Bölüm 112

778 83 104
                                    

Kar'dan

“Nereyi seversen orası senin dünyandır.” demiş Oscar Wilde. Benim sevdiğim tek yer sevdiğimin yanıydı. Tüm dünyam o muydu şimdi? Saatlerce başımın altıda atan kalbini dinledim. Nefes alıp verişini. Ne zaman uyumak için gözümü kapatsam başaramıyordum bir türlü.

En sonunda dayanamayıp "Uyuyor musun?” dedim sessizce. Bir yanım uyumuş olmamasını diledi.

-"Hayır sevgilim. Sen uyuyor musun?” ben gülünce ne dediğini fark etti. “Gülmesene öyle. Nişanlıyla dalga geçilmez. Ayıp.” Çenemin altında parmaklarını gezdirdi. “Ya da gül. Çok yakışıyor sana.”

-"Sen başıma gelen en güzel şeysin.” Dedim. Biraz daha sarıldı.

-"Hayır sensin.”

-"Senin için benim. Ama benim için sensin.”

-“Şöyle düşününce mantıklı bayan çok bilmiş.”

-"Bayan çok bilmiş değil. Bayan çok sevmiş.”

-"Bak sennn. Bayan çok sevmiş demek. Ne kadar çok sevmiş peki?”

-"Kalbi kadar sevmiş. Kalbinde ne kadar yer varsa hepsini ona ayırmış.”

-"Peki diğeri ne yapmış biliyor musun?”

-"Bilmem ne yapmış?”

-"Ömrümde kalan ne kadar gün, ay, yıl varsa saniyesine kadar ona adamış.” Kıkırdadım sözleri karşısında. Sevmek ve sevilmek, ikisi bir aradayken güzeldi. Olmayan uykumuz bu küçük muhabbetle daha da açıldı. "Ne yapacağız? Benim hiç uykum yok.” Dedi Mine'm. Düğün heyecanı sandığımızdan daha sıkı sarmıştı bizi.

-"Sahile inelim mi?” dedim bir anda. Başımı göğsünden kaldırdım. Yüzüne baktım.

-"Olur aslında. Deniz havası iyi gelir.” Telefonu aldı eline. Saate baktı. 2’yi geçiyordu. Geç oldu diye gitmeyelim diyebilirdi. Demedi. Suç ortağımdı o benim. Hangi işe kalkışsam yanımda olacağı belliydi. Mantıklı ya da mantıksız. Fark etmeyeceği aşikardı.

Üzerimizi değiştirip yavaşça odadan çıktık. Ses etmek istemeden merdivenlere yöneldik.

-"Siz de mi uyuyamadınız?” diyen sesle durduk.

-"Onların uyuyamaması çok normal hayatım.” Dedi Lena.

-"Evet.” Dedi Mine'm.

-"Nereye gidiyorsunuz?” diye sordu Serin.

-"Şşh çaktırma gelini düğünden önce kaçırıyorum.”

-"Kendi düğününüzden tabii. Dalga geçme be.”

-"Ne var? Gelin benim gelinim. İstediğim an kaçırırım.” Bana göz kırptı.

-"Sahile ineceğiz, hava almaya. Uyumayacaksanız gelin.” Dedim.

-"Ayy ne iyi olur. Beni de bekleyin.” Diye seslenen Furkan'a güldük.

-"Sana demedik biz farkında mısın oğlum?” Mine’m bağırdı yukarıya doğru.

-"Evet. Davet edilen biziz. Sana ne oluyor?” ahah gece gece muhabbete bak.

-"Sus kız karışma oradan yelloz. Beni evde tek başıma bırakmazsınız bebeğim.”

Mine'm güldü baya. “Hadi hazırlanın. Aşağıda bekliyoruz.”

-"Tamam, geliyoruz.” sesleri arasında merdivenlerden indik.

Aşağıya indik. Sarılarak bekledik gelmelerini. Dans eder gibi sağa ve sola sallanıyorduk. Çok hafifti ama rahatlatan bir yanı vardı.

-"Çekil kız şuradan. Tüm yolu kaplamışsın.”

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now