Bölüm 42

2.2K 139 172
                                    

Mine'den

Yol boyunca şarkılara eşlik ederek bolca eğlenerek gittik. Nişan eğlencemiz şimdiden başladı bizim. Kar'ın gözlerideki mutluluk değerdi her şeye. Hiç sevmediğim şu hayatı sevdirmeyi başarmıştı bana. Yanımda kocaman gülen kadına sık sık dönüp baktım. Gözlerini her bulduğumda hayata bir kez daha şükrettim. Onu bana getirdiği için.

Fatoş ablanın kafesinin önüne gelince  arabayı durdurup indim. Kahraman amca ve Furkan kafeye gelmeden hemen önceki park yerine girdiler. Etrafa şöyle bir göz attım. Kafeden sahile doğru inen yol ampullerle, beyaz tüllerle donatılmıştı. Sanki klip çekilecekmiş gibiydi. Sahil kısmında oturmak için tahta sıralardan yuvarlak bir alan yapılmış. Sıra diyorum ama  daha bir egzotik. Böyle kütüğümsü gibi dokusu falan gerçekten hoş duruyor. Üzerlerine minderler bile koymuşlardı. Baş tarafta bambu tarzı beyaz tüllü iki tane sandalye. Kral ve kraliçe tahtını andırdı gözüme. Sanırım orada biz oturacağız ama iki kraliçe olarak. Kral da kimmiş? Masalar yan yana dizilmişti. Tahminen yiyecek içecek alanı oluşturulmuş. Oturulan alanın çevresi yine rengarenk ampullerle çevrilmişti. Belirli aralıklarla da meşaleler konulmuş. Bir de yazı var tabii. Kocaman asmışlar girişe. Kar ve Mine’nin nişan törenini hoş geldiniz. Güzel bir fontta yazılmış. Gökkuşağımız da ihmal edilmemiş tabii. Ah Iris dünyadan hangi haberi almak için geldin de aynı gökkuşağı altında buluşturdun bizi. Bugün de romantik bir yanım var kabul etmeliyim. Ama ağlamayacağım. Kar ağlarsa? O zaman ağlarım. Tutamam ki kendimi. Lgbt bayraklarımız da gözüme çarptı. Bir homofobik çıkıp gelmez umarım. Neyse kötü düşünceler yok bugün Mine kov aklından hepsini. Bizimkiler çevreyle ilgilenirken Fatoş ablanın kafesine girdim. Mutfaktan gelen seslere göre mutfağa geçtim. O kadar yiyecek şey vardı ki daha bir şeyler yapayım diye uğraşıyordu. Nasıl yorulmuştur şimdi. Bugün herkes eğlensin, kimse yorulmasın, kimse üzülmesin istemiştim oysa. Kapının önünde durup onu izledim. Minnettar olmaktan başka ne yapabilirdim ki. Belki bir iki şeye yardım ederdim. Geldiğimi duymadı bile. Bileğiyle gözüne düşen saçı çekemeyince yanına gidip ben düzelttim. Bir an sıçradı. Sonra bildiğiniz gibi o kocaman gülümsemesi selamladı beni.

-"Ah kızım. Duymadım geldiğini.”

-“Yeni geldim Fatoş ablacım. Ne çok şey yapmışsın. Uğraştırdık seni. Mahcup ediyorsun bizi.”

Yaptığı işi bırakıp bana döndü.

-"O nasıl söz öyle?” yine şefkatli gülüşü geldi. Bayan güler yüz diyorduk ona içimizden. Bu sözü hiç boşa çıkarmadı. “Benim evladım olmadı güzel kızım. Evlenmeyi de istemedim. Ama siz geldiniz Kar ile. Birden evlatlarım çoğaldı. Bırakmadınız beni. Serin, Lena sonra Furkan. Bir anda beş çocuk annesi oldum ben. Tamam belki yaşıma göre genç bir anneyim.” Yine güldü. Ağlamayacağım dedim bu mevzu çok derinlere gidiyor. Kalbim sızlamaya başladı. Taktığı plastik eldivenleri çıkardı. Elini yüzümde gezdirdi. Annemden görmediğim merhameti Fatoş abladan görüyordum. Hiç hatırlamam annemin bana içten dokunduğunu. Hiç hatırlamam onun gözünde uğruma feda edebilecek bir şeyinin olduğunu. Sağ ol anne be sevgini hiç vermediğin için. Unutmamı senden vazgeçmemi kolaylaştırdığın için sağ ol. Düşünceler içinde boğulurken Fatoş abla sessizliği bozarak devam etti. “Sizin sevginiz beni yalnızlıktan kurtardı. Kimsenin gelmediği kafem siz geldikten sonra dolup taşmaya başladı. Uğurlu ayaklarınız bir kere girdi ya buraya benim şansım sizsiniz. Bırak da bu kadarını yapayım güzel kızım.” Gözlerimdeki yaşları tutmaya çalıştım. Bu güzel kadın nasıl olabiliyor da bu kadar yalnız? Ben bilmiyordum ki onun yüreğindeki acıyı. Hiç göstermedi ki bize. Hep gülüyordu. Hep maskeledi.

-"Fatoş ablam.” Diyebildim sadece. Sarıldım. Gözümdeki yaşı silip attım.

-"Bensiz?” başımı omuzundan kaldırıp gelen Kar'a baktım. Bir şey demeden meşhur üçlü sarılmamızı gerçekleştirdik.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now