Bölüm 115

893 82 193
                                    

Mine'den

Ağacın altında kısa da olsa bir zaman ayırabilmiştik birbirimize. Hafiften öpünce makyaj bozulmuyor. Denendi onayladı. Ruj birazcık taşmış olabilir.

-"Hayatım." Dediğinde başını kaldırdı. Göz gözeydik yine. "Beğendin mi şarkıyı?"

-"Beğenmedim." Başımı olumsuz anlamda salladım. Çocuk gibiydi, bir anda inanıyordu. Masumluğuna da kıyamıyorum ki. "Beğenmek yetmez buna. Beğenmenin ötesinde. Tek kelime ile ba-yıl-dım." Gülümsedi. Utangaçlığı çıkıyordu ortaya zat-ı şahanenin. Eli kalbimin üzerindeyken bir kere daha öptüm dudaklarından. Yalnız ben şarkı söyleyecektim. Lena ile ne ara ayarladılar bunu bilmiyorum. Hiç de çaktırmadı Lena. Gafil avlandım.

-"Hah buradasınız." Furkan geldi yanımıza. Bir elini beline koydu. "Bebeğim şu devam eden düğün var ya sizin düğününüz farkında mısınız? Düğün videosunda kendileri olmayan tek çift olarak tarihe geçmek istiyorsanız, tabii burada bekleyebilirsiniz." Tek bir nefeste hiç teklemeden söyledi valla.

-"Tamam Furkan'ım geliyoruz."

-"Çabuk olun sizi soruyorlar çünkü." Arkası döndükten sonra gitti demek isterdim. Gider mi bu, gitmez. Aklına ne geldi kim bilir? Geri geldi. "Bana bak sarı yelloz iyi oyna. Ayakkabıdaki ismim silinecek." Derdi de bu işte. Düğün sonunda adı silinmişse tekrar yazmak lazım bunun adını.

-"Merak etme oğlum en çok senin üzerine basacağım. Olmadı suya batırırım altını tertemiz olur."

-"Hayır be kendiliğinden silinmeli. Öyle bereketi kaçar. Bu arada Kar tatlım harikaydın. Bu da kıskanıp, kaçırdı seni sahneden. Başkaları bakmasın diye." Yüzüme küçümseyerek baktı. "Kıskanç keko." Kar kahkaha attı. Yediğim damgaya bak.

-"Öyle bir niyetim yoktu hayatım." Dedim. Savunmam lazım kendimi.

-"Ya ne için indirdin kızı sahneden? Sanki seni bilmiyoruz. Paçoz kro." Ulan. Kar elimi tutunca durdum.

-"Furkan'cım teşekkür ederim. Ama kıskançlık değildi. Yardım etti bana." Fitne fesada gidiyorduk arkadaş. Hep bunlar çekememezlik işte. Ayakkabıda ismim silinmedi siniri. Benim elimde sanki. Yazıldığından haberim bile yoktu.

-"Biliyorum tatlım. Biraz uğraşayım dedim. Neyse dürüst kızlar düğününüze teşrif ederseniz eğer sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız." Dilini çıkardı. Olaya bak ya. Bir gün de laf yemeyelim şundan. Gülerken, büyük bir keyifle uzaklaştı yanımızdan.

Birbirimize baktık. Gülümsedik. "Derler ya..." saçını düzelttim elimle. "Bugün en mutlu günümüz diye. Benim seninle geçen her günüm öyle. Ayırmak istesem günleri diğerinin hatırı kalır. Ayıramam. Ama döner dolaşır da benim aklım hep sende kalır."

-"Benim aklım da yüreğim de hep sende dik bakışlım."

-"Dik bakışlım mı? Dik mi bakıyorum ben?" güldü. Hiç dememişti.

-"Evet. Ciddi olduğunda mavilerinle dimdik bakıyorsun ve ben o bakışına hayranım."

-"Hımm. Demek öyle." Sarıldığım belinden kendime doğru çektim. Alınlarımızı yasladık. Nefesi yüzümü gıdıklarken gitmemiz gerektiğini ikimiz de biliyorduk.

-"Gidelim mi?" Dedi istemeyerek. Aynı şeyleri hissediyorduk.

-"Biraz daha." Dedim. İtiraz etmedi. Biz birbirimize hiç doyamayacaktık.

Ayrıldım yavaşça. "Gidelim." dedim el ele kalabalığın içine karıştığımızda yanımızda oynayan Serin ile uyum sağlamaya çalıştık ortama. Furkan'ın özellikle baş aşağı, bize doğru alnını getirdiğinde Kenan baba para attı. Ne güldüm ya. Oryantal becerileriyle para kazandı adam. Zenne olarak devam edebilir bence. İyi para kırar. Yalnız herkes çok şıktı be. Serin, Lena, Duru, Fatoş abla. Fatoş abla özellikle Kenan babanın bordolarına uyum sağlamıştı. Çift oldukları belliydi.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now