Bölüm 117 - Final

2.1K 93 307
                                    

Kar'dan

Mine’min söylediği şarkı ile düğünümüzü bitirdik. Evliydik biz. Sevdiğim kadınla evliydim. Aklıma geldikçe içim içime sığmıyordu. Hayal bile edemeyeceğim şeylerdi. Aslında düğün hayali kuran birisi de değildim. Bu dik bakışlı hayatıma girdiğinden beri her şey mümkün oldu gözümde. Masal tadındaydı yaşadıklarımız ya da ben fazla büyülenmiştim.

Davetliler yavaş yavaş ayrılmaya başladılar düğünden. Deniz ve Derin de gitti. Yarın evde olmaları gerekiyormuş. Israr edemedik ama kalmalarını isterdik.

-"Eee ne yapıyoruz?” diye Furkan geldi yanımıza da ben bilmiyorum ki.

-"Eve gider yatarız herhalde.” Dedi Mine'm. Gerçekten o kadar yorgunum ki gözlerimi kapatsam uyurum. Yatağımız bile çok güzel geliyor gözüme. Bir de Mine çiçeğim.

-"Bebeğim kimliğini versene.” Dedi Furkan.

-"Niye?”

-"Yaşına bakacağım. 27 olamazsın sen. 72 falandır o ters bakmışsındır. Çay bahçesine gidelim istersen tatlım. Çay içeriz düğünden sonra. Eğleneceğiz kızım. Bir kere evleniyorsunuz şurada. Ne öyle hemen gidip, yatmak. İçin mi geçti, kuru üzüm mü oldun sen? Suyun mu çekildi? Mine çiçeği soldu mu?” sitemle söyledi sözlerini Furkan.

-"Çirkefleşme. Ne diyorsun oğlum ya?”

-"Kim çirkefleşiyor? Benim tabiatıma aykırı. Öyle bir özellik yüklü değil bende tatlım. Sende varsa bilemem.” Mine'me doğru yürüdü. Bağırmaya başladı. “Diyorum ki gece daha bitmedi. Yeni başlıyor.”

-"Bağırma be!” dedi Mine'm kızarak. Tüm gece yüksek sesten dolayı işitme kaybına uğradığımıza eminim aslında.

Bize döndü Furkan. “Kulakları ağır işitiyor yaştan dolayı.” Ama kıyamam ki. Elini tuttum sevdiğimin. Güzel gülümsemesi yayıldı yüzüne. Üzerindeki etkimi görmek çok hoştu.

-"İyi ki varsın. Yoksa katil olurdum.” Dedi sessizce. İkimiz de Furkan'a kıyamayacağından adımız kadar emindik. Komik geldi bu dediği.

Bizi izleyen Furkan “Aşık bunlar da işte.” Dedi elini sallayarak. Havalı bir şekilde arkasını döndü. Ve podyuma çıkmış gibi yürümeye başladı. Ayağı takıldı. Düşüyordu neredeyse de iyi toparlandı. Gitti karizma. Şaka bir yana onun karizmasının gitmesini bırak karizmasına toz bile konamaz. Ama iyi güldük. Biz döndü. “Ayy hangi Allah'ın cezası kem gözlünün nazarı değdi? Söyleyin kızmayacağım.” Hepimize teker teker baktıktan sonra o da ciddiyetini koruyamadı. Saçma çünkü. Gülüşlerimiz birbirine karıştı. Alem çocuk ya.

-"Eee nereye gidelim?” diye sordu Serin.

-“Merkezde bir yerler olabilir.” Dedim. Eğleneceksek mekan pek de fark etmezdi. Birlikte olmamız yeterliydi benim için.

-"Mekan bende.” Dedi Patron telefonu çıkardı. Bizden biraz ayrıldı.

-"Halleder o şimdi.” Dedi Furkan gururla. Gidişini izledi.

-"Zahmet oldu. Gözümüze kestirdiğimiz yere girerdik.” Dedim çünkü düğün sonrası eğlenmeye gideceğimizi düşünmemiştim. Gerçi Furkan üzerimizdeki elbiseleri seçerken eğleneceğiz falan demişti.

-"Kokteylci kız ne zahmeti? Prensim bu işin piri.” Gülümsedim. Furkan ile ikinci karşılaşmamızda Mine’mi eve bırakmak için gelmişti. Apartmanın önündeydik. Ben sevgilisi sanıp, kıskanmıştım hatta. ‘Kokteylci kız naber?’ demişti. Canlandı gözümde. O gecenin sonu çok özeldi. Şarkı sözünde der ya ‘Geriye ne kalırdı, yaşananları atsan? Seni bir daha yaşamak isterim aslında.’ Geriye ne kalırdı ki gerçekten? Anılardan ibarettik. Bu dik bakışlıyı bir daha ve bir daha yaşamak ister miydim peki? Tekrardan dünyaya gelsem, isterdim. Bir de yaşadığımız şeyleri önceden bilmek istemezdim. Bilseydim bir özelliği, doğallığı kalmazdı. Her şey olduğu gibi güzeldi, özeldi. Ama şu an başa dönmek istemezdim. Her gün kalbim onun farklı bir yönüyle çarparken niye başa döneyim? Geçmişte kalmak gelecekten çalmaktı bir bakıma. En iyisi anın keyfini çıkarmaktı.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin