Bölüm 27

2.5K 185 239
                                    

Kar'dan

Sırayla beni Mine’nin yanına götürüyorlardı. Odamdan kısa sürelerle çıkabileceğim söylenmişti ama kaç kere çıkabileceğim söylenmemişti. Ben de bunu kullanıyordum. Camın öbür tarafından göğsünün inip kalkmasını izliyordum. Rengi normalden açıktı. Yarın uyanacağı söylense de bekleyemiyordum işte. Onu izlemeyi bırakırsam eğer elimden kayıp gidecek, her an onu kaybedebilirim gibi hissediyordum. Ürperten bir his. Odama geri döndüğümde yemek getirmişlerdi. Gerçekten şu durumda isteyeceğim tek şey yemekti. Yatağıma yardımla oturdum. Bence oturmasam daha iyiydi. Az sonra Mine'ye geri dönecektik ne de olsa. Serin tabldotu hareketli bir masa ile önüme yanaştırdı. Eline kaşığı aldı. Çorbaya daldırıp bana doğru uzattı. Dik dik baktım ona. Kaşlarımı çattım.

-"Hadi Kar.”

-"Ciddi misin? Yemek yemeyeceğim Serin.”

-"Mine uyanınca seni iyi görmesi lazım. Ne hesap vereceğim ona. Hadi aç ağzını.” Çocuk mu kandırıyorsun Serin?

-"İstemiyorum.”

-"Naz yapma bak tadı çok güzel.”

-"Sanki yedin.” Kaşığa doğru baktı ağzına götürüp çorbayı içti.

-"Iıghh.” Yüzü büzüştü. Sonra toparladı. “Çok güzel mis gibi. Hadi ye.” Kaşığı tekrar uzattı.

-"Çok beğendiysen sen ye.” Dedim kafamı çevirerek. Sonra aklıma bir şey geldi. Okul yemekhanelerinde efsanedir. “Şap vardır içinde sen de yemesen iyi olur.” Dedim gülerek.

Lena ve Serin birbirine baktılar. Lena iki adım attı Serin'in elindeki kaşığı alıp tabldota bıraktı. “Bence kimse yemesin.” Dedi ve yemeği önümden kaldırdı.

-"Bir kaşık yedim ben bir şey olur mu?” diye sordu Serin. Lan bunlar bizden hızlı mı gitmişti? Yemekte şap olduğunu da sanmıyorum gerçi. Neyse istediğim oldu. En azından yemek faslından kurtuldum.

-"Lan yelloz sapık. Hala bunu düşünüp soruyorsan bir şey olmamış demektir.” Furkan'ın lafına kahkaha attım. Serin bozuldu biraz. Kızarsa da o da gülmemize katıldı.

-"Ben herkese tost yaptırıp getiriyorum.” Dedi Furkan.

-"Ben de çay getireyim o zaman. Sana meyve suyu.” Dedi Serin. İkisi de odadan çıktı.

Lena ile odada kalmıştık. Onun da telefonu çalınca izin isteyip koridora çıktı.

Hemen ardından kapı tekrar açıldı. Lena olduğunu düşünüp gülümsemeyle baktım. Nisan'ın suratını görünce o gülümsemem yok oldu. Sen nerden çıktın şimdi. Bunca şeyin arasında Nisan'ı çekemezdim.

-"Senin ne işin var bura...da” arkadan gelen Sema teyzeyi gördüğümde son kelimem sessizleşerek kaybolmuştu.

-"En iyi arkadaşımı görmeye geldik. Tatlım neler olmuş sana?” yatağımın kenarına oturdu. Eliyle yüzüme dokunmak istese de kendimi geri çekerek bunu engelledim. Yüzü sinirli bir hal aldı. Elini bacağıma doğru bastırdı. Canımı acıtmak istiyordu. Elini çektim bacağımdan. Bilmiyordu benim canım yapacağı fiziki bir şeyle acımaz. Benim canım Mine'nin bir ‘Ah' demesine yanardı.

Sema teyze başımda dikildi. “Kar kızım nasılsın? Nasıl oldu bunlar?”

-"İyiyim Sema teyzecim. Merak etmeyin.” Deyip kestirip atmaya çalıştım da asıl soru nasıl haber aldılar?

-"Şu hâline bak. Nasıl iyisin.” Nisan konuştu. Konuşmasa sussa keşke. Ya da konuşma yetisini kaybetse şu odadan çıkana kadar. Kafamı başka yöne doğru çevirdim.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now