Bölüm 4

3.7K 268 68
                                    

Kar'dan

Telefonum çalıyordu. Bu kim ya. Serin. Kesin geç kaldım. Ne ara uyudum ya. Panik yaptım, yataktan kalkarken çarşafa takılıp düştüm. Telefonu kaybettim. Çalması kesilmişti.

-"Kar Kaaaaaar iyi misin?”
Ses geliyordu açmışım telefonu. Hemen bulup kulağıma yerleştirdim.

-"Serin iyiyim kusura bakma telefon elimden kaydı koltuğun altına gitti alamadım.”

-"Baya yüksek ses geldi sen düştün sandım.” Yemedi.

-"Biz toplandık hadi gel.” Saate baktım 20.45’ti. 45 dakika geç kalmıştım.

-"Tamam geliyorum hemen, saati fark edememişim özür dilerim.”

-"Hadi bekliyoruz.”

Hızlıca giyindim. Dar pantolon üzerine siyah tişört ve lacivert gömlek.
Merdivenlerden koşturarak indim. Telefonu evde unuttum. Off. Aman geri dönme 2 saat telefonsuz kalsam ne olacak sanki arayan biri var.
Barın önüne geldim. Akşam daha güzeldi. Gökkuşağı renkleri. Ben niye fark etmemiştim. Serin'i aradı gözlerim. O beni görmüş el sallıyordu. Onu görünce gülümsememe engel olamamıştım. Yaklaştım masaya Serin kucakladı beni. Masadakilere tanıttı. Mine yoktu aralarında.

-"Mine nerede? Akşam o da gelecek demiştin.”

-"Bak arkana geliyor.”

Döndüm. Biri geliyordu da. O değildir diye arka taraflara bakıyorum. E bana da bakıyor, Mine o mu ya.
Benden biraz uzundu çok az. Açık sarı saçları vardı. Aralarında hafif beyaza kaçan mavileri vardı. Yutkundum. Çok güzeldi be. Yaklaştıkça masmavi gözleri belli oluyordu. Çene yapısı yuvarlak ama kemikleri keskindi. Sert bakışlara sahipti. Dik dik bakıyordu. Gelene kadar gözümün içine bakmıştı. Bir ara ağzımı yokladım açık kaldı mı diye. O gelişi var ya filmlerde olur hani kız havalı havalı yürür, arkadan bir müzik çalar, saçları rüzgarla havalanır. Işıklar da ona döner. Dünya durmuş da bir tek o hareket ediyordu sanki. Bana uyardı.

-"Boynun tutuldu.” Dedi Mine gözlerini benden ayırmadan.

-"Hııı ayy daldım gittim oluyor arada.”

-"Ben Mine.”

-"Ben Kar.”

Gülümsedim o da gülümsedi yanıma sandalye çekti ve oturdu.

-"Heyy biz de varız burada Mine heyy!” diye seslendi Serin.
Mine tekrar ayağa kalktı diğerleriyle selamlaştı. Sonra bana döndü.

-"Eee anlat bakalım dün neden buradaydın?” pat diye sormasan olmaz mıydı Mine? Şimdi nasıl anlatayım bir kızı seviyorum o evleniyor mu diyeyim.

-"Kafama bir şey takılmıştı ondan geldim.”

-"Ben biliyorum onun kafasının takıldığı şeyi.” Dedi sırıtarak Serin.
Nasıl biliyorsun ya. Ahh sabahki karşılaşma. Oradan da anladıysan.

Mavi gözler döndü bana
-"Ben de biliyorum.” Dedi ciddi duruşuyla.

Ya sen nasıl biliyorsun.

-"Dün seni eve getirdik ya neler anlattın neler sen de az değilsin.” Dedi Serin
.
-"Ne anlattım ya.” Endişelendim.
Yüzüme bakıp gülmeye başladılar. Duygularımla alay mı ediyorlar noluyo ya. Yüzüm düştü.
Mine yaklaştı kulağıma.

-"Biraz eğleniyoruz sadece uyudun merak etme.” Diyerek fısıldadı.
Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne bakmak istedim. Daha çekmemişti yüzünü. Burun buruna geldik. Yutkunmaktan kendimi alamadım.

-"Yavaş olun gençler.” Diyen Serin'in sesiyle kendime geldim. Kızardım. Önüme bakıyorum olmuyor. Serin keyifli keyifli beni izliyordu gülerek. Eğlendiği kesindi.
Yüksek sesten dolayı bağırmak istemeyen Mine durmadan kulağıma fısıldayarak konuşuyordu. Her seferinde ürperiyordum. Ben buna alışamazdım kesinlikle. Aynı şeyi ona yaptım. İşte şimdi ödeştik Mine hanım.  Kaçamak bakışlar atıyordum. Onun da beni izlediğini biliyordum. Lavaboya kalktı geçerken eli omzumdan kayarak gitti. Kalbim buradayım diyordu. Biraz daha oturduk.

-"Seni eve bırakalım Kar.”

-"Olur. Yok olmaz. Ben giderim yakın zaten.”

-"Gece yürüyüşünü severim.” Dedi Mine.

-" Peki o zaman.” Yürürken elim Mine’nin eline değiyordu. Tutmak istiyordu bir yanım diğeri onun da kalbimi kıracağını söylüyordu. Birden elimi kavradı.

-"Çok soğuk neden böyle?”

-"Bilmiyorum hiç ısınmıyor.” Alnımda soğuk terler oluştu.

-"İyi ben ısıtırım. Bahaneyle işte.”
Yanlış mı anlamıştım. Kesin yanlış anladım. Şuurum kapandı, düşünemiyorum. Kalbim çok hızlı atıyordu.
Apartmanın önüne geldik.

-“Burası. Gelin birer kahve yapayım, içelim.”

-"Başka zaman geliriz Kar eve anca gideriz.” Dedi Serin. Sonra ellerimizi görünce Mine’ye baktı,
-"Sen yarın gelirsin.” Dedi kahkaha atarak. Mine utanmıştı. Ellerimizi aceleyle bıraktık.

İkisine de sarıldım. Tam giderlerken
-"Mineee!” diye seslendim. Dönüp baktı yüzündeki merakla.

-"Teşekkür ederim. Dün için, bugün için, her şey için.”

Mavi gözleriyle tüm içtenliğiyle gülümsedi. El salladı. Köşeyi dönene kadar sık sık arkasına baktı. Seviyor muydu beni? Ya arkadaş olarak görüyorsa. Çok iyi bir insan. Peki ben onu seviyor muyum? Bilmiyorum. İlk görüşte aşk bu muydu? Buysa kalbimi bırak aklım bile ona tutulmuştu.

*Baya kısa olmuş bölüm. Bana uzun gelmişti :D Sevgiyle kalın.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now