Bölüm 68

1.4K 108 224
                                    

Mine’den

Otların arasından gelen çıtırtı sesleri yükseldi. Bir anda çıkmasını bekliyordum. Korkumu belli etmemeye çalıştım. Bunların hisleri de kuvvetli gerçi. Şu an ani bir hareket yapsa Kar ile kendimizi şeftali ağacının kollarında bulacağımızdan o kadar eminim ki. Neyse neyse düşünme Mine dik dur sen. Üzerimize atlamasa bari. Ağaca da çıkıyor bu. Lan güvende değiliz. Sevdiğime son kez bakayım. Alnımda biriken ter damlalarından biri gözüme kaçtı. Bakamadım da. Kolumun tersiyle hızlıca sildim. Çıkıyor valla çıkıyor. Yüzleşme vakti.

Burnunu uzattı. Şimdi gidip indirsem mi? Saçmalama o da bir can. Zarar vermezsem zarar vermez. Saldırmayacak hayvanı da kızdırmayayım. Ve kendini gösterdi. Bir saniye bu ne lan? Minnoş, tatlı, sevimli, tonton, adi, şerefsiz bir kirpi. Salına salına bahçe kapısına gitti. Elimdeki viledayı indirip duvardan atladım. Arkasından bakakaldım. Ulan ne de güzel gidiyor canını sevdiğim. Ayaklara bak. Pıtır pıtır. Lan sen kapıdan çıkmayı da mı biliyorsun? Çok tatlı lan bu. Top gibi. Şut çekesim de geldi. Çaksam mı be çok içimden geldi. Bebişim gel buraya.

Ali enişteden bir kahkaha patlattı. Kirpiyi gördü demek.

-"Bundan mı korktunuz?”

-"Aa aaa aaa! O neee? Oyy canım.”

-"Yakalayayım da kebap edelim bunu. İçkinin yanında iyi.” Lan hayvan herif. Pardon ne denir buna ya?

-"Yok artık.” Dedim. Otoparka çıktık Kar ile. Kirpi sakin sakin duvarın dibinden gidiyordu. “Kebap edersen ben seni şişe takar çeviririm. Şunun güzelliğine bak yenir mi bu?” Aslında tüm hayvanlar güzeldi. Gözünün içine baksan bir tanesini bile yiyemezdin. Nefsime söz geçiremedim. Omnivor olmaktan hiç vazgeçemedim.

-"Sen de hemen ciddiye alıyorsun.”

-"Ali enişte sen de ciddi söylüyorsun şimdi. Nereden bilsin kız? Yiyenler var.” sevgilim benim konuş güzelim.

-"Neyse çocuklar size iyi geceler ben uykuma geri dönüyorum.” Dedi Derya teyze, daha da uykusu varsa ne diyeyim? Adrenalin dolduk be.

-"Güzellik uykusu mu?” diye sordu zampara enişte.

Derya teyze kahkaha atarken Duru girdi lafa. Ölümcül bakış bunda da var bak. “Gece uykusu. Normal uyku. Sen de uyusan iyi olur. Düşünme bunları. İyi geceler.” Deyip anneannesini çekiştirerek ortamdan uzaklaştırdı. İyi geceler diledik. Kaldık mı Ali enişteyle.

Yanımıza geldi. “Ayağımda uyuturum onu. İstesin bebek gibi sallarım.” Ulan.

-"Duyarsa tek sallanan sen olursun. Duru sallar seni darağacında.” Dedi Kar.

-"Onun için ölürüm ölürüm.” İçki sonradan mı etki ediyor anlamadım ki. Adamın kafası aktif oldu.

-"Karın seni öldürür öldürür. Bakma kadına öyle. Rahatsız olur.”

-"Şimdi mantıklı konuşalım. Rahatsız olsa kahkaha atar mıydı?”

-"Kahkaha attı diye bunları söyleme hakkın var mı? Hem sen evlisin. Karına yazık. Onu düşün.”

-"Benim dilimde sadece bir şey yapacağımdan değil.”

-"Yapaydın bari.” Dedim.

-"Aman sizinle iki laf edilmiyor.”

-"Her konuda konuşabiliriz. Sadakatsizliğini şaka diye konuşamayız.”

-"Çok ciddiye alıyorsunuz hayatı gençler. Sıkılırsınız.”

-"Sevdiğimin yanında sıkılmam. Sıkılınırsa sorun vardır zaten.” Dedim.

-"Hiç anlamayacaksın değil mi?” Kar kızgın bir şekilde çıkıştı. İki adım yürüdü. Yumruğunu sıkıyordu yine. Ali enişte afalladı. “Gerçekten sevseydin eğer laf atmayı, kız kesmeyi bırak bir başkasını aklının ucundan bile geçiremezdin. Gerçek sevgiye ulaşamamışsın. Sana sunulan sevgiyi yemişsin ama sindirememişsin. Küçük heyecanlar peşinde koşup duracaksın. Sonunda ne olacak biliyor musun? Her gece başını yastığına koyduğunda hiç sevenin olmadığını hatırlayacaksın. Herkesten bir parça almak seni doyurmayacak çünkü. Bir kişinin tüm sevgisi mi herkesin birer parça samimiyetsizliği mi? Sen seçimini çoktan yapmışsın. O kadını keşke yazık etmeseydin. Hâlâ gitmediyse belli ki çok sevmiş seni. Hani bir dizi var ya izledin mi bilmem? Şahsiyet. Orada şöyle der. ‘Haddini aşan her duygu zıttına dönüşür. Haddinden fazla sevdin, şimdi nefrete dönüştü...’ peki sen eşini ne kadar sevdin? Ne kadar had verdin ki ona aşması kolay oldu. Ben söyleyeyim. Herhangi birine dağıttıklarından bir belki iki parça. Kadın haddini çoktan aştı. Sevgi kırıntılarınla yaşamak istemiyor. Seni gerçekten sevecek olan kadın senden çoktan vazgeçti. Kaç gece gözyaşı döktü senin için? Ona sorsan hiç ağlamadım der. Ama emin ol neredeyse her gece ağladı. Hepsi senin suçun. Hepsi senin doyumsuzluğun. Farkında değilsin ama bu sofradan en aç yine sen kalktın. Hâlâ bir şansın kaldıysa eğer karına git ve sevgini ver ona. Senin gibi bir adamı o kadından başka kimse sevmez. Kadınının değerini bil.” Ali enişte sessizce dinledi. Kar sustuğunda ise başını eğerek evinin yolunu tuttu. Diyecek söz bulamadı belki de sözü bitti. Umarım karısı için geç kalmamıştır. Ne yapacağını düşündüm bu kadar sevgisizlikle. Şimdi evine girecek. Tek başına bir köşeye geçecek. Belki ışığı bile açmayacak. Karanlıkta oturacak. Kahvesini kendi yapacak, biriyle paylaşamayacak. Sen şekerli içiyorsun ben sade. İşin kolayına kaçıp o zaman kahveyi orta yapalım diyemeyecek. Kimseye sevgiyle sarılamayacak. Belki sigarasını yakar, onun dumanına sarılır. Sarılsa kaç yazar? Üzerine kadınının kokusu değil sigarasının pis kokusu sinecek.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now