Bölüm 111

875 84 239
                                    

Mine'den

İçtiğimiz nane limondan zehirlenmedik. Kar'ın hapşırmaları da geçti. Alerjik bir şeydi sanırım. Kedilerin yanından ayrılınca düzeldi. Fatoş abla ve Kenan baba akşama doğru döndü. Tahmin ettiğim gibi düğün için elbise almışlardı. Furkan konuya hemen dahil oldu. Seviyor bu tip mevzuları. Kahraman amca da hemen ardından geldi. Arabadan inince güldü bize doğru. Bıyıkları yukarıya kalktı yine bu kocaman adamın. Bu hâlini ne çok özlemişim. Sıkı sıkı sarıldım. Sürpriz olarak Kar'ın apartmanındaki komşu yaşlı teyzemizi de getirdiler. Komşu teyzemiz geldiği için aşırı mutluydu.

Ekrem amcalar hava kararmaya yakın geldi. Lena heyecanla karşıladı onları. Serin bir adım geride gergin bir şekilde duruyordu. Ben nasıl Kenan babanın yanında çekiniyorsam Serin de aynı şekilde Ekrem amcanın yanında çekiniyordu. N’apalım evin tek kızını almak kolay değil. Gitarıyla kavuştu Lena.

Akşam yemeğini Dudu teyzelerde yedik. Ona haddinden fazla yük olduğumun farkındaydım. Çok yoruldu bizim için.

Patron düğün günü geleceğinden bizimkinin neşesi yoktu pek. Bir buçuk gün daha şurada Patron'suz kalacaktı. Sürekli saate bakmaları da ondandı. Dakikaları bile saydığından eminim. Tipik aşık insan profili.

Gece Kahraman ve Ekrem amcaları aparta yerleştirdik. Furkan düğünde solgun görünmemek adına erkenden yattı. Bahaneye bak. Adam vakit geçsin diye uyuyordu resmen. Yalnız yarını da atlatırsak öteki gün düğünüm var lan benim. Böyle deyince de bir gerildim. Ciddi ciddi evleniyoruz. Kollarımdaki güzelliğe baktım. Bir ömür onunla böyle geçecekti. Hiç sıkılmam ki. Yeter ki içimizdeki bazı şeyler bitmesin. Sen benden hiç gitme olur mu? Ben sensiz nefes almayı bile unuttum çünkü. Başından öptüm. Gülümsedi. İzledim. Kim ne derse desin aşk esir olmaktı. Biz birbirimizin esiriydik. Şu an gülüşünde hapsolduğum gibi. Bilerek ve isteyerek.

Sabah dışarıdan gelen seslerle uyandık. Ne olduğunu anlamak için kalktık yataktan. Serin’lerin odasından geçerken onların da uyandığını gördüm, pencereden dışarıya bakıyorlardı.

-"Ne olmuş?” dedim bir gözümü ovalarken.

-"Kazan var aşağıda.”

-"Kazan mı?” kazan ne alaka?

-"Evet. Biri kazan getirmiş kocaman.”

Kar ile birbirimize baktık bir süre. Rüya gibi de lan. Cadı falan çıkmaz inşallah. Rüyaysa çıkar valla. Aşağıya indik. Serin ve Lena da peşimizden geldi.

-"Yamyam kazanı gibi bu ne?” dedi Serin. Harbi yamyam kazanına da benziyor. Ben cadı kazanı diye düşünmüştüm. O değil de pişirilmeye hazır gıda gibi kazanın etrafına dizildik. Dünden razıyız pişirilmeye. Duş alıp da gelelim. Yıkamakla uğraşmasınlar. Aslında bu kazanda güzel kemik suyu kaynatılır. Baharat bohçası da atarız içine. Mis. Sonra yapmak istediğin çorbanın stoku olarak kullan. Lezzet verir. Tabii sebze, balık ve et stokunun kaynama süreleri de farklı. Neyse ya bu konulara girmeyeyim şimdi. Acıktım ben.

-"Günaydın çocuklar.” Gelen sesle arkamıza döndük. Kenan baba elindeki poşetleri masaya bıraktı.

-"Günaydın.” Dedik. Aklımız hâlâ kazandaydı.

-"Furkan koçum nerede? Uyanmadı mı hâlâ?”

-"O uyanmaz Kenan amca. Bıraksan yarın kalkar.”

-“Bak uykucu kerataya. Gidip uyandırayım onu. Yardım etsin bize.” Kenan baba eve girdi.

Kar'a baktım. “Düğün yemeği.” Dedi dalgın bir şekilde.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt