Bölüm 48

1.9K 140 270
                                    

Mine'den

“İyi yapmışsın.” Ne?

-"Ne?” Furkan tek gözünü açtı.

-"İyi yapmışsın.” Dedi kahkaha atarak. Ohh be nasıl da gerildim ya. Furkan gülmeye çalışıyordu hala yüzündeki korku ve endişe biz buradayız diye gösteriyordu kendini. Psikopat bir yanı var benimkinin. Elimden tuttu. “Kahvaltı edelim.” Emriniz olur tabii. Kafeye geri geçtik. Mina'mın başından öptüm geçerken söylendi ergen. Ne var yani öpünce ne bu sıkılmalar? Fatoş abla ve Kenan baba iki taraftan besliyordu valla. Ben mi geçsem yerine. Güzel yer tutmuş. Aklıma geldi niye ikisi endişelenmedi? Sorsam mı? Sorayım ya.

-"Kenan baba, Fatoş abla siz Kar gidince neden endişelenmediniz?”

-"Kar ile 25 yılımı geçirdim kızım. Ehh ben biliyorum benim eşek çocuğun huyunu. Ani alevlenir ani söner. Sobaya dökülen kolonya gibi. Geri dönecekti zaten.” Ben endişelenmiştim ama.

-"Güzel kızım ben o kadar tanıyamasam da gülleri bile anlamdıracak kadar seviyorsa o sandalyeden kalkıp gidenin bir yansıma olduğunu düşündüm sadece.” Gülleri anlamdırmak. Ee onlar gökkuşağı temasına uygun değilmiş mi onlar? Her şeyde de nasıl cahil kalmayı başardım böyle kendimi tebrik ediyorum. Ben ile Furkan niye endişe ettik? Biz tanımıyor muyuz? “Furkan olayın içinde olduğu için endişelenmesi normal.” Sesli mi söyledim? “Senin endişelenmen daha da normal. Onun aşkından gözün kör. Önünü bile zor görüyorsun Mine.” Haklı olabilir. Aşksa mevzu ben düşünemiyorum. Neyse kahvaltıya geri dönme zamanı.

-"Ben de bir şey itiraf edeceğim.” Siz bana bela mısınız? Siz bana sınav mısınız? Günah mı çıkarıyorsunuz sırayla? İtiraf etmeyin artık ne olur, yalvarıyorum.

-"Dinliyoruz.” Dedi Kar çatalını tabağına bırakarak. Bu sefer ben kurtaramam valla. Serin zaten ufaksın. Gözün toprağa mı bakıyor bebeğim? Aşağıdan gel gel mi diyorlar? Ölmek için ne bu istek anlamadım ki.

-"Nişanlık almaya gittik ya.” Hadi bakalım ne çıkacak.

-"Eee?”

-"Sizi biraz yalnız bıraktık hani.”

-"Kızım taksit taksit söylemesene.” Sinirlendim ama. Serin hafif güldü. Bilerek yaptığını belli etti. Denizde senin kafanı suya bastırayım gör gününü kızım. Lena dul kalacaksın ama üzülme, sana daha iyilerini bulacağız. Bu defolu çıktı.

-"Tamam be dinle işte.” Ya sabır. “Biz yukarıya çıktığımızda sizi güvenlik kamerasından 120 ekran televizyonda izledik. Hem de baya bir kalabalıkla. Kızım sen nasıl estetikten uzak bir varlıksın ya bi dönemedin. Ahh..” Lena’dan tekme. Sağ ol Lena'cım. 120 ekran diye belirtiyor zannedersin ölçmüş, dengesiz varlık.

-"Ulan kapattırsana o kamerayı. Bir de konuşuyor ya.” Çok da kızmadım.

-"Daha bitirmedim.” Dahası ne daha? Telefonunu çıkardı. O günkü kayıtları gösterdi. Utanmaz bir de çekmiş. Tam ağzımı açacakken söze girdi. “Meşhursunuz.” Ne demek meşhuruz? “Gelen kalabalık nereden geldi sanıyorsunuz? Bunu biri internette paylaşmış. 2 milyon görüntülenmeniz var. Ayrıca dün geceden anlar da o kadar rica etmemize rağmen medyaya sızmış. Haberlerde kendinizi bulabilirsiniz. Hazır olun.” Oha kaosa döndü bu.

-"Babam tüm bunlar için uğraşıyor merak etmeyin. En kısa sürede görüntüleriniz kaldırılacak ve de gerekli cezai işlemler başlatılacak. Gelen herkesin kimlik bilgileri  ve sosyal medyada paylaşmama konusunda kesin olarak imzalı beyanları alındı. Keşke telefon getirmeme veya çekim yapmama yasağı getirseydik. Neyse artık herkesin üzerini arayıp da milleti sınava girmiş gibi hissettirmeyelim dedik.” Lena neler konuştun öyle ya. Benim aklıma bile gelmezdi bunlar. Sosyal medyada olmamız canımı sıkmıştı gerçi. Homofobiklerin hedefi hâline gelebilirdik. Ekrem amcaya da ne yük olduk. Kar ile birbirimize baktık. Peki ne yapacağız şimdi? Öyle boş boş oturacak mıyız? Zaten davamız vardı. Off onu da etkilemese bari. Ahh güzel gözlüm bir dünya yarattık iki kişilik onu da salladılar be. “Telefonlarınızı verin. Gerekli önlemler almamız gerekiyor. Ayrıca internette hakkınızda çıkanlara kesinlikle bakmayın, araştırmayın. Bu sadece size zarar verecektir. Boşuna gerilmeyin. Her şey düzelecek.” Ulan daha çok gerildim. İş ciddi mi bu kadar? Telefonlarımız evdeydi. Bir ara alır verirdik. Fatoş abla Mina’yı dışarıya çıkardığından durumu ciddiyetle takip eden Kenan baba ile göz göze geldik. İçim sıkıldı vallahi. Bu halimi görünce gülümseyip rahatlatmaya çalıştı beni. İştahım bile kaçtı. Şimdilik önemli bir şey yok ama bu durum ikimizin de psikolojisini bozmakla kalmayıp canımıza kadar zarar verebilirdi.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin