirdi. Göz göze gelmek istemedi çünkü akmaya devam eden yaşları yüreğinin kendisine olan yalvarışlarıydı. Kahverengi gözlere denk gelirse vazgeçerdi sessizliğinden. Ruhunun, kalbinin ablasında olduğunu bile bile severek acı çekmeye devam ederdi.

Esila kaçırdı gözlerini ve kalbini ancak Erkam kaçışının farkında olmadan yakaladı elâları. Oturduğu yerden kalkıp karısının baş ucuna geldiğinde üzerine doğru eğilip yüzünü avuçları arasına aldı.  Kalbini parçalayan göz yaşlarını nedenini sormadan baş parmaklarıyla tenine kazıdı. Yenileri aktıkça kahroldu fakat sesini çıkarmadan silmeye devam etti. Ta ki Esila'nın  elleri,  yüzündeki ellerini teninden koparmak isteyene kadar. Karşı koymayıp ellerini karısının yüzünden çekti adam ancak gözlerini gözlerinden çekmedi.

Kuruyan dudaklarında dilini gezdirdiği kısacık anda gözleri karısının karnında dolaştı. Uyandığı için burada kalmalarına gerek yoktu artık ve bir an önce konağa dönüp, bedenini kollarının arasına almak, soğuk bedenini sıcaklığı ile sarmak, nefeslerini dinleyerek uykuya dalışını izlemek istiyordu.

" İyi hissediyorsan gidebiliriz."

İki kez dudaklarını aralayıp kapatan Esila, kaybolup gittiğini düşündüğü sesini bulduğunda "İyiyim. Gidelim." dedi. Erkam'ın kalkmasına yardım etmek için uzattığı ellerini geri çevirmeyip, yardımcı olmasına izin verirken her temasında alev alan tenine anlam veremedi. Sonra bu hâline kızdı. Dokunduğunda böyle hissetmesini garip karşılamamalıydı çünkü kalbine yerleştiği günden beri bir bakışı bile yangını, ruhu ve bedeninde ağırlamasını sağlıyordu. Dönüp dolaşıp yine arafta kalmıştı genç kadın. Ne yapacağını, nasıl davranacağını şaşırmıştı.

Erkam'ın, babetlerini giydirmesiyle düşüncelerinden sıyrılan Esila, ayağa kalkacağı sırada alnına dokunan dudaklarla hareket etmeyi bıraktı. Bir alev dalgası daha alnından başlayıp tüm bedeninde gezindiğinde titredi. Ve bunu kokusunu içine çekmekte olan adam da farketti.

" Neden Esila? Bebeğimizi kaybetmenin sınırına gelecek ne oldu? Ne sıktı canını? Eğer geçen  gün ki tavrım yüzündense özür dilerim. Ama gitmekten başka bir şey gelmedi elimden. Sen-" deyip duraksadı Erkam.  Elif ile konuştuğunu hangi kelimeyi kullanarak ifade edeceğini bilemedi. Kısa bir an aklından geçen Elif yüzünden yüzünü tiksintiyle buruşturdu.  Sonra ona olan öfkesinin parıltıları gezindi gözlerinde fakat çok çabuk toparladı kendini.

Derin bir nefes alıp, sabır dileyerek verdi ve " Onunla konuştuğunu söylediğinde yalan yok kızdım sana. Kırıldım çünkü onun yüzünden aramıza mesafe koymuştun. Doğru düzgün ne yemek yiyor ne uyuyor ne de benimle konuşuyordun. Seni bu hâle getirdiği için öfkelendim. Ama gidişim kalbini kırıcak sözler söylememek içindi." dedi ancak bilmiyordu ki karısı asıl kırgınlığını bu yüzden yaşamıyordu.

" Haklısın... Böyle davranmamalıydım. İçin rahat olsun. Tekrarı olmayacak."

' Değil,  değil sebebim tam olarak  bu değildi. Ve yine bu değil ki... Ama söyleyemiyorum. "

Erkam'ın bir şey söylemesine izin vermeyen Esila, kollarına tutunarak ayağa kalktı ve o an bir seçim yaptı. Kalbinde yine o olacaktı ancak önceliği bebeğinin babası oluşuna  verecekti. O zaman biraz daha katlanılır olurdu sevilmeyişinin acısı. Yoksa koyduğu mesafeler bu gün değilse yarın büyümeye kaldığı yerden devam edecekti. Bu yüzden tavırlarının son bulduğunu düşünmesi için sağ bileğine tutunup, yüzünden ayrılmayan gözlere tebessümle karşılık verdi. Bu tebessüm kalbindeki adama değildi, bebeğinin babasınaydı.

Ve düşündüğü gibi de oldu. Erkam mesafelerin kapandığını düşünerek,  dudaklarından sonra gözlerine yerleşen gülümseme ile karısının parmakları arasına parmaklarını geçirip ellerini kenetledi. Unuttukları bir şey var mı diye son bir kez göz attıkları odadan çıktıklarında onları farkeden Berfu ve Civan oturdukları yerden birbirlerine sert bakışlar atarak kalktı.

" Halam nerede?"

" Ferit abimle konağa gitti." diyen Berfu ağabeyi ve yengesinin el ele olduğunu görünce gülümsedi ve bu gülümseme Erkam'ın gözlerine yansıyan mutluluğunu görmesiyle çoğaldı ama içten içe kendini yiyip bitirmesine de engel değildi çünkü hemen yanında duran Civan'a  öfke doluydu. Gülüşünü yüzünden düşürmeden Esila'nın kolunu ovalayarak " Rabbim aynı sıkıntıları bir daha yaşatmasın." diye mırıldanan genç kız Civan ile göz göze geldiğinde güldüğünü gördü. İçinden intikam yeminleri ede ede " Gidelim artık." diyen ağabeyini onaylayan Berfu, adımlarını onlar biraz ilerledikten sonra atmaya başladı. Söyleyeceklerini duymayacaklarından emin olduğu mesafe aralarına girdiğinde biraz duraksayıp, Civan'ın yanına gelmesini bekledi. Yanyana geldiklerinde ise sağ kolunun dirseğini karnına çok fazla güç kullanmadan geçirdi.

" Ahh! Bu ne içindi şimdi?"

Yalandan sızlanan adamın buruşturduğu yüzüne bakmadan "Gelme bizimle." diyen genç kız bir kez daha vuracağı sırada Civan önlemini alıp geriye çekildi. Berfu'nun kendisine böyle davranmasını istemiyordu ancak sorduğu soruları her şeyden önce kendi duygularının güvenliği için cevaplayamazdı. Ona Esila'nın halasını ve Ferit'i tehdit edenin, olayı çözenin Emir Bey olduğunu söyleyemezdi. Hepsinden de önemlisi Berfu, Elif'i kaçırmasında yardımcı olduğunu, her şeyi en başından beri bildiğini bilmiyordu. Nefret ederdi. Berfu bunu öğrenirse kendisinden mutlaka nefret ederdi ve Civan bunu göze alamazdı. Sevmiyor olsa bile iyi kötü bir umudu vardı ama nefret ederse ne umut kalırdı yüreğinde ne de yüzüne bakan bir Berfu. Bu yüzden şu an ki kızgınlığına katlanması gerekiyordu.

" Arabamı Ferit aldı Berfu. Yani sizinle gelmek zorundayım."

" O zaman bana cevap vermek zorundasın yoksa gelemezsin! Abim sana neler anlattı? Yüzü neden o hâle gelmiş?"

" Bunları Ferit ten öğrenebilirsin."

Sinirinden saçlarını yolmamak için ellerini yumruk haline getiren Berfu, ağabeyi ve yengesinin koridoru dönmelerini fırsat bilerek Civan'ı durdurdu. Bulduğu her fırsatta Ferit'e merak ettiklerini sormuştu ancak eline geçen ağabeyinin tersleyip durmasıydı. Bu yüzden köşe bucak kaçarak her an fısır fısır konuştuğu Civan dan öğrenmeye çalıştı fakat sonuç yine aynıydı. Hüsran.

" Sordum ama söylemiyor!"

" Yapabileceğim bir şey yok Berfu."

" Son sözün bu mu?"

' Evet' demeye bir an için çekinse de başını olumlu anlamda sallamak zorunda kalan  Civan " Bu seninle son konuşmamdı. Mümkünse bana bundan sonra selam bile verme Civan!" deyip hışımla arkasını dönen sevdiğinin arkasından bakmaktan başka bir şey yapamadı. Sadece kendisinden uzaklaşmak için attığı adımlara takılı kalırken ' Sana söyleyemediklerim o kadar çok ki. Öğrenirsen benden kesinlikle nefret edeceksin. Selam verme diyorsun ama seni istemeye geleceğimizi, babanında bu duruma olumlu yaklaştığını bilmiyorsun. Benden her türlü nefret edeceksin!' diye geçirdi içinden. Sevdanın talan ettiği yüreğinin tek korkusu Berfu'nun nefretiydi ve işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyordu.

Hatalarım olduysa affola..

Düşüncelerinizi esirgemeyin lütfen...

Continue Reading

You'll Also Like

5.5K 318 30
Asım Kale'nin isteklerine karşı gelmek olanaksızdı. Biricik kızı bilinmezlikler içinde geçmişin silik bir anısına giderken etraflarını çevreleyen ka...
38.1K 928 26
Çırılçıplak bir ağacım ben, ruhum vücudum azalıyor. Günbegün tükeniyor. Hergün bir başka hücrem beni terkediyor. Ne var ki ağaçlar gibi sonsuza dek v...
2.5M 7.5K 2
Bu hikaye 4 Ocak 2017 yılında yayınlanmaya başlamış olup 4 Temmuz 2017 yılında nihayete ermiştir. Çeşitli sebeplerden dolayı kaldırılsa da yazarın ya...
324 72 7
Serpil hanım çantasından çıkardığı kutuyu kendisine uzattı. Firuze Kutuyu açtığında hediye kolyenin ışıltısı karşısında gözleri kamaşmıştı. - Bu bana...