AĞLA SEVDAM

By goncabeyza

10.3M 467K 72.7K

Kapak Tasarımı: DogaKock More

Bölüm 1☘ Uçurum
Bölüm 2☘ Bir Umut
Bölüm 3☘ Çözüm?
Bölüm 4 ☘ Çare
Bölüm 5 ☘ Sızı
Bölüm ☘7☘ Kimsesiz
Bölüm ☘8☘ Dinmeyen Öfke!
Bölüm ☘9☘ Vicdan
Bölüm ☘ 10☘ Yüzsüz
Bölüm ☘ 11 ☘ Merhamet
Bölüm ☘12☘ Zor Seçim
Bölüm ☘13☘ Korkak!
Bölüm ☘14☘ Bitmeyen Bedel
Bölüm ☘15☘ Günahkâr
Bölüm ☘16☘ Sabrın Son Damlası
Bölüm ☘17☘ İsyan
Bölüm ☘18☘ Pişmanlık
Bölüm ☘ 19☘ Şiirin Başlığı
Bölüm ☘20☘ Aynı Yatakta!
Bölüm ☘21☘ Benim Hayatım!
Bölüm ☘ 22☘ Mabedim...
Bölüm ☘23☘ İnkâr
Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...
Bölüm ☘ 25☘ Gideceksen Gelme!
Bölüm ☘26☘ Veda
Bölüm ☘ 27 ☘ Son Susuşum
Bölüm ☘ 28☘ İlk Yanan
Bölüm ☘ 29 ☘ Can Bulan Şiir
Bölüm ☘ 30 ☘ Kavgam Kalbimle
Bölüm ☘ 31☘ Derdim Sensin
Bölüm ☘32☘ Dokunma...
Bölüm ☘33☘ Mağlup
Bölüm ☘34☘ Tutkun
Bölüm ☘35☘ Bence Seviyor!
Bölüm ☘ 36☘ Vakitsiz Gelen
Bölüm ☘37☘ Kimsesizliğin Mahkumu
Bölüm ☘38☘ Şiir İçin Yolun Sonu?
Bölüm ☘39☘ Senin İçin...
Bölüm ☘ 40☘ Sevilmemenin Acısı
Bölüm ☘ 41☘ Canımın Yarısı
Bölüm ☘ 42☘ Duymak Yetmiyor...
Bölüm ☘43☘ Güzelim!
Bölüm ☘ 44☘ Yerimde Olsan
Bölüm ☘45☘ Seni Seviyorum /part 1/
Bölüm 🍀 45🍀 Seni Seviyorum / part 2
Bölüm ☘46☘ Bizi Bul...
Bölüm ☘47☘ Birlikte Vâr Olduk...
Bölüm ☘48☘ Söz Veriyorum
Bölüm ☘49☘ Bu İnsanlık Değil
Bölüm 🍀50🍀 Sensizliği Sevmiyorum
Bölüm 🍀51🍀Sahte Pişmanlık
Bölüm 🍀52🍀 Küçük Dünyamın En Güzel Parçası
Bölüm ☘53☘ Bekleyiş
Bölüm ☘54☘ Umudun Dirilişi
Bölüm ☘55☘ Kızımız
Bölüm ☘56 ☘ Bakmaya Kıyamadığın Olamadım...
Bölüm ☘57☘ Neredesin Huzurum?
Bölüm ☘58☘ Küçük Annesiyim...
Bölüm ☘59☘ Kalmamı İsteyip Gitme..
Bölüm ☘60☘ Sevmemiş Seni
Bölüm ☘61☘ Benim Yerim Burası Mı?
Bölüm 🍀62🍀Acıtan İtiraf / Part 1
Bölüm 🍀62🍀 Acıtan İtiraf / Part 2
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım/ Part 1/
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım /Part 2/
Bölüm 🍀64🍀 Susalım...
Bölüm 🍀65🍀 Yirmi Birinci Gün
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir Misin Şiirim? Part 1
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir misin Şiirim? Part 2
Bölüm 🍀67🍀Seveceksen Ömürlük Sev
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 1
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 2
Bölüm 🍀69🍀 Hayal Etme
Bölüm 🍀70🍀Özlemimi Sorgulama
Bölüm 🍀71🍀Dilimin Ucundaki Veda
Bölüm 🍀72🍀 Yangın Yeri
Bölüm 🍀73🍀Kaybettim...
Bölüm 🍀74🍀 Gitti Canım
Bölüm 🍀75🍀Kadersizim
Bölüm 🍀76🍀 Hâline Yan
Bölüm 🍀77🍀 Keşke Sevmemiş Olsaydın Beni
Bölüm 🍀78🍀Kızımı Almadan Gitmeyeceğim
Bölüm 🍀79🍀Ne Yazık Ki Yaşıyorum
Bölüm 🍀80🍀 Acı Gerçeğim
Bölüm 🍀81🍀Adı Hasret
Bölüm 🍀82🍀Soğukluğunu Hissetmeden Isınamıyorum
Bölüm 🍀83🍀Ölüm Kokan Veda
Yeni Bölümler Hakkında ( Okumadan Geçmeyin Lütfen)
Bölüm 🍀84🍀 Gitmelisin Elam
Bölüm 🍀85🍀Babam Onu Sevmiyor
Bölüm 🍀86🍀 Karşına Çıkmam Bir Daha
Bölüm 🍀87🍀 Gitti mi?
Bölüm 🍀88🍀Cümleleri Yok Ancak Gözleri Hiç Susmuyor
Bölüm 🍀89🍀Onsuz Kendimle Yapamıyorum
Bölüm 🍀90🍀 ESKAM
Bölüm 🍀91🍀Kendinden Kurtar Beni
Bölüm 🍀92🍀 Oğlun Bizi Mahvetti
Bölüm 🍀93🍀Sabahı Bekleyecek Sabır Yok Kalbimde
Bölüm 🍀94🍀 Böyle Hayal Etmemiştim 🤍
Bölüm 🍀95🍀Anahtarlığımız Boş Kalmasın
Bölüm 🍀96🍀Kalbim Senden Alacaklı
Bölüm 🍀97🍀 O Öyle Güzel Ki
Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk
Bölüm 🍀99🍀 Evimiz
Bölüm 🍀100🍀 Ben O Arkadaşa Muhtacım, Aşığım
Bölüm 🍀101🍀 Onun Mutluluğu Yüreğimi Sızlatıyor
Bölüm 🍀102🍀 Su Toprak Üzümlü Kek
Bölüm 🍀103🍀 Ardımıza Değil Önümüze Bakalım
Bölüm 🍀104🍀 Daha Sonra Yazılmak Üzere Boş Bırakılan Bölümdür
Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum
Bölüm 🍀106🍀 Sen Daha Yanmadın
Bölüm 🍀107🍀 Şimdi Özgür Hissediyorum
Bölüm 🍀108🍀 Umudunu Yeşerten Varlığı ile Büyüten Kadın /Part1/
Bölüm 🍀108🍀 Part2 / Umudunu Yeşerten Varlığı İle Büyüten Kadın
Bölüm 🍀109🍀Gün Işığında Yüreğimi Okşayan Gecem
Bölüm 🍀110🍀 Umut ve Özlem
Finalden Önce ( Açıklama- Okumadan Geçmeyin Lütfen)
🍂FİNAL 🍀

Bölüm 6 ☘ Öksüz

161K 7.3K 843
By goncabeyza

/6/ÖKSÜZ/

10 AĞUSTOS 🍂🍂

Özadlı konağının, kapılarını bir öksüze ilk açışı değildi... Yıllar boyu birçok yetime ve öksüze kucak açmıştı ama ilk kez bir genç kızın sığındığı değil mahkum edildiği bir yerdi. Taşla örülü duvarları, birçok  küçük kızın göz yaşlarına şahitlik etmiş , sırtlarını dayadıkları soğuk bedeninde sessiz sedasız anlattıklarını dinlemişti. Ama bu kez farklıydı. Avlunun ortasında etrafına korkuyla bakan kızı daha önce de görmüş, misafir etmişti asırlık konak ancak duvarlarının şahitlik ettiği ihanetten  sonra geri gelebilen ilk kişiydi.

Esila'nın, akı kanlanan ela gözleri kendisine nefret ve öfkeyle bakan gözler üzerinde endişe ile gezinirken en kötü bakışların sahibi olan adam hemen arkasında nefes alıp veriyordu. Erkam'ın gözlerinin üzerinde olduğundan emin olmak bile korkuturken, kulağını tırmalayan adım sesleri başını önüne eğmesine neden oldu.

" Selma!"

" Buyur ağam."

" İmam nikahı kıyılana kadar ortalıkta gezinmesin, al götür."

Hasan Ağayı başıyla onaylayan genç  kadın, Esila'nın yanına vardığında genç kız kendisine dokunmasına izin vermeyip bir adım geriledi. Bedenine hadsiz hesapsız dokunulmasından bıkmıştı artık ama bunun kimsenin umurunda olmadığını bilmek daha büyük bir bıkkınlıktı.

" Yürü!"

Erkam'ın sesiyle irkilince takati kalmayan ayaklarını  yürümeye zorlayan  Esila, birkaç adım önünde yürüyen kadını ağlamamaya çalışarak takip etmeye başladı. Göz ucuyla çardakta oturan Hasan Ağa ve ailesine bir kez daha baktığında kendisine acıyarak bakan  bir çift göze denk geldi.

Ferit...

Gözlerini Esila'nın yüzünden bir an olsun ayırmayan Ferit, daha fazla dikkat çekmemek adına, sessiz kalıp yine o imkansız olan şansı kovalamaya başladı. Elif'i, düğünden önce ayarladıkları eve kuzeni Civan'la gönderen genç adam, Esila'nın iyi olduğunu ama gelmekten vazgeçip eve geri döndüğünü söylemek zorunda kalmıştı. Yalan söylemek gerçeği söylemekten daha iyiydi ve nasır tutan vicdanı bu durumdan rahatsız olmayı bir kenara bıraktı.

"Alt katta olduğuna bakma, burasıda misafir odası. Banyoya yakın diye buraya  getirdim."

Nerede değil daha sonrasında kiminle kalacağı önemli olan Esila, mavi gözleriyle kendisini süzen kadına göz ucuyla bakarak  başını olumlu anlamda salladı.

" Ben birazdan temiz üst baş getiririm sana. "

Kadının yazmasını düzeltip odadan çıkmasıyla odaya göz gezdiren Esila, yatağa oturup, yeniden nikah kıyılmadan kurtulabilmek için dua etmeye başladı. Son çaresi olan Ferit'in bile kendisine acıyarak bakmasıyla ezilen umudu kimsesizliğini yüzüne vurmakta gecikmedi. Birçok kişinin yaşamak için can attığı konakta mahkum gibi köşeye sıkışmanın hissettirdiği duygularla nefes almakta zorlanan Esila, Erkam'ın sesini duyduğu anda elleriyle kulaklarını kapatıp gözlerini karşısındaki duvara dikti. Duymamak, yüzünü görmemek kadar iyiydi.

Dakilarca ablasını hayal ederek baktığı duvardan, kapının tıklatılmasıyla gözlerini ayıran Esila, gelenin Berfu olduğunu gördüğünde bakışlarını bu kez halıya doğrulttu. Gözleri halının desenlerindeydi ancak aklı Berfu'nun ne diyeceği, nasıl tepki vereceğindeydi. Bunun için kendisini hazırlamaya başladığı sırada beklediğinin aksine Berfu gayet sakin adımlarla yanına gelip, endişeli ses tonuyla " İyi misin?" diye sordu. Hemen ardından ise  " Sorum saçma öyle değil mi? Nasıl iyi olabilirsin ki?" diye sormasıyla gözlerinin kıyısına doluşan yaşların akmamasını dileyerek başını kaldırıp  yüzüne baktı.

Beyaz teninin üzerine düşen ve koyu yeşil gözlerini gölgeleyen birkaç tutam saçını kulağının arkasına sıkıştıran Berfu'nun, gözlerinin içine bakmaya devam etmesiyle kötü hisseden Esila başını hafifçe önüne eğip, ellerini dizlerinin üzerinde birleştirdi. Gelmesini istediği Berfu değil Ferit'ti ama Erkam'ın ara ara kesilen sesinin bir öncekinden daha yüksek ve diğer sesleri bastırarak çıkmasıyla bunun zor olduğuna emin oldu.

" Merak etme ablan nerede veya kiminle kaçtı diye sormayacağım. Çünkü biliyorum."

Berfu'nun söyledikleri yüzünden yutkunmakta zorluk çeken Esila, aynı zorluğu yüzüne bakmakta yaşadı. Ablasının, ağabeyi ile  kaçtığını gerçekten biliyor muydu yoksa bu gerçeği öğrenmek için söylediği bir yalan mıydı emin olamadı. Bu yüzden ifadesini bozmamaya gayret eden genç kız başka neler söyleyeceğini tedirgince beklemeye başladı.

" Benim tek merak ettiğim bunu neden yaptığın. Ablanın yerine neden geçtin Esila? Hadi seni geçtim ablan buna nasıl izin verdi? Bir insan kardeşine böyle bir şeyi nasıl yaptırır aklım almıyor!"

Berfu'nun az önceki endişesinin yerine öfkenin geçmesiyle alt dudağını ısıran Esila, sessiz kalmaya devam ederken Berfu üzerine doğru eğildi.

" Susma n'olur. Bir cevap ver bana. Ferit abimin, ablanı kaçırmasına nasıl göz yumarsın Esila? Sonunda ne olacağını bile bile nasıl yaptın bunu?"

Berfu'nun her şeyden haberdar olduğundan emin olarak yüzüne odaklanan Esila, " Ablam... Ablam intihar edecekti... Berfu," dedi ve sağ gözünden akan birkaç damla yaşı elinin tersiyle silerek devam etti.

"Benim, ablamdan başka kimsem yok... Onu kaybetmeyi göze alamazdım..."

" O seni kaybetmeyi göze aldı ama. İntihar etmeyi isteyerek senden bir kere vazgeçmiş zaten. Şimdi abimle giderek ikinci kez vazgeçecek!"

" Hayır. Hayır, vazgeçmez. Yakalanmasaydım bende gidecektim onlarla."

Esila'nın yaş dolan gözleri ve ağlamaklı çıkan sesi yüzünden yüreği sızlamıştı Berfu'nun ancak onlarla gideceğini söylemesiyle alayla gülümseyip yüzünü genç kızın yüzüne biraz daha yaklaştırdı.

" Yani olan Erkam abime oldu öyle mi? Olan aileme oldu? Bizim başımızı yerin dibine sokup, elinizi kolunuzu sallaya sallaya gidecektiniz öyle mi?"

" Berfu..."

" Biliyor musun bir ihtimal deyip sana kızmıyordum ama artık sana da kızıyorum. Anneme, babama, senin babana, Ferit abime, Elif'e, haklılığını kırıp dökerek savunan Erkam abime pişmanlık duymayacak derecede kızdım ama sen... Senden bunu beklemiyordum Esila!"

Diyecek hiçbir şeyi olmadığını anladığı Esila'nın yanından koca bir hayalkırıklığı ile ayrılmak üzere olan Berfu, Ferit ağabeyinin  odaya girmesiyle dün gece yarım kalan konuşmasını sürdürmenin tam sırası olduğunu düşündü. Bu gerçeğin ağırlığı içinde tutamayacağı kadar büyük ve azap doluydu.

"Allah kahretsin sizi! Bencilliğinizin sonunun ölüm olduğunu göremeyecek kadar kör müsünüz?"

Kapıyı kapatır kapatmaz kız kardeşinin göğsüne vurarak konuşmasıyla sabır çeken Ferit kolundan tutup, " Kapa çeneni, duyacaklar!" dedi ama Berfu aldırış etmeden bağırarak konuşmaya devam etti.

" Duysunlar! Daha fazla dallanıp budaklanmadan duysunlar gerçeği."

Kız kardeşinin ağzını kapatmaktan başka bir yol bulamayan Ferit, sırtını yasladığı duvara başını bastırarak " Ha şimdi ha sonra olacak olan belli ve ben her şeyi göze aldım Berfu! Şimdi ya sesini kesip bekle ya da çık git ispiyonla beni!" dedi. Dediği gibi her şeyi göze almıştı sevdiği kadın için ve bu uğurda ne ailesini ne de yanlarında ne hissedeceğini bilmeden bekleyen Esila umurundaydı. Tek isteği bu şehri Elif ile birlikte terkedebilmekti.

Elini kardeşinin ağzından çeken Ferit bir şey söylemeyip kollarını göğsünde birleştirmesiyle ilk seçeneği kabul ettiğini anlayıp Esila'ya doğru ilerledi.

" Abi..."

Ayağa kalkan Esila'ya güvende hissetmesini sağlamak için sıkıca sarılıp, " Canım..." diye mırıldandığında Berfu sabır çekerek onları izlemeye devam etti ama sessizliğinin uzun sürmeyeceği belliydi.

" Ablam nasıl?"

" İyi ama seni çok merak ediyor."

Kendisinden ayrılan adamın ellerini tutmasıyla en sonunda rahat bir nefes alabilen Esila, " Ablama iyi olduğumu söyle... Merak etmesin." derken bile iyi olmadığını hissettiğine emindi. Bir kardeşten çok evladı gibi baktığı gözlerinin özlemiyle aldığı rahat nefes ciğerlerine bıçaklar saplayarak terk etti bedenini.

" Söyledim."

Sorar gözlerle kendisine bakan Esila'nın, tuttuğu ellerini sıkan Ferit, " Son anda vazgeçip eve geri döndüğünü söyledim. Anlayacağın yaşanılanlardan haberi yok." dediğinde Berfu " Her detayıda düşünmüş maşallah." diye mırıldandı ve kaşlarını çatarak onları izlemeyi sürdürdü.

" İyi yapmışsın abi."

Aç olduğu için başı dönen Esila, ayakta duramayacağını anlayınca Ferit'in ellerini bırakıp yatağa oturduğunda Berfu, solgun yüzüne içi acıyarak baktı ama yine de bu yaptığını kabullenemediği için yüz ifadesi yüreğinin aksine sertti.

" Şimdi ne olacak peki abi?"

Çenesini ovalayarak Esila'nın yanına oturan Ferit, kız kardeşine göz ucuyla bakarak, " Elif sensiz gitmek istemiyor ama burada kalmaya devam edemeyiz. Bir an önce gidebilmemiz için onunla konuşup iyi olduğunu, gelmek istemediğini söylemen gerek." dediğinde Esila'nın kalbinden bir parça koptu. Ablası, Ferit ile gideceğini söylediğinde kopan parçadan daha çok acımıştı canı bu kez ama onun mutluluğu için her şeyi göze almaktan vazgeçmeyecekti.

" Ama merak etme. Ben geri döndüğümde bir şekilde götüreceğim seni Esila."

" Bir kere yetmedi ikinci kez rezil edeceksin bizi yani!"

" Berfu!"

" Ne Berfu? İyi alıştın ha! Gel git Erkam abimin evleneceği kızları kaçır. Adam ne halde, ne hissediyor hiç düşünme."

Hışımla ayağa kalkan ağabeyinin  yanına varmasına izin vermeden ona doğru ilerleyip tam karşısında duran Berfu, " Bence sen ne yap biliyor musun? Git abimin kafasına sık! Ona bu utancı, ihaneti ikinci kez yaşatacağına al canını gitsin." dedi ve yüzünde hissettiği acı yüzünden devam edemedi. Dili, attığı tokatın hesabını sormak için ağzının içinde sabırsızca beklerken, Berfu elini acıyan yanağının üzerine koydu. Ağabeyinden yediği ilk tokattı bu... Onu kaybettiğinin en büyük göstergesiydi artık!

Kardeşine tokat attığı eli sızlayan Ferit,  " Berfu..." diyerek kollarını tutmak istediğinde Berfu, " Sakın! Sakın dokunma!" dedikten sonra geriye doğru çekildi. Yüzündeki acı azalıp, yok olacaktı ama kalbinde bıraktığı iz hiçbir zaman geçmeyecekti. Ve unutmayacaktı, gözleri kör olan ağabeyinin dar ağacına giderken tüm ailesini yanında götürüşünü.

" Özür dilerim..."

" Dileme! Sende aptallık edip onlara inanma Esila. Çünkü gittiklerinde umurlarında olmayacaksın!"

Öfkeyle soluyarak yanına vardığı kapının kolunu kavrayan Berfu, yüzüne ağlayarak bakan Esila'nın susmamasını, karşı koymasını dileyerek, "Susarsan eğer onların yaptığı bu şeyin bedelini sen ödeyeceksin." dedi ve ağabeyine  iğrendiğini gösteren bakışlar atıp odadan çıktı.

Canı, kız kardeşine attığı tokat yüzünden yanan Ferit, ellerini saçlarının arasından geçirip, duvara tekme attıktan sonra bir süre sakinleşmeye çalıştı ama yapamadı. Bu yüzden Esila'ya bir şey söylemeden odadan çıkıp kardeşinin peşinden gitti.

Berfu'nun haklı çıkmamasını istesede ihtimalin yüksek olduğunu bilen Esila, ikisininde gitmesiyle gözlerini yeniden duvara dikti. Aklında yer edinen ise Berfu'nun ne hissettiğiydi. Ağabeyinden tokat yemenin, hele de haklı iken böyle bir darbenin ne demek olduğunu en iyi kendisi biliyordu. Bu kırgınlığın hiçbir zaman geçmeyeceğinide öyle...

11 AĞUSTOS 🍂🍂

Yalnızca babasıyla yaşamayı istediği güzel günleri hayal eden Esila, şimdi ise ablasının mutlu olduğunu hayal ederek avutuyordu acısını. Üzerine enkaz misali çöken odanın ağırlığı altında ezilen bedeni  yorgunluğunun bahanesiyle uykuyu yokluyordu. Bitmek bilmeyen gecenin sabahıda bundan sonrası da aynı acılara gebe olsa da rüyalar ve hayaller umudun kapısını çalmaktan vazgçemiyordu.

" Neden geri gelmedin abi?"

Ferit'in neden geri gelmediğini merak ederek uykulu gözlerini diktiği kapıdan ovalayarak ayıran Esila, yerinde doğrulup, sırtını yatak başlığına yasladı. Toza bulandığı için kaşınan saçlarını derisini acıta acıta kaşıyan genç kız kapının açılmasıyla hızlıca düzeltmeye başladı. Görüntüsü içler acısıydı ancak asıl acınası olan sancıyan kalbiydi kendine göre...

Gelenin Ferit değilde dün  sabah kendisini odaya getiren kadın ve bir kızın olduğunu gören Esila, yüzünü asmamak için kendini zor tuttu. Saatleri, dakikaları bırak saniyeler geçtikçe bile tükeniyordu benliği ve akıp giden zaman onu Erkam'ın karısı olmaya daha çok yaklaştırıyordu.

" Dilan, tepsiyi sehpanın üzerine bırakıp git sen kızım."

Göz bebeklerini çevreleyen mavinin hayranlık uyandıran tonuna bakakalan Esila, adının Dilan olduğunu öğrendiği genç kızın " Tamam anne." diyerek annesini onaylamasının ardından gözlerini ayırmadığı gözlerinde kendisi için beliren bir duyguyu farketti. Üzüntü... Öylesi saf bir yoğunluktaydı ki, farkedilmemesi mümkün değildi. Esila içindi genç kızın gözlerindeki üzüntünün varlığı ve elinden bir şey gelmese bile buruk bir tebessümü ondan esirgemedi.

" Dilan. Hadi kızım."

Dilan'ın, mor renkli tekli koltuğun önünde ki sehpanın üzerine kahvaltı tepsisini bırakıp gitmesiyle dikkatini annesinin kucağındaki elbiselere veren Esila, " Berfu Hanımın elbiseleri. Üzerine olur inşallah." dediğinde üzerindeki kirli elbiseden  kurtulacağı için sevinemedi. Berfu, her ne kadar kendisi için üzüldüğünü belli etmiş olsa bile kızdığını da açık açık söylemişti ve şimdi onun kıyafetlerini giyecek olmak tuhaf hissettirmişti.

" Yıkanmak istersen banyo hemen yan tarafta."

Başını sallayarak geçiştirdiği kadının kaşlarını çatmasıyla yüzünü duvara dönen Esila,  Zahide Hanımın  geldiğini görünce  yatak başlığından destek alarak ayağa kalktı. Neredeyse iki gündür hiçbir şey yememişti ve bedeninin isyan bayrağını çekmesi an meselesiydi.

Kahverengi gözlerinden oğlu gibi kıvılcımlar saçan kadının ne diyeceğini, tepkisini tahmin etse bile zorunlu saygı denen bir şey vardı Esila için. Bunun için ellerini önünde birleştirip, ayakta durmaya çalıştı.

Erkam'ın annesinin kendisinden önce tepsiye bakması ve "Sana yemek getirmeni kim söyledi Selma? Getirme demiştim sana! Al götür hemen! Yaptığı yetmezmiş gibi birde besleyecek miyiz bu uğursuzun dölünü?!" demesiyle içinden lanetler okuyarak yüzünü buruşturdu. Aç olsa da tek bir lokma ekmeklerini bile kursağından geçirmemeye niyetliydi zaten Esila.

" Bunları da al götür. Bu yeter ona!"

Elbiselerin içinden gözüne eski görüneni seçip, Esila'nın yüzüne fırlatan Zahide Hanım tiksinerek baktığı yüzüne tükürmek için yanına yaklaştı. Kocası ve oğlu gibi onunda tüm benliğini öfke ve kin kaplamıştı. Ama kusmak için uygun vakti beklemek zorundaydı.

" Allah belanızı versin! Soyu kuruyasıcalar!"

Yüzüne tükürdüğü Esila'nın, kaşlarını çatarak bakmasıyla çenesini tutan Zahide Hanım, tırnaklarını etine geçirecek şekilde sıkıp " O gözlerini oymadığım için Hasan Ağaya dua et!" dediği sırada gelini Meryem'in nefes nefese odaya gelip Erkam'ın gelmekte olduğunu söylemesiyle geri çekildi ama gözlerinde ki tehditi sözleriyle sürdürmeye devam etti.

" Oğlumun başını yakıp, rahat rahat bu konakta dolanabileceğini sanıyorsan, sanma! Çünkü burnundan getireceğim zaman çok yakın."

' Ne istiyorsanız yapın.' dercesine bakan Esila'nın yüzüne yeniden tüküren Zahide Hanım, tülbentinin ucuyla alnındaki birkaç damla teri silerek odadan çıktı. Hemen ardından Meryem ve kahvaltı tepsisini alan kadınında çıkması ile Esila, yüzünü ellerinin tersiyle silerek yatağa oturdu.

Her günün böyle geçeceğini bilmek ama nasıl dayanacağını bilmemek...

' Dayanmak zorundayım. Ferit abi bir yol bulana kadar dayanmalıyım.'

" Yardım et... Sabır ver Allah'ım..."

" Sabır öyle mi?"

Erkam'ın sesini duyduğu an da gözlerini birkaç saniyeliğine kapatıp açan Esila'nın omuzları mümkünmüş gibi daha fazla çöktü. Bir yanı ilk darbeyi neresine vuracağını hesaplamakla meşgul iken daha fazla ezilmek istemeyen yanı genç kızın düşüncelerinin yoğunluğu yüzünden susmak zorunda kaldı. Bir kadın kendini nasıl koruyacağını düşünmekten önce ilk darbeyi neresine alacağını düşünür müydü? Gücü karşısında ki adama yetmiyorsa düşünürdü! Kim aksini söylerse söylesin şiddeti aldığı nefes kadar çok tadan kişiden başka kimse bilemezdi bu duygunun nasıl bir şey olduğunu; ne hissettirdiğini, neler düşündürttüğünü.

" Şimdi sana son bir şans vereceğim."

Gözleri gibi ses tonu da aşağılama dolu adamın  yanına doğru attığı adımları ellerini dizlerinin üzerinde birleştirerek takip eden Esila, tam  karşısında durmasıyla başını gövdesini görebilecek kadar kaldırdı.

' Dün öldürmek isteyip bugün şans vereceğini söylemesi? Niyeti ne bunun Allah'ım?'

Vereceği şansın ne olduğunu söylemeyip, başında dikilmeye devam eden adamın yüzüne göz ucuyla bakan Esila, " Ablanın kimle kaçtığını söylersen bu nikahın kıyılmaması için elimden geleni yaparım." demesiyle çaresizce başını indirdi. Onunla evlenmeyi istemiyordu elbette ama kardeşi ile kaçtığını da söyleyemezdi. Evet, Ferit'i ablasıyla konuşsun diye söylemekle tehdit etmişti ama şimdi durum öldürecek olsa bile söyleyemeyeceği noktadaydı.

" Ama yok susmaya devam edeceğim diyorsan bil ki senin için kurtuluş olan ölüm şansını kaybettin. Bundan sonra aldığın her nefeste ölmek için yalvaracak dereceye gelene kadar süründürürüm seni!"

Karşısında yumruklarını sıkarak bekleyen adama sessiz kalarak cevap vermiş olan Esila, ' Sürünmeye alışığım zaten...' diye içinden geçirerek omuzlarını dikleştirip Erkam'ın yüzüne baktı. Korkuyor muydu? Evet ama bu korku gerçekleri öğrenecek korkusunun yanında bir hiçti. Asıl o zaman korkması gerektiğini alev alev yanan gözlerinden anlamak zor değildi. Şu an ki öfkesi kardeşinin ihanetini öğrendiği zaman ki öfkesinin yanında sönük kalacaktı. Bunu da çok iyi biliyordu Esila. Bu yüzden vereceğini söylediği şansı karısı olmayı hiç istemese dahi reddetti.

" Sustuğuna pişman edeceğim seni!"

Erkam'ın sarfettiği cümlenin her harfi, Esila'nın umudunun   kapısına bir kilit daha vurmasına neden oldu. Hayallerinin ve rüyalarının bu kapıyı açması biraz daha zorlaşsada uğraşını sürdürmekte kararlıydı genç kız. Yaşayacağı her kötü olayda ondan uzaklaşacaktı umut ve yerini acıya bırakışını seyredecekti.

Esila'nın cevap vermek yerine kabullenişini seyretmeye daha fazla tahammül edemeyen adam öfkesine kapılmamak için  kendisini zorlayarak kapıya vardığında " Sende beni öldürmediğin için pişman olacaksın... Ağam!" dediğini duydu.

Ve o an Özadlı konağı, öfkesi yüzünden insafsızlığı ele alan adam ile içindeki küçük kız çocuğuna  sığınan genç kızın  neler yapacağını merakla beklemeye koyuldu. Direnmeyi bilmeyen  umut tek başına acıyı, öfkeyi ve nefreti alt edebilecek miydi? Bir an önce görmek, yaşanacaklara tanıklık etmek istiyordu.

Hatalarım olduysa affola...

Düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim 🌹

Continue Reading

You'll Also Like

804K 45.9K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
SAKLI DENİZ By 🐢

Teen Fiction

15.7K 4.9K 48
#TAMAMLANDI# DÜZENLENİYOR.. (Bölümler değiştirilmeden ve kaldırılmadan) Bir aşk, uğruna neleri ezip geçebilirdi.? Ya da özlem, ne kadar tutkulu ne k...
47.8K 3.9K 52
"Bana yalan söyledin. Tanıştığımız ilk günden beri paylaştığımız anların kaçı doğruydu?" "Sütten çıkmış ak kaşıkmışsın gibi konuşma. Sen de tanıştığı...
2.5M 7.5K 2
Bu hikaye 4 Ocak 2017 yılında yayınlanmaya başlamış olup 4 Temmuz 2017 yılında nihayete ermiştir. Çeşitli sebeplerden dolayı kaldırılsa da yazarın ya...