Bölüm 59

1.4K 109 378
                                    

Mine'den

Evden çıktık. Suyu açmak için evin arkasına dolandı Kar. İşi çabuk biteceğinden otoparka çıktım. Begüm top oynuyordu çocuklarla. Belki de iyi bir insandır ne bileyim, beni sevmemiştir. Daha ılımlı mı bakmalıyım bu konuya? Ama böyle davranması da saçma yani. Beni tanımıyor, tanımaya da çalışmadı. Neyse ya bana uğraşmasın da. Şimdi onu hiç çekemem. Çok da yedim zaten. Defne ağacının altında durdum, site girişini izlemeye başladım. Bariyerin ışıkları maviydi. Etrafında bir ışık huzmesi oluşturuyordu. Hoş bir... “Ahh" n'oluyor be. İç sesim de yarım kaldı. Çarpan şeyle kafam ileriye doğru gitti. Demirimsi bir tat geldi ağzıma. Başımı tutup geri dönerken Begüm'ün kahkahaları yankılanıyordu. Bu kadar da fazla ama. Ne yapmaya çalışıyor bu kadın ya, inanamıyorum yaşadıklarıma.

-"Pardon canım yanlışlıkla...” durdu çünkü o esnada Kar bahçe duvarından atladı ve üzerine yürümeye başladı. Yiğidime bak be. Şu asalete bak. Begüm geçmiş olsun sana tatlım. Sen tek yumrukla hayattan kayarken kahkaha atma sırası bende.  Hanımefendi çizgimden de çıkmam. Sınırlarım var benim.

-"Çok mu komiğine gitti?” Begüm’ün o gülüşü anında kayboldu. Buna can korkusu diyoruz. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?” bağırmaya başladı. Kadın geri geri gidiyordu ki beyaz arabanın bagaj kısmına çarpıp sarsılarak durdu. Kadının dibine kadar girdi. Bakışları dikti, sinirliydi. Öfkesini hissediyordum. Herkes hissediyordur gerçi. Yumruğunu sıkıyordu. Az sonra Begüm’ün suratına patlatmasından hem korkuyor hem de bunu görmeyi dört gözle bekliyordum. Müdahale etmem gerekiyordu. Ben gidene kadar vurursa karışmam. Yavaş mı gitsem acaba? Saçmalamanın sırası değil şu an. Yanına koştum. Kolundan çekmeye çalıştım. Hiç kıpırdamadı kolu. “Seni şuraya gömmemem için bir şey söyle sadece mantıklı bir şey.” Aynı zamanda parmağını Begüm'ün omzuna bir iki sefer dokundurdu. Kendini zor tuttuğu çok belliydi. Begüm ters bir hareket yapsa acımaz elinin tersiyle çarpardı.

Begüm’ün titreyen dudaklarından zorla bir şey duyduk. “Yanlışlıkla...”

Yakasına yapışıp yüzünü yanaştırdı ve tane tane söyledi. “Yanlış cevap.” Bu iş kötüye gidiyor. Ne soğuk kanlılık böyle ya. Seri katil gibi. İçim ürperdi bi. Seksi katil. Dur lan. Kadını öldürecek şimdi hapse düşecek. Aslında bir yumruk çaksa Begüm bu dünyadan nakavt olurdu. Şarkıda diyor ya ‘Dilek tutmadan kaydı bütün yıldızlar.’ aynı o şekilde dilek bile tutamadan kayar giderdi Begüm. Kendisi yıldız olacak kadar da değerli değil şimdi. Bildiğim tek şey ışığını çoktan kaybetmiş olduğu. Off dağıttım yine ayrı kalamam ben sevdiğimden. Sırf bu yüzden Begüm ile arasına kendimi duvar gibi çektim. Denize atlar gibi daldım aralarına. Bu kadar güçlü olmak zorunda mısın be sevdiğim. Sarılıp uzaklaştırdım. “Mine bırak.” Bırakamam. “Mine bırak diyorum.” Bağırdı bu sefer. “Sana zarar vermek istemiyorum.”

-"Biraz daha devam edersen bana değil bize zarar vereceksin.”

-"Çok sinirliyim Mine bırak.”

-"Lütfen bende kal.” Sakinleşmiyor ne yapacağım ya? Lena'nın bir öpücüğü Serin'i mum gibi eritmeye yetiyordu. Ne şanslısın be Lena. Benimkinde ne işe yarar bilmiyorum. Buna bir çare bulmam lazım.

-"Sana zarar verdi.”

-"Ben iyiyim.”

Kollarımdan kurtulmaya çalıştıkça daha sıkı sarıldım. Bırakamazdım.

-"Tamam sadece konuşacağım.” Verdiği nefes soğuktu boynumu üşüttü.

-"Söz mü?”

-"Söz.” Ben ona her şeyden çok güveniyordum ve istediği gibi bıraktım. Sitedeki insanlar toplandı etrafımızda. Derya teyze evinin bahçesinden bizi izliyor, çocuklar ailelerine olanları anlatıyordu. Tabii Begüm’ün durumu git gide daha da batıyordu. Kar önümde iki tur gidip geldi. Begüm yerinden hareket ettiğinde “Kıpırdama!” diye bağırmasıyla yerinde çakılı kaldı.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now