Bölüm 98

844 87 315
                                    

Kar'dan

Gözlerimi beyaz bir tavana açtım. Bir odadaydım ve her yer beyazdı. Doğrulmak istedim. Kolumu bile çok az kaldırabiliyordum. Yattığım yatağa bağlıydım. Niye bağlamışlar ki? Odanın kapısı hafif aralıktı. Ve babam hemşireyle konuşuyordu. Ne zaman gelmiş ki buraya? Yüzü hiç iyi değildi hiç. Sakalları çıkmıştı. Seslenmek istedim, sesim çıkmadı. Mine de yoktu yanımda. O beni bırakmazdı.

Konuşma arasında beni gördü babam. Hemşireye “Uyandı.” dediğini duydum. Yüzünde zoraki bir gülümseme ile her göz göze gelişimizde yere indirerek bakışlarını yanıma geldi. Ayak ucuma oturdu.

-"Mine.” Demeye çalıştım çıkmayan sesimle. Ayağa kalktı. Dolaptan aldığı şişe suyu açtı. Ellerim bağlı olduğu için başımdan eliyle destekleyerek içirdi. “Mine nerede?” diye sordum. Su şişesinin kapağını kapatmakla meşguldü. Cevap vermedi.

-"İyi misin kızım nasıl hissediyorsun?”

-"Baba Mine nerede?” dedim ciddiyetle. Bileklerimin bağlı olduğu şeyler sıkıyordu beni. Kurtulmak istiyordum ama kurtulamıyordum. Başka taraflara baktı. “BABA!” nihayet yüzüme döndü. İstediğim bir cevaptı. Kısa bir cevap. Ve o bunu vermiyordu bana. İçimdeki kuşku ve telaş artmaya başladı.

-"Çözelim mi bunları?” dedi. Başımı salladım. Önce ayak ve el bileklerimi sonra bacağımdaki ve göğsümdekini çözdü. Ne zamandır yatıyorum bilmiyorum ama otururken bile her yerimin ağrıdığını hissettim. Ellerimi tuttu, bileklerimi ovuşturdu.

-"Baba? N'olur cevap ver. Mine nerede?” ondan çıkacak tek bir kelimenin kölesi haline geldim.

Gözlerini kapattı. Nefesini alıp verdi. “Kar alış artık kızım buna.”

-"Neye alışayım, ne diyorsun?”

-"Kızım Mine öldü. Kabullen artık. Kendini yıprattığın yeter.” Kalbime ağrı girdi birden. Soluğum anlık olarak kesildi. Kafamın içinde anlam veremediğim korna sesleri susmuyordu. ‘Mine öldü.’  Yankılanıp duruyordu. ‘Mine öldü.’ Yanlış mı duydum? ‘Mine öldü.’

-"Ne saçmalıyorsun?” ellerimi ellerinden sertçe çektim. Yataktan kalkmaya çalıştım. Üzerimdeki iğrenç hastane önlüğünü çekiştirdim. O bana gelmezse ben ona giderim. Yakınlardadır Mine.

Bileğimden tekrar yakaladı babam. “Kar yeter. Mine öldü. Mine yok.” Bağırmaya başladı. “Anla artık Mine öldü.” Gözlerimden akan yaşları durduramadım. Bileğimi kurtarıp kendimi yataktan attım. Odadan çıkarken yakaladı. Tuttuğu kolumu sıkıyordu.

-“Neden izin vermiyorsun gitmeme? Bırak gideyim. Mine koridordadır. Orada bekler beni. Bir yere gitmez.” Sarıldı. Göğsüne bastırdı. Sarılmasını istemiyordum. Beni Mine'den uzak tutmaya çalışıyordu. Nişanımıza kadar yaptığı hâlde şimdi ne değişti?

-“Kar bunu bana da kendine de yapma. Atlatacağız kızım. Ben buradayım.” Ağlamaktan boğulacak gibiydim. Sesim çıkmıyordu. Yine de bağırdım.

-"Minee!” sesimi duysa gelirdi. Babam daha çok kendine bastırdı. “Minee!” dudaklarım titriyordu. Bağırmaya devam ettim.

-"Yapma Kar yapma. Her seferinde başa dönüyoruz, yapma.” Vurmaya başladım babama.

-“BIRAK BENİ!” Kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Nefret ediyorum babamdan. Bu yalanı söylediği için nefret ediyorum. Kollarından kurtulamadım. Sırtına inen yumruklarım kesilene kadar öylece bekledi. Başımı omzuna bastırdım. "N'oldu Mine’ye?” dedim zorla. Hıçkırıklarım boğazımı parçalıyordu. Zavallı bir haldeydim. Yatağa oturttu babam. Anlatacağı yalanları duymaya hazır değilim. Yalan olduğunu bile bile duymak istemiyorum.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Onde histórias criam vida. Descubra agora