Bölüm 95

1.1K 99 292
                                    

Mine'den

Kar'dan erken uyandım. Onu öyle izleme zevki benimdi artık. Yüzü çok güzeldi. Her bir hattı, çizgisi, kıvrımı çok güzeldi. Hafif hafif gülümsemeye başladı. Kıyamam be. Ne görüyor da rüyasında böyle gülümsüyor acaba? Bebekler uyurken gülümsediklerinde melekler güldürüyor onları derlerdi. Hangi melek girdi ki rüyasına bu derece mutlu oldu canını sevdiğim. Bir saniye melekler kız mı erkek mi lan? Dur onlar cinsiyetsiz oluyordu. Lan Victoria's Secret melekleri de vardı. Onlar girmiş olmasın rüyasına. Oha! Kar inanmıyorum sana. Kimlere gülüyorsun böyle tatlı tatlı. Aldatılıyorum. Bu da mı başıma gelecekti? Evlenecektik biz. Gözlerini açtı. "Günaydın." Dedi mutlu bir şekilde. Melekler yürüdü önünde tabii mutlu olur.

-"Ne gördün rüyanda?" gözlerime bakıp güldü.

-"Öpmeden söylemem."

-"Söylemezsen öpmem."

-"Yaa." Biraz hayal kırıklığı oldu yüzünde. "İyi bakalım. Bir melek gördüm rüyamda." Al işte. Girmişler rüyasına.

-"Victoria's Secret meleği?"

-"Ne?" kahkaha attı. Gülüyor bir de. İtiraf et işte Kar. Ben dayanıklıyım. Kaldırabilirim bunu. Ya da etme. Kaldıramam valla. "Onlar da neymiş? Daha güzelini gördüm." Onların daha güzeli mi var? Rihanna bile anlarında gereksiz bir ayrıntı, çöp gibi kalmıştı. Şöyle diyeyim Rihanna tırtıl, melekler adı üstünde melek ama benzetme için kelebek diyeyim. Uçuyorlar. Taylor Swift biraz kurtarmıştı bak. Ama yine de onlar yürürken insanlar ne Taylor'a ne de Rihanna'ya bakmıştır. Yılbaşında ne izlerdik ulan. Artık yürümüyorlar galiba. Yürüseler de izlemem. Kinlendim onlara.

-"Kim o?"

-"Düşün bakalım kim?" öptü dudağımdan. Onlardan daha güzeli Kar. Kendi kendini de görmez galiba. Ben miyim? Yok be. Cevap veremeyince bir daha öptü gülerek. "Sensin şaşkınım benim. Bir de düşünüyor. Senden başka kim olabilir?" ben de gülmeye başladım. Sevdiğinin seni böyle görmesi de ayrı güzel. Öyle değilim ama Leyla'ya bakan Mecnun farklı görürmüş. İki Leyla'nın olduğu yerde ise ortalık çok karışık.

Yatakta fazla oyalanınca -ki bu oyalanmak değil anı güzelleştirmektir- gün doğumuna geç kaldık. Yine de hızlıca hazırlanıp çıktık evden. Bir süre sahilde yürüdükten sonra manzaranın güzel olduğu yere geldik. İki kişi oturuyordu kumların üzerinde. Rahatsızlık vermeden sessizce onlardan biraz geriye oturduk. Kar'ı kollarımın arasına aldım. Güzel kokusuyla daldığım rüyalardan yine o güzel kokusuyla uyanıyordum. Öptüm yanağından. Biraz da dudağının kenarından. Benim tek dileğim tek hayalim oydu. Gerçekleştiği halde defalarca dilediğim tek dilek.

Güneş biraz daha çıktı yukarıya. Bizimkiler ayaklandı. Ne alaka bizimkilerse? Bir saniye. Kampçı arkadaşlar değil mi onlar? Kar'a döndüm yanlış görüp görmediğimi anlamak istercesine. O da aynı şekilde bakıyordu bana.

Sarı olan beni görünce şaşırdı.

-"Bizi mi takip ediyorsunuz siz?" Dedim gülerek.

-"Hayır hayır etmiyoruz." hemen de ciddiye alıyor.

-"Hımm iyi bakalım. Kamp yeriniz nerede?"

-"Kamp kurmadık bu sefer. Nişanlım ev ayarladı buradan. Normalde o da katılacaktı bize. İş yeriyle sorun yaşayınca gelemedi. İptal de etmedi. Öyle bir haftadır buradayız." istifa eder gelirdim ben be. Ya da ben tatilde olsam Kar çalışıyor olsa bir gün ayrı duramam valla. Felaket gibi olurdu. Alırım sandalyemi şemsiyemi. Kar nerde çalışıyor giderim o binanın dibine. Derim cam kenarında çalış. Limonata da koyarım kendime. İzlerim manzaramı. Tabii şöyle düşünürsek her aşk aynı değil. Uzatmalı nişanlıdır belki. Ama ne kadar yıl geçerse geçsin ben sevdiğimden ne ayrı kalabilirim ne de uzak. Benim sevme tarzım böyle bana doğru olan böyle. Kendi kafamda dedikodu yaptım lan. Susayım ben. Her aşk ayrıdır. Nokta.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now