AĞLA SEVDAM

By goncabeyza

10.3M 467K 72.7K

Kapak Tasarımı: DogaKock More

Bölüm 1☘ Uçurum
Bölüm 2☘ Bir Umut
Bölüm 3☘ Çözüm?
Bölüm 4 ☘ Çare
Bölüm 5 ☘ Sızı
Bölüm 6 ☘ Öksüz
Bölüm ☘7☘ Kimsesiz
Bölüm ☘8☘ Dinmeyen Öfke!
Bölüm ☘9☘ Vicdan
Bölüm ☘ 10☘ Yüzsüz
Bölüm ☘ 11 ☘ Merhamet
Bölüm ☘12☘ Zor Seçim
Bölüm ☘13☘ Korkak!
Bölüm ☘14☘ Bitmeyen Bedel
Bölüm ☘15☘ Günahkâr
Bölüm ☘16☘ Sabrın Son Damlası
Bölüm ☘17☘ İsyan
Bölüm ☘18☘ Pişmanlık
Bölüm ☘ 19☘ Şiirin Başlığı
Bölüm ☘20☘ Aynı Yatakta!
Bölüm ☘21☘ Benim Hayatım!
Bölüm ☘ 22☘ Mabedim...
Bölüm ☘23☘ İnkâr
Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...
Bölüm ☘ 25☘ Gideceksen Gelme!
Bölüm ☘26☘ Veda
Bölüm ☘ 27 ☘ Son Susuşum
Bölüm ☘ 28☘ İlk Yanan
Bölüm ☘ 29 ☘ Can Bulan Şiir
Bölüm ☘ 30 ☘ Kavgam Kalbimle
Bölüm ☘ 31☘ Derdim Sensin
Bölüm ☘32☘ Dokunma...
Bölüm ☘33☘ Mağlup
Bölüm ☘34☘ Tutkun
Bölüm ☘35☘ Bence Seviyor!
Bölüm ☘ 36☘ Vakitsiz Gelen
Bölüm ☘37☘ Kimsesizliğin Mahkumu
Bölüm ☘38☘ Şiir İçin Yolun Sonu?
Bölüm ☘ 40☘ Sevilmemenin Acısı
Bölüm ☘ 41☘ Canımın Yarısı
Bölüm ☘ 42☘ Duymak Yetmiyor...
Bölüm ☘43☘ Güzelim!
Bölüm ☘ 44☘ Yerimde Olsan
Bölüm ☘45☘ Seni Seviyorum /part 1/
Bölüm 🍀 45🍀 Seni Seviyorum / part 2
Bölüm ☘46☘ Bizi Bul...
Bölüm ☘47☘ Birlikte Vâr Olduk...
Bölüm ☘48☘ Söz Veriyorum
Bölüm ☘49☘ Bu İnsanlık Değil
Bölüm 🍀50🍀 Sensizliği Sevmiyorum
Bölüm 🍀51🍀Sahte Pişmanlık
Bölüm 🍀52🍀 Küçük Dünyamın En Güzel Parçası
Bölüm ☘53☘ Bekleyiş
Bölüm ☘54☘ Umudun Dirilişi
Bölüm ☘55☘ Kızımız
Bölüm ☘56 ☘ Bakmaya Kıyamadığın Olamadım...
Bölüm ☘57☘ Neredesin Huzurum?
Bölüm ☘58☘ Küçük Annesiyim...
Bölüm ☘59☘ Kalmamı İsteyip Gitme..
Bölüm ☘60☘ Sevmemiş Seni
Bölüm ☘61☘ Benim Yerim Burası Mı?
Bölüm 🍀62🍀Acıtan İtiraf / Part 1
Bölüm 🍀62🍀 Acıtan İtiraf / Part 2
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım/ Part 1/
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım /Part 2/
Bölüm 🍀64🍀 Susalım...
Bölüm 🍀65🍀 Yirmi Birinci Gün
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir Misin Şiirim? Part 1
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir misin Şiirim? Part 2
Bölüm 🍀67🍀Seveceksen Ömürlük Sev
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 1
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 2
Bölüm 🍀69🍀 Hayal Etme
Bölüm 🍀70🍀Özlemimi Sorgulama
Bölüm 🍀71🍀Dilimin Ucundaki Veda
Bölüm 🍀72🍀 Yangın Yeri
Bölüm 🍀73🍀Kaybettim...
Bölüm 🍀74🍀 Gitti Canım
Bölüm 🍀75🍀Kadersizim
Bölüm 🍀76🍀 Hâline Yan
Bölüm 🍀77🍀 Keşke Sevmemiş Olsaydın Beni
Bölüm 🍀78🍀Kızımı Almadan Gitmeyeceğim
Bölüm 🍀79🍀Ne Yazık Ki Yaşıyorum
Bölüm 🍀80🍀 Acı Gerçeğim
Bölüm 🍀81🍀Adı Hasret
Bölüm 🍀82🍀Soğukluğunu Hissetmeden Isınamıyorum
Bölüm 🍀83🍀Ölüm Kokan Veda
Yeni Bölümler Hakkında ( Okumadan Geçmeyin Lütfen)
Bölüm 🍀84🍀 Gitmelisin Elam
Bölüm 🍀85🍀Babam Onu Sevmiyor
Bölüm 🍀86🍀 Karşına Çıkmam Bir Daha
Bölüm 🍀87🍀 Gitti mi?
Bölüm 🍀88🍀Cümleleri Yok Ancak Gözleri Hiç Susmuyor
Bölüm 🍀89🍀Onsuz Kendimle Yapamıyorum
Bölüm 🍀90🍀 ESKAM
Bölüm 🍀91🍀Kendinden Kurtar Beni
Bölüm 🍀92🍀 Oğlun Bizi Mahvetti
Bölüm 🍀93🍀Sabahı Bekleyecek Sabır Yok Kalbimde
Bölüm 🍀94🍀 Böyle Hayal Etmemiştim 🤍
Bölüm 🍀95🍀Anahtarlığımız Boş Kalmasın
Bölüm 🍀96🍀Kalbim Senden Alacaklı
Bölüm 🍀97🍀 O Öyle Güzel Ki
Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk
Bölüm 🍀99🍀 Evimiz
Bölüm 🍀100🍀 Ben O Arkadaşa Muhtacım, Aşığım
Bölüm 🍀101🍀 Onun Mutluluğu Yüreğimi Sızlatıyor
Bölüm 🍀102🍀 Su Toprak Üzümlü Kek
Bölüm 🍀103🍀 Ardımıza Değil Önümüze Bakalım
Bölüm 🍀104🍀 Daha Sonra Yazılmak Üzere Boş Bırakılan Bölümdür
Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum
Bölüm 🍀106🍀 Sen Daha Yanmadın
Bölüm 🍀107🍀 Şimdi Özgür Hissediyorum
Bölüm 🍀108🍀 Umudunu Yeşerten Varlığı ile Büyüten Kadın /Part1/
Bölüm 🍀108🍀 Part2 / Umudunu Yeşerten Varlığı İle Büyüten Kadın
Bölüm 🍀109🍀Gün Işığında Yüreğimi Okşayan Gecem
Bölüm 🍀110🍀 Umut ve Özlem
Finalden Önce ( Açıklama- Okumadan Geçmeyin Lütfen)
🍂FİNAL 🍀

Bölüm ☘39☘ Senin İçin...

95K 3.9K 852
By goncabeyza

/39/SENİN İÇİN/

Bölüm parçası; Erdem Ergün - Alma Ahımı

7 EKİM 🍂🍂🍂

' Kırıldım ben... Birçok kez hem de... Sayısını unuttum ama dökülen parçalarımı saçıldığı yerlerden toplayıp bir araya getirişimi hiç unutmadım. Kırıla döküle büyüdüm ben adam. Bu hayattan her vazgeçişimde tutunacak bir neden buldum... Şimdi senin için sana karşı duruyorum ve sen acıttığın bu yüreğin şükrüsün... Bilmesen de...'

Rengarenk uçurtmaların asılı olduğu gökyüzünden farksız olan kalbinden karanlığı uzak tutmaya çalışarak teşekkür etti Rabbine genç kadın... Yüzünü son bir kez göremediği için kahrolduğu adamın öfkesi bile korkutmuyordu onu çünkü ona bile razıydı. Kardeşine inanmadığı için kızgındı bir yanı ama bu kalbinin yaşıyor diye şükretmesine engel değildi.

"Gülüyor musun sen yenge?"

Kendisi gibi bedenini arabaya yaslayan Civan'a " Hayır. " diyen Esila, yüzünden sildiği gülümsemeyi kalbine devretti. Yanındaki adama kalsa surat asması, etrafına korkuyla bakması gerekiyordu ama yapmayacaktı. Mutlu yanını başkaları gerekli görüyor diye baskı altına almayacaktı.

" Jandarmanın orada olacağını neden söylemedin yenge? Komutanla yüz yüze geldiğimde ne yapacağımı şaşırdım."

" Söyleseydim gelmezdin."

" Gelmezdim tabi! Zaten boşuna gitmiş olduk! "

" Kendi adına konuş Civan abi!"

Esila'yı kimseye haber vermeden götürdüğü için yaşadığı pişmanlığın artmasıyla öfkelenen Civan " Pişman etmesen beni yenge! Birazdan kıyamet kopacak ve sen oralı bile olmuyorsun!" dedi. Berzan'ı öldürmüş olsa umrunda olmayacaktı ama şimdi kopan kıyametin baş aktörü olarak büyüklerinin karşısına çıkacaktı.

"Koparsa kopsun! Ağıt yakıp dizlerimi dövmemden iyidir. Hem oraya gitmenin bundan daha ciddi bir bedeli vardı. Şükür ki ikimizde iyiyiz. Ölmediğimize göre kıyametine katlanacağız artık."

" O soysuz ölseydi sorun değildi ama şimdi..."

" Yine sorun değil abi. İstersen haberim yoktu de. Ben mezarlığa gitmek için ısrar ettiğimi seninde dayanamayıp götürdüğünü söylerim. Böylece üstüne çok fazla gelmezler."

" Seni tehlikeye attığım yetmezmiş gibi birde geri durayım öyle mi? Bir şey yaptım arkasında dururum! Kaçmam!"

" Sen bilirsin." diyerek bakışlarını jandarma karakolunun çıkışına yönlendiren Esila, ifade vermekte olan kocasının ne zaman çıkacağını merak ederek kollarını göğsünde birleştirdi. Eceli olacakmış gibi bakan Erkam'ın yüzünü uzaktan görebilmişti Esila ve geçen her dakikayı ona sarıldığını hayal ederek tüketti. Diğer türlü beklemek eziyetten başka bir şey vermeyecekti.

" Kenan abi geliyor."

Bedenini yasladığı arabadan ayrılıp, ellerini önünde birleştiren Civan, yanınlarına varan Kenan'ın göstereceği tepkinin şiddetine kendisini hazırlarken, Esila arkasından gelmekte olanın Ferit olduğunu görünce yüzünü astı. Onlar bile gelmişti ama Erkam ortalarda yoktu.

" Ben de şimdiye şehri terketmiştir diyordum ama Civan beyimiz ecelini hazır olda bekliyor!"

" Abi..."

" Abi filan demeyin bana! Adam yerine koymayıp arkamdan iş çevir, sonra gel abi de!"

" Civan abinin bir suçu yok Kenan abi." diyerek araya giren Esila'ya sabır çekerek bakan Kenan, hangisini kardeşinin elinden kurtaracağını şaşırdı. Bir yanda Erkam diğer yanda konakta küplere binen babası ve aşiret büyükleri vardı ve tek başına onları korumaya gücünün yetip yetmeyeceğini bilmiyordu.

" Seni götüren o değil mi?"

" O ama ben ıs-"

Aşiretinin suç saydığı durumu Esila'nın tek başına üstlenmesine karşı olan Civan sözünü " Ben götürdüm abi. Hatalıyım biliyorum ama kardeşimin yaralandığını duyunca o iti bir an önce bulup gebertmek istedim." diyerek kesti.

Civan'ın gerginliğinin ve kabul etme sebebini öğrendiği anda dudakları şaşkınlıkla aralanan Esila, onun için bir kez daha üzüldü. Berfu için olacaklara katlanacağını düşünüyordu ama asıl sebebin kardeşi olması yüzünden pişmanlık duymak üzereydi.

" Anlıyorum seni ama haber vermeyip kendi başına iş yapman hiç iyi olmadı!"

" Hakikaten Civan! Hadi abimlere haber vermedin, bana niye söylemedin?"

Kendisinin ve Erkam'ın yok sayılmasında bir sorun görmeyen Ferit'e sus dercesine bakan Kenan, Civan'a arabanın anahtarlarını uzattı. Şu an için yapabileceği tek şey Civan'ın gözden kaybolmasını sağlamaktı.

" Erkam gelmeden git. Bir süre ortalarda gözükme."

" Artık çok geç." diye mırıldanan Ferit'in baktığı yöne aynı anda bakan Civan ve Esila yaptıklarının sonuçlarına razı olduklarını omuzlarını ve başlarını dikleştirerek gösterdi. Civan pişmandı fakat Esila, Civan'ın yaralanan kardeşi Cihat dışında zararın boyutu değiştiği için mutluydu. Ne kimse ölmüştü ne de katil olmuştu. Kendince adalet yerini bulmuştu ancak gözlerini gözlerinden ayırmadan yanlarına gelen kocası için adalet sağlanmamıştı.

" Sana emanet edilene böyle mi sahip çıkıyorsun?!"

Erkam'ın öfkesinin ilk olarak kendisini bulacağını sanan Esila, Civan'a doğru ilerleyip yumruk atmasıyla firara girişen çığlığını son anda dudaklarının ardına hapsederek devamının gelmesine engel olmaya çalıştı ama ne kendisi ne de Kenan ve Ferit yapabilmişti. Gözleri dönen kocası arka arkaya yumruk attığı Civan, yere düştüğünde bile vazgeçmeyip tekmelemeye başlayınca genç kadın kolundan tutup kendisini geri çekmeye çalışan Ferit'in elinden kurtulup Erkam'ın kollarına yapıştı.

" Erkam, dur! Anlamadan dinlemeden vurma! Dur!"

" Sen karışma! Sen! Sen hiç konuşma!"

Kollarını sertçe çekerek bırakmasını sağlayan Erkam'ın işaret parmağını göğsüne vurarak konuşmasına aldırış etmemeye çalıştı Esila ama yarasına denk geldiği için hissettiği acı gözlerine yerleşti.

" Erkam!"

Öfkesinin yoğunluğu yüzünden kadınının canını yaktığının farkına ağabeyinin elini tutmasıyla varan Erkam birkaç adım gerileyerek hem Esila dan hem de öfkesinden uzaklaşmaya çalıştı. Niyeti canını yakmak değildi ama yakmıştı işte...

Kadınının ela gözlerinde biriken damlalar yüzünden pişmanlıkla dolup taştı yüreği ancak dudakları tek bir kelime dahi sarfetmedi. Esila'nın konaktan çıktığını haber aldığı an benliğini saran korku yüzünden delirmek üzereydi ve Berzan'ın yakalanmasını sağladığını duyduğunda öfkesi ilk kez korkusuyla birleşti. Ona hem çok kızmış hem de endişelenmişti.

" Arabaya git!"

Elini ağrıyan göğsüne koymamak için acısıyla savaşan Esila, Ferit'in yerden kaldırmaya çalıştığı Civan'a bakarak Erkam'ı onayladı. Birkaç metre ötelerinde bulunan arabaya doğru giderken yumruklarını sıkıp, gücünü kaybetmemeye çalıştı. Eğer onun öfkesine yenilirse, içindeki küçük kız çocuğu sevgisine rağmen nefretini kuşanacaktı.

"Erkam, sakin ol!"

" Sakin mi olayım? O şerefsiz Esila'yı öldürebilirdi abi! Ben ne olursa olsun konaktan ayrılma dedim ama Civan karımı alıp o şerefsizin gözüne sokmuş! Ben nasıl sakin olayım?"

" Tamam! Haklısın ama böyle yaparak Esila'ya zarar veriyorsun! Kız yaralı zaten!"

" Kendin söylüyorsun işte! Yaralı! O lanet konakta yatması gerekirken yaptıkları şeye bak!"

' Seni düşündüğüm için yaptım! Suç işlemedim! Günah işlemedim ki...!'

Erkam'ın, kalbi gibi kulağını delip geçen sözlerinin karşılığını içinden veren Esila, suç işlemiş gibi konuşmasına dayanamayıp içinden geçenleri sesli bir şekilde getirdi ve yaptığının bedelinin Civan'a ödetilmesine razı gözükmekten vazgeçerek geriye döndü. Başını önüne eğerek gitmesi hata yaptığını onaylaması demekti! Böyle olmadığını göstermek içinde soluğu Civan'ın yanında aldı.

" Niye geri döndün?! Arabaya git!"

Erkam'ı umursamayıp koluna dokunduğu Civan'a " Bunları yaşamana sebep olduğum için özür dilerim abi..." diyen Esila gözlerini öfkeyle kavrulan gözlerin sahibine dikerek devam etti. Bıkmıştı, öfkesinin kölesi olup etrafındakileri yakıp yıkmasından usanmıştı.

" Gitmiyorum!"

" Git dedim sana!"

"Senin karşında kulun köpeğin yok! Emir yağdırıp durma!"

" Esila! Delirtme beni!"

" Delirirsen delir umurumda değil! Ben suçlu değilim tamam mı? Civan abi de değil!"

Çevrelerinde toparlanan insanlara aldırış etmeden konuşan karısını susturmak için kendisine engel olmaya çalışan ağabeyini iten Erkam, " Sus artık." diyerek üzerine yürüdüğü Esila'nın kolundan tuttu. Tutuşu canını acıtacak kadar sert değildi fakat üzerlerinde merakla gezinen bakışlar yüzünden umursayacak durumda değildi.

" Ferit, karışma!" diyerek Erkam ve Esila'nın arkasından gitmek üzere olan kardeşini durduran Kenan, Civan'ı gözleriyle işaret edip " Civan'ı al götür! Kimseye de nerede olduğunuzu söyleme! Ben giderim onlarla." dedi. Civan'ı, aç kurtlar gibi bekleyen büyüklerinden bir süreliğine de olsa kurtarmıştı Kenan ama Esila'yı ellerinden nasıl çekip alacağını bilmiyordu. Koşar adımlarla yanına vardığı arabaya binen adam konağa kadar neler yapabileceğini düşündü ama bir şey bulamadı.

......

İçindeki küçük kız çocuğunun sırtını yasladığı duvarın soğukluğunu hisseden Esila, gökyüzünden kopardığı uçurtmaları ayaklarının altına alıp, duyulmayan çığlıklar atarak ezdi. Her çığlıkta ruhu titredi... Bedeni ise hareketsizdi. En kötüsü de yanında ki adam bile duymuyordu sesini.

Öleceğini düşünerek ayrıldığı Özadlı konağına geldiğinde mezarı başında dertleştiği Hikmet dedeye verdiği sözü hatırlattı kendine Esila. Sözünü tutacak, neyi neden yaptığını anlatacaktı. Tabi Erkam'ın nefret ettiği öfkesi son bulmak nedir bilirse.

Arabada dudakları aralanmayan fakat gözleriyle kendisine bağırıp çağırmayı ihmal etmeyen Erkam'ın arkasından konağa giren Esila, çardakta oturan adamlara göz ucuyla bakarken Kenan aralarındaki mesafeyi kapatıp " Biri bir şey derse durma sakın, odana git Esila." dedi.

" Abi ben kötü bir şey yapmadım... Niyetim kötü değildi."

Konuşurken sesi titreyen Esila'nın sırtına elini koyarak yürümeye devam etmesini sağlayan Kenan " Biliyorum ama onlar bilmiyor. Anlatsanda anlamazlar zaten..." diyerek merdivenlere kadar eşlik etti. Yapabileceği şimdilik bu kadar olsa da kimsenin onu daha fazla kırıp, acıtamasına izin vermeyecekti.

" Civan nerede?!"

" Kardeşinin yanına, hastaneye gitti baba."

Erkam dan önce babasının sorusunu cevaplayan Kenan hışımla ayağa kalkarak " Neden getirmediniz buraya?! Arayın! Gelsin hemen!" demesiyle Said Bey'e baktı. Diğerlerinin öfkelerini dizginleyip, bu sorunu çözebilecek tek kişi oydu ve karşısındaki adam bakışlarından neyi kastettiğini hemen anladı.

" Gelmesine gerek yok Hasan! İstediğimiz Berzan'ın bulunmasıydı. Bulundu. Hakettiği cezayıda en kısa sürede alacak inşallah!"

" Ne demek gerek yok Said abi?! Civan hepimizi çiğnedi. Neyiz biz? Kimiz de bize sormadan iş yapıyor?! Hem de..." deyip duraksayan amca oğluna aynı sertlikle bakan Said Bey, diğerlerine de aynı şekilde bir bir baktı. Aşiretin en sakin ve en iyi niyetli adamı idi fakat öfkelendiğinde karşısında kimse duramazdı.

" Sözünün devamını getirmene gerek yok Salih! Civan hepimizin evladı! Doğru bildiği bir şey vardı ki bize sormadan yaptı. Tek hatası gelinimizi yanında götürmesi. Bu benimde hoşuma gitmedi ama öyle ya da böyle bu sorunu çözdü. O yüzden kimse ne ondan ne de gelinimizden hesap sormayacak!"

"Sen olmasan o kız gelinimiz filan olmayacaktı Said abi! O kız soyumuza yakışmadığını bir kez daha ispat etti. O kim ki bizim işimize elinin hamuruyla karışıyor?!"

Babası gibi diğer büyüklerinde Salih amcasını onaylamasıyla öfkesine esir düşen ve bunda sonuna kadar haklı olan Erkam karısı için konuşulanlara karşı koyacağı sırada Said Bey yüz ifadesinden anlayıp elini susması için kaldırdı. Erkam ne söylese haklıydı fakat şu an için konuşması gereken kendisiydi çünkü atılan taş Erkam dan önce kendisine gelmişti.

" Ağzından çıkan lafları düşünmeden sarfettiğin ne kadar da belli Salih! Senin zoruna giden de bu değil mi? Esila'yı kabullenemediğin için bu durumdasın ama şunu kafana iyi sok senin elinin hamuruyla işimize karıştığını söylediğin kız hiçbirimizin yapamadığını yaptı! Bizi çiğnedi diye öfkeden kurduğunuz kız, bana göre en doğru olanı yaptı! Kaç gündür köşe bucak arayıpta bulamadığınız soysuzu ayağına getirdi. Neden peki? Elinize kan bulaşmasın, can almayın diye! Can kaybetmeyin diye! Aşiretler arasında düşmanlık yaşanmasın diye canını ortaya koydu! Sülalemizde kim bunu yapacak kadar yürekli?! Hanginiz bu kadar adamı karşısına alacak kadar cesur söyleyin!"

Said Bey'in söylediklerini dinlerken gözleri dolan Esila, yanağına değen birkaç damla yaşı sildikten sonra elini göğsünün üzerine koydu. Bu kadar insana karşı yanında bir tek Kenan var zannediyordu ama Said Bey de yalnız bırakmamış, arka çıkmıştı. O konuşurken kimseden çıt çıkmamış, hatta hiç kimse kaşlarını dahi çatamamıştı. Hepsi itirazlarını içinden etmek zorundaydı çünkü doğru ya da yanlış ne söylerse söylesin saygısızlık edip karşı çıkamazlardı. Tabi duydukları bu saygı büyük olmasından önce korktukları içindi. Herkesin 'melek gibi' dediği adamın öfkesi ne Hasan Ağa'nın ne Erkam'ın ne de diğerlerinin öfkesine benzerdi. Gözünü dahi kırpmadan yakıp yıkardı. Bu hâline nadiren şahit olunsa da şu an için kimse bunu göze alamıyordu.

" Hepsini susturdu valla. Şanşlısın kız Esila, yine dört ayağının üstüne düştün!"

Yanına gelen Meryem yüzünden korkuyla yerinden sıçrayan Esila, cevap vermeyip, duvar dibine biraz daha sokularak Said Bey'i dinlemeye devam etti.

" Utanın! Esila bunları Hasan Ağa'nın gelini, Erkam'ın karısı olarak yaptı ama ifadesini verirken Yılmaz'ların kızıydı! Utanın! Böyle biri soyadınızı taşımıyor diye utanın!"

Son cümlesini sarfederken gözlerini yüzüne diken Said Bey'in ne demek istediğini çok iyi anlayan Erkam başını hafifçe önüne eğdi. Esila, karısıydı fakat soyadını taşımıyordu. Bunun ağırlığının çöktüğü kalbi sancılanınca ilk kez karşısındaki adama hak verdi.

" Bundan sonra Hasan dan ve Erkam dan önce Esila'nın arkasında ben varım! Onun hakkında kötü tek bir söz söyleyen ve bu sözü bir başkasına taşıyan kim olursa olsun onları silerim. Şehirden de def ederim!"

Kalplerini öfke ve nefretle dolduran adamların sessizce kabullenişlerini gülümsemesini gizlemeye çalışarak izleyen Kenan, hapşırma sesi duyunca bakışlarını merdivenlerin başına doğrulttu ve karısının kendilerini dinlediğini gördüğünde kaşlarını çatarak gitmesini işaret etti.

" Metin, Civan eve döndüğünde yanıma gönder!"

Civan'ın babasının kendisini onaylamasıyla oturduğu yerden kalkan Said Bey, Hasan Ağaya yanına gelmesini işaret ederek konağın kapısına doğru ilerledi. Onunla birlikte diğerleride ayaklanınca Erkam, gitmelerini sabırla bekledi. Said Bey yüzünden bir şey söyleyememişti ancak yaşı yetmişe dayanan adam söylemesine gerekte bırakmamıştı.

" Esila!"

Said Bey'in konaktan ayrılmasıyla odasından çıkan Berfu, endişeyle beklediği Esila'nın yanına varır varmaz bedenini sıkıca sardı. Olanları duyduğunda en az onun kadar çok korkmuştu. Yüreği sadece Esila için değil Civan içinde korkuyla dolmuştu ve yüzünü görmeden bu korku sonlanmayacaktı.

"Nasıl söylemezsin bana?"

" Söyleseydi sende mi gidecektin onunla?"

" He! Gidecektim Meryem yenge!"

" Ayy! İyisi mi gideyim ben! Sizin şu suratınız çekilmez! Zaten konsey dağıldı eğlence bitti!"

Yaşanılanların hoşuna gittiğini gülümseyerek göstermekten çekinmeyen Meryem, çay keyfi yapmak için mutfağın yolunu tutarken, Berfu, Esila ile odasına gitmek istedi ancak merdivenleri ikişer üçer tırmanan ağabeyini gördüğünde vazgeçti. Onunla yüz yüze gelmek istemiyordu genç kız fakat Esila'ya göstereceği tepkiyi bildiğinden elinden tutup " Benim odama gidelim." dedi.

" Sen git, ben Erkam'la konuştuktan sonra gelirim."

" Sence konuşulacak gibi mi Esila? Dinlemeyi bile bilmiyor ki!"

" Ben kendinimi dinletirim merak etme. Git hadi..."

Ağabeyinin yüzünü dahi görmek istemediğini bildiği Berfu gitsin diye gülümseyen Esila, mezarlıktayken bile bu denli gerilmemişti. Eceli olacağını düşündüğü Berzan'ı beklerken hissettikleri şu an hissettiklerinin yanında hiç kalıyordu.

" Yürü!"

Öfkesi soluklanmak nedir bilmeyen Erkam'ın gözlerine çok kısa bir süre bakan Esila, sonlandırdığı gülümsemesinin bir daha yüzünde hiç yer almayacağını düşünerek odasına doğru ağır adımlarla yürüdü. Erkam'ın her bakışı kalbindeki yarayı derinleştiriyor, konuşmak için toparlamaya çalıştığı gücünü azaltıyordu. Birde kendisini hiçbir zaman sevmeyeceğini düşündürtüyordu.

" Beni rezil etmek, canını tehlikeye atmak hoşuna mı gidiyor? Ben içim rahat bir şekilde arkamı dönemeyecek miyim sana?!"

Odanın içine adım atar atmaz konuşmaya başlayan Erkam'a nedenlerini anlatma fırsatı bulamayan Esila, elini kapı kenarına vurmasıyla tamamen vazgeçti. Çünkü biliyordu ki kendisine vurmadığı için acısını bu şekilde çıkartıyordu! Vurmak istediği o kapı kenarı değil kendi yüzü ve bedeniydi. Erkam için bu böyle değildi ancak karısının böyle düşünmesine neden olmuştu.

" Saklama dedim! Ama sen sakladın! Yetmedi bu insanların hakkımızda ileri geri konuşmasını sağladın! Onca insanın ne yaptığını bilen benim karımdan, ne yaptığından haberim yok! "

Kalbi sadece Esila'nın canının derdine düşmüştü fakat aklı onun tarafından hiçe sayılmasındaydı. Bu yüzden de sarfettiği kelimelerde baskın olan düşündükleri, başkalarının haklarında ne söylediğiydi.

"Bundan sonra bu odanın dışına çıkmayacaksın Esila! Ne zaman arkamdan iş çevirmeyi bırakırsın işte o zaman bu kapının dışına adım atabilir, konaktakilerle konuşabilirsin!"

Konuşmasına izin vermeyen kocasının kapıyı çarparak gitmesinin ardından olduğu yere oturdu genç kadın... Dili sustu, kalbi sustu ama içindeki küçük kız çocuğunun sitem dolu hıçkırıkları onunda dudaklarından döküldü. Sitemi ona değildi, sitemi sevgisineydi, yana yakıla dolanan kalbinin lal olmayı seçmesineydi...

......

' Benzeme... Babama benzeme... Onun gibi yakıp kül etme beni... Bu hayatta en sevdiğim adam gibi olma yâr... En nefret ettiğim olma... Dönme sırtını bana... Yüzünü çevirip, gözlerine hasret bırakma... Var olupta yokluğunla sınama... Ben buna dayanacak kadar büyümedim daha...'

Penceresine tutunan yağmur damlalarıyla konuşmaktan yorulmadığı gibi Erkam'ı beklemektende yorulmadı Esila... Ağlamaktan harap olan gözleri bir parça uyku için yalvarsada o gelmeden uyumamaya niyetliydi. Çünkü bu gece içinde ne var ne yoksa onunla paylaşacaktı. Erkam dinlemek, anlamak istemese de yüreğini acıtan cümlelerini içine hapsetmeyecekti artık. Varsın gurursuz ilan etsin gece! Varsın duymasın gökyüzü sesini... Yeter ki kalbine dolan korlardan kurtulsun, karanlık umuduna daha fazla dokunmasın...

Uykusuzluğunun neden olduğu halsizliğe direnmeye çalışan Esila, Erkam'ın odaya girmesiyle gözlerini duvar saatine doğrulttu. Gecenin dördüydü... Dün gece de bu saatleri onu düşünerek, gelmesini bekleyerek geçirmişti. Yine aynı şey oluyordu fakat sağ salim gelmesi için dualar ettiği adam, yanında öfkesini getirmeyi ihmal etmemişti.

Yüzüne bakmadan banyoya giren kocasının çıkmasını derin nefesler alıp vererek bekleyen genç kadın, nereden başlayacağını düşünmeye koyulduğu sırada Erkam tahmininden kısa bir sürede banyodan çıktı. Gözleri gözlerini bulmamakta ısrar etsede içindeki küçük kız çocuğunun yanına oturup yüzüne bakmaya devam etti.

" Konuşabilir miyiz?"

" Benim konuşacak bir şeyim yok Esila."

" Ama benim var..."

Bir şey söylemeyip ceketini çıkaran Erkam'ın, diğer odaya girmesiyle geriye doğru attığı başını duvara hafifçe vuran Esila sabır çekerek beklemeye devam etti. Erkam'ın yüzüne bakmayışı zoruna gittiği için hıncını bir şeylerden çıkarmak istedi ama sakin kalmalı, kendini dinletmeliydi.

" Ne yapıyor acaba içerde?"

On dakika kadar aynı şekilde duran Esila, Erkam'ın neden çıkmadığını merak ederek odaya doğru içinden söylene söylene ilerledi. Kapının kolunu tutmak için uzattığı eli Erkam'ın bir anda açmasıyla havada kalırken, gözleri yine gözlerini bulamadı. Erkam, gökyüzü farzettiği gözlerini büyük bir özenle kaçıyordu kendisinden.

" Erkam sadece birkaç dakika... Dinle beni lütfen."

" Gerek yok çünkü ne söyleyeceğini biliyorum."

" Bilmiyorsun!" dediği kocasının yönünü yatağa çevirmesiyle elini tutan Esila, teninin soğukluğu yüzünden bir an için ne diyeceğini unuttu. Eli gibi yüreğininde buz tutup, tutmadığını merak ediyordu.

"Bana neden diye sormadın bile."

" Sormama gerek var mı? Yok. Sen bana dün cevabını verdin Esila. Sevdiklerim söz konusu olduğunda karşımda kimin olduğu umrumda değil dedin. Beni hiçe saydın, canını hiçe saydın... Bu yüzden ne sormak ne de seni dinlemek istiyorum."

Elini elinden çeken kocasının yatağa girmesini dolan gözleriyle izleyen Esila'nın direnci sırtını dönmesiyle kırıldı. Aynı yatakta ona sırtını dönerek uyuyacaktı öyle mi?

" Işığı kapat."

" Kapatmayacağım. Rahatsız oluyorsan kendin kapat!"

Kalbinin ezilirken attığı çığlıkları duymamak için Erkam'a gözlerini diken Esila, " Sabrımı zorlama Esila, ışığı kapat, yat." demesiyle gülümsemeye çalıştı. Bunu göz yaşları akmasın diye yapıyordu ancak ne kadar dayanabileceğini bilmiyordu.

" Sabrı zorlanan sadece sen değilsin! Dinlemeye tenezzül etmiyorsun, ama olsun! İstesende istemesende anlatacağım ve sen dinlemek zorundasın!"

" İyi anlat ama umrumda olmayacak!"

' Öküz! Gıcık! Neyim umrunda ki zaten!'

Gözlerini sıkıca kapatıp, saçlarının arasından geçirdiği ellerini ensesinde birleştiren genç kadın derin bir nefes alıp verdikten sonra " Senin için yaptım." diyerek gözlerini araladı. Onun içindi ancak Erkam " Benim içinmiş, kesin öyledir! Bence devam etme çünkü doğruyu söylediğine inanmıyorum Esila." deyip konuşma çabasının boşa olduğunu gösterdi. Bununla da kalmayıp yatağından çıktı ve ışığı kapatmak için kapının yanına vardı.

Kadınının ' Senin için yaptım ..' derken titreyen sesi kalbini de titretmişti ancak doğru olduğuna inanmıyordu. Güven diye bir şey bırakmamıştı ki kendinde... Kalbinde can bırakmadığı gibi.

" Öldüğünü düşündüm... Kinin, intikamın yüzünden senin aklına bile gelmezken ben bütün gece ya katil olursa ya ölürse diye düşünüp durdum!"

Aklına bile gelmezken? Yanındayken bile aklından çıkmayan kadınının yanlış düşündüğünü belirtircesine gözlerine bakan Erkam'ın kalbi sarfettiği sözlerin yakıcılığını gözlerinde de hissetti. Yanağından süzülen yaşların sebebi kendisi miydi bilmiyordu ama yüreği buruk bir mutluluğa bile ev sahipliği yapmaya hazırdı.

" Sensiz bu odada bir ömür ne yapacağımı sordum kendime... Bir ara katil olursa gider görürsün bile dedim... Ama öldüğünü düşündüğümde şuram acıdı..."

Göz yaşları gibi hıçkırıklarının firarına engel olamayan kadınına doğru attığı her adımda Erkam'ın içinden bir parça koptu. ' Şuram acıdı...' diyerek kalbini göstermesi ne öfke bıraktı ruhunda ne de nefret... O ağladıkça parçalandı yüreği ancak buzlarınıda eritti.

"Ben yapamadım Erkam... Ölmek, sensiz bir ömrü nasıl geçireceğimi düşünmekten daha kolay geldi. Ben... toprağına dokunmayı göze alamadım..."

Aynı anda bir parçasını kaybedip, başka bir parçasını buldu adam... Yanına vardığı anda kollarının arasına aldığı kadının bedenini göğsüne bastırmak yetmedi. İçene saklamak istiyordu kadınını... Bir ömür bedeninden koparmamak...

" Senin için seni karşıma aldım... "

Yüzüne bakmadan yatağına girip, kendisine sırtını döneceğini düşündüğü kocasının kollarının arasında kalbinin deli atışlarını yeniden hisseden Esila, dudaklarını alnına bastırmasıyla gözlerini kapattı. İçindeki küçük kız çocuğu ise başını omuzuna yaslayıp, Erkam'ın ruhuna dokunan cümlelerine sarıldı...

"Benim için bir daha sakın böyle bir şey yapma... İlla bir şey yapacaksan da canının kıymetini bil... Öldüğümü de düşünme. Çünkü kalbin... çarptığı sürece baş ucunda nefes alacağım..."

Hatalarım olduysa affola...

Düşüncelerinizi esirgemeyin lütfen ❤

Continue Reading

You'll Also Like

299K 10.2K 82
Zeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzu...
287K 12.3K 51
Biraz fazla içki içtikten sonra birinin yanında uyanmak bu çağda yeni ve sürükleyici bir hikaye değildi. Ama Korkut Mirzan'nın çarşaflarında uyanmak...
812K 46.4K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
Leyla By Jutenya_

General Fiction

1.3M 76.1K 37
İhanet kategorisinde 1. Sırada Adam dehşetler içerisinde karısını izliyordu. Karısı kırdığı aynanın sivri bir parçasını almış. Boğazında tutuyordu...