Bölüm 83

1K 98 294
                                    

Mine'den

Kar ile romantikliğimizin dibinde Furkan arıyordu. Ulan Furkan bir yerden de çıkıp bölme be oğlum. Kar açtı telefonu. Kulaklık ikimizde de takılı olduğu için ben de duyabiliyordum konuşmayı.

-"Kar Allah aşkına neredesiniz?”

-"Kaledeyiz Furkan.”

Sesi telefondan biraz uzaklaştı. “Hanımefendi arkadaşlarımız içeride. Lütfen kapatmayın. Biraz daha bekleyin.” Sesi tekrar netleşti. “Kızım çabuk çıkışa gelin üzerinize kilitleyip gidecekler. Çabuk. Koşun.”

-"Tamam. Geliyoruz.” Deyip kapattık. Koşturarak çıkışa gittik. Saat 17.23 yani ne kapanması. Çıkışta sinirli bir kadın uzun, siyah demirli kapının orada dikiliyordu. Yanındaki kapanış saati 17.00 yazan tabelayı görüp yutkundum. Bu kadın bizi dövse yeridir.

-"Özür dileriz. Saati fark etmedik. Sizi de beklettik." Diye açıklama yaptı Kar.

-"Hanımefendi giriş çıkış saatlerine dikkat edin lütfen. Kalenin her tarafını sizi bulmak için dolaştım. Neredeydiniz siz?” bulamazsın tabii. Gizli yerde öpüştük biz. “Defalarca anons geçildi onu da mı duymadınız?” anons mu ne anonsu? Ama öpüştük biz. Nasıl duyalım?

Elindeki kulaklığı gösterdi Kar. “Kulaklık takılıydı, üzgünüm, duymadık.”

Ofladı kadın. “Bu konularda dikkatli olmanızı rica edeceğim.”

-"Tekrardan kusurumuza bakmayın. İyi akşamlar hanımefendi.” Dedi Kar. Daha da kızdırmadan çıktık oradan. Dolanıp duran yerinde durmayan Furkan karşıladı bizi. Elini ağzından çekti.

-"Kızım kaç kere aradım seni. Şu telefonunu kullanmayı öğren artık. 70-80 yaşındaki dedeler, nineler kullanıyor. Sen daha arayanı göremiyorsun.”

Çıkardım cebimden telefonu. 12 cevapsız arama. “Sessizde kalmış.”

-"Nede kalmış?”

-"Sessizde kalmış Furkan. Aaa yeter artık. Çocuk gibi azarlıyorsun.”

-"Hak etmiyorsun sanki de. Şu kadını tutana kadar anam ağladı be.” Furkan ile birbirimize bağırmaya başlamıştık.

-"Hey sakin olsanıza.”

-"Sen karışma Serin.” Dedik aynı anda. Serin geri çekildi.

-"Oğlum anlatıyorum işte, telefon sessizde kalmış. Anlamıyorum bu telefonu. Bir yerine basınca sesi kapanıyor. Hem Kar'ı niye aramadın ki?”

-"Ne bileyim ben. Aklıma seni aramaktan başka şey gelmedi. Bir de çok sakarsın kızım. Düşüp kaldın diye aklım çıktı. Size bir şey olmasından korktum. Sen de ısrarla açmayınca panik yaptım.” Off be oğlum. Hem üzüldüm hem sevindim lan.

-“Özür dilerim. Benim hatamdı. Haklısın.” Dedim. Üzgün olma durumum daha ağır bastı.

-"Artık daha dikkatli davranırsan anlaşabiliriz.” Şapkamın siperliğine vurdu eliyle. Gözlerime inen şapkamı düzelttim. “Gülsene tatlım.” Hafiften gülümsedim. “Hah şöyle.” Arka tarafa doğru baktı. “Sinirli abla geliyor kaçalım şuradan. Bir daha papara yiyemem.” Koluma girdi Furkan. Beni çekiştirirken Kar'ın eline uzandım. “Hop hop.” Engelledi beni. “Siz cezalısınız. Ortanızda ben gideceğim. Kar geç soluma.” Ama bu yapılır mı? Niye bana bu ceza? Sevdiğimin ellerini tutamayacaksam bu eller ne işe yarayacak. Yürümeye başladık ama aklım ulaşamadığım Kar'ın ellerindeydi.

-"Özür dilerim Furkan. Affettin de mi? Kar sevgilim gel yamacıma.” Dedim gülerek.

-"İyi denemeydi. Yemezler güzelim.” Yemedi tüh. Sevdiğime uzaktan üzgün üzgün baktım. Acıktım da ya. Kalede kaç basamak çıktık öyle? İyi spor oldu. Kesin kilo verdim. Açken de düşünemiyorum ben. Düşünüyorum da Kar'ı ahtapotun kollarından kurtaramıyorum. Çarmığa gerilmiş Tarkan'a yapışan ahtapot gibi yapışmış sevdiğime. Harbiden Kar'dan iyi Tarkan olur. Kolları sırtı kaslı sevdiğimin. Benden de atıl kurt olur. Onu en zor durumlardan kurtarırım. Kurdun adı atıl mı acaba? Bilmiyorum.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now