Bölüm 87

990 98 243
                                    

Mine'den

Kapıya tüm gücümle koşuyordum. Gelinimi görecektim. Az kaldı. Ha gayret Mine.

-"Hop hop hop!”

-"Lan dursana!”

Arkama baktım geliyorlardı. Tekrar döndüm. Kapı kolu gözüktü, elimi uzattım. Ulaşıyorum. Ulaşamadım. Kapı kolu askerlerine yakalandım.

-"Lena, sakla Kar'ı.” Diye bağırdı hain Serin.

Furkan’ın elleri arasında sallanıyordum resmen. İzbandut herif. Kas sana hiç yaramamış. Kar yumruk atmayı öğrettiğinde ilk sana çakacağım.

-"Bıraksana oğlum, ben de göreceğim.” Kurtulmak için koridorun duvarlarından destek almaya çalıştım.

-"Olmaz. Zaten sakarsın üstüne bir de bu uğursuzluğu da alamayız. Düğünde yer falan yarılır kızım.”

-"Bir şey olmaz, biraz bakayım.” Kolları arasında çırpınırken kapı açıldı. Kar normal kıyafetlerini ile çıktı dışarıya. Furkan kollarımı bıraktı. “Sağ ol ya.” Dedim ona bakarak. Acıdı da kollarım. Sağa sola oynattım, biraz ovaladım. Tüysüz goril.

Serin omuzlarımdan tutarak Kar'ın çıktığı odaya soktu beni. Önce benim beğendiğim gelinliği giydim. Bir şey eksikti sanki. Olmadı. Sonra Furkan'ın seçtiği gelinliği denedim. Aynanın karşısına geçtim. Baştan aşağıya baktım iyice. İş var bende de canım. Serin sarıldı birden. Bana karşı hislerin olduğunu biliyorum tatlım ama ben Kar'ı seviyorum.

-"Mine'm çok güzel oldun.” Yüzüne baktım. Ulan bu ciddi. Duygusallaşmış üstüne. Gözleri dolu doluydu. Annem bile ağlamazdı beni böyle görse. Kan bağının bir işe yaramadığını tekrar gösterdi bana Serin. İçim de bir değişik oldu. Midem bulanıyor gibiydi ama aynı zamanda değildi. Belki de ailem tarafından sevilmememin, istenmememin dahası bir kere bile merak edilip de aranmamamın sonucuydu bu his. Ne kadar umursamasam da yeri geldiğinde öyle bir dokunuyordu ki, daha düşünsem yakıp atardı beni. Kollarımdaki Serin'e baktım. Duygusallığı devam ediyordu.  Kızılım ağlatma beni be. Bak gözyaşı sınırım var benim. Dün kotayı çok aştık. Fatura yüklü gelecek. “Yuvadan uçuyorsun .” dedi zoraki bir sesle. Burnunu çekti.

-"Serin'im.” Yüzüme baktı. “Ailemi terk etmiştim ben hani. Sen de yanımdaydın. Yuvadan uçalı baya oluyor benim. Ağlamasan mı?” gülmeye başladı. Eliyle gözlerini sildi.

-"Deli ya.” Vurdu omzuma. “Aynı evi paylaştık senelerce unutma. Senin yuvan orası, bizim evimiz.”

-"Bir şey değişmeyecek ki. Aynı evde kalmasak da bizde kalmaya gelirsiniz kızım.”

-"Geliriz tabii. Sonra kovma da bizi.”

-"Ayıpsın.” Bir elini tuttum. “Bizim evimiz sizin eviniz. Başımızın üzerinde yeriniz var.”

-"Unutma bak bu dediğini.” Dedi ciddi bir şekilde.

“Unutmam.” Gülümsedi. “Hem evlilik eşittir sonsuz balayı.” Kahkaha attı.

-"Düşündüğün şeye bak ya.”

-"Siz de takip edin bizi derim.” Gayet cazip bir teklif verdim bence.

-"Okulu bitince.”

-"Ne alaka? Yatılı okul mu bu? Okurken evlenilmiyor mu?”

-"Dersleri ağır kızım. Senin benim gibi yata yata geçmiyor onlar.”

-“Hemen de göm. İyiliğini isteyende kabahat. Özledim Lena'yı diye gelirsin yanıma.” Arkamı döndüm.

-"Bizimkileri çağırayım, dur sen burada.” Konuyu da geçiştirdi. Geçiştir bakalım. Serin gittiğinde aynada gördüğüm yansımama baktım. Dünyada bir yansımadan ibarettim sadece. Yansıma her an değişebilirdi ama ruh asla. Tekrardan hatırladım. Ruhuna aşık olduğunun bedenine bakmazdın. Kar'da aradığım tam da buydu işte. Ruhu çok güzeldi.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now