Bölüm 102

904 90 134
                                    

Kar'dan

“Sevgilim, benim Mine.”

-"Sen gerçek değilsin.”

-"Ne oluyor?” Serin de arkada belirdi.

-"Bilmiyorum Serin. Gerçek değilsin diyor bana. Hatırlamıyor da olabilir.”

-"Haydaaa.”

-"Kar hayatım iyi misin sen?” bir adım daha attı Mine’m.

-"Yaklaşma.” Onu ne kadar seviyor olmasam da hayaliyle yaşamak yerine gerçeğiyle ölmeyi tercih ederim. Furkan da tek başına konuşan birini görünce ağzı açık izliyordu. “Sen görmüyorsun tabii Mine'yi, şaşırman normal. Ben görüyorum işte.” Dedim Furkan'a doğru.

-"Kar tatlım ben de görüyorum Mine’yi.”

-"Nasıl?”

-"Mine burada tatlım.” Mine’nin yanına gitti. Eliyle koluna dokundu. “Bak dokunabiliyorum.” Omuzlarından sarstı biraz.

-"N’apıyorsun oğlum ya?” dedi Mine sitemle.

-"Sus kız şurada gerçek olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum. Bak sarstım saçları karıştı. Gördün mü, hayal değil.” Aklım karışık bir hâlde Mine’ye bakıyordum. Ama ben hayallerimde herkesi görüyordum ki. Sadece Mine'yi değil. Hem Serin'le de konuştu. Beynim yine hangi oyunları oynuyor bana?

Mine yavaşça yaklaştı yanıma. Gerçek gibiydi. Aynı zamanda dokunsam kaybolacak gibi. Yatağa oturdu. Yüzümde gezdirdi elini. Mavileri parlaktı. Gözlerinin dolduğundan belki de. Yüzüne dokundum. Gerçekleşmeyecek bir hayal olarak kalacaktı. Dayanamadım sımsıkı sarıldım. “Yanına gelmeme izin vermiyorsan hiç uyandırma beni bu rüyadan. Bırak hayalinle yaşayayım.” Kokusunu çektim içime. Çok özledim. Bırakmadım. Bıraksam giderdi. O da bırakmadı. Hızla çarpan kalbi göğsümde yankılandı.

-"Sevgilim ben buradayım ve seni bırakmak gibi bir niyetim yok. Gerçeğim. Tüm yaşadıklarımız gerçek. Sakin ol. Yanındayım. Hep yanında olacağım.” Daha çok sarıldık birbirimize.

Odaya hemşire ile doktor geldi. Tansiyonuma baktılar. Mine'yi izliyordum sadece. Gözümün önünden kaybolamazdı. Gözlerime ışık tuttu doktor. Bu ışık parlaması hissi tanıdık geldi bir şekilde. Daha önce yaşamış gibiydim. Evet gerçek hayata uyandığımda olmuştu aynısı. Parmağını sağa sola gezdirdi. Takip etmemi istedi. Eliyle sayıları gösterdi, söyledim. Hakkımda kişisel bilgiler sordu. Yanıtladım.

-"Bir sorun gözükmüyor şu anlık. Zihin bulanıklığı devam ederse haber verin. Odada kalabalık oluşturmayın en fazla iki kişi kalsın.”

-"Tamam.” Dedi babam. Doktor ile hemşirenin çıkmasıyla Mine ile babam birbirine baktı. Mine'm oturdu yanıma. Hemen sarıldım beline. Onu bir saniye bırakmaya tahammülüm yoktu. Uyumayacaktım da. Uyumazsam hayali kaybolamazdı.

Yatağa uzandı benimle. Eskisi gibiydi. Ben biraz fazla sıkmış olabilirim. Nefesi saçlarımın arasından geçip gidiyordu.

-"Pijamalarını giyelim mi?”

-"Giymeyelim. Sadece böyle sarılalım.” Alnımdan öptü. Dudaklarını hissetmek bile harikaydı. Hayalde bunların hissedilmesi de tuhaf. Biri şey demişti bak. Rüyada olduğunu fark edince kendini yüksek bir yerden at, uyan. Ama ters bir şekilde. (Savunucu'ya selamlar) Atsam mı acaba? Uyanırım o zaman. Buranın çatısından atlarım.

-"Neden gerçek değilsin, diyorsun bana?”

-"Değilsin çünkü.”

-"Sevgilim kalbimin atışını dinle. Gerçeğim. Gerçek olmasam hissedemezsin.”

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now