Bölüm 34

2.9K 152 119
                                    

Mine'den

Kapının eşiğine gelip durdum. Hafif aydınlıktı kımıldadığını görebiliyordum.

-"Sevgilim.” Dedi hafif kısık çıktı sesi.

Uyumuyordu.

-"Bir yerin mi ağrıyor? N’oldu?” yatağında doğruldu. Sesinden az önce uyandığı belli oluyordu. “Gel birlikte uyuyalım.” Gelecektim de uyuma faslı biraz sonraya kalacaktı. Kalbim ağzımda, tüm duygularımı dizginlemeden içeriye adım attım. Hiç istemediğim kadar çok istiyordum onu. Geri dönüşü olmayacaktı. Yatağına oturdum. Yüzüme bakıyordu. Saçlarında elimi gezdirdim biraz. İçimdeki heyecan o kadar fazlaydı ki nefes alış verişlerim normal değildi. Fark etmiş olmalı, ilk adım ondan geldi. Boynuma değen ince eliyle titreyip dudaklarıyla buluştum. O da istiyordu. Hiç olmadığı kadar iştahla öpüyordu. Kendimden geçiyordum resmen.

-"Seni istiyorum.” Dedim öpüşlerinin arasında.

-"Seni istiyorum.” Diyerek karşılık verdi dudaklarını ayırmadan. Tişörtünü çıkarmak  için hamle yaptım. Dudaklarından iki saniye ayrılmak bile zor gelmişti. Giydiğim atleti aynı şekilde sabırsızca çıkardı. O kadar tutkuluydu ki dudaklarım, içim, her yanım tutuşup alev aldı. Sabaha ikimiz de kül olacaktık. Birbirine sonsuza kadar karışmış kül taneleri. Tüm kıyafetlerimizi birbirimizin üzerinden neredeyse koparıp attık. Sadece o ve ben kaldık. İki çırılçıplak kadın aynı ritimde birbirine deli gibi koşan iki kalp. Geriye doğru yatırdım onu. Saklanacak kaçacak bir yer yoktu artık. Utanmıyordu, utanmıyordum. Zorla görebildiğim karanlık suret-i daha fazlası için yalvarıyordu. Öptüğü her yerde Mine çiçekleri açtı teker teker. Seni seviyorum fısıltıları hiç kesilmedi kulağımdan. Biz birbirimizin olduk ilk kez o gece. Bizim sonsuzumuzun başlangıcıydı. Aşk ikimizi de yakıp küllerimizi çoktan savunmuştu.

Hayatımın en güzel sabahına bir çarşafa sarılmış olarak uyandım. Dünyanın en güzel kadını yanımda aynı şekilde yatıyordu. Tek çarşaf iki beden. Elimi başımın altına destek yaparak kusursuz yüzünü izlemeye başladım. İnci tanesi gibi parlayan teni beni benden alıyordu. Mutluydum. Yanımda olduğu için mutluydum. Dün gece için mutluydum. Bu kadar özel olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Karnımdan gurultular gelmeye başladı. Elimde karnımı tutup susturmaya çalışsam da çıkan sesler açlığımı açığa vuruyordu. Mine’nin mavileri gözüktü.

-"Günaydın.” Dedi yakınlaşarak uzun bir öpücük aldı.

-"Günaydın.” Dedim. Tebessüm ediyordu. İfadesi inanılmaz derecede mutlu ediyordu beni.

-"Acıktın mı sevgilim?” başımı salladım. Gülümsemesi arttı. Bir kez daha öptü. “Şimdi karnını doyururuz güzelim.” Dedi ve yataktan çıktı. Kıyafetlerimiz her yere dağılmış olduğundan gündüz vakti onu böyle görünce incelemiştim. Mükemmeldi. Başımı bir daha döndürdü. Yarı çıplak da diyebiliriz aslında. Kaşlarını çatıp gülerek “Heyy bakma!” dedi çarşafı çekti. Eee bu sefer ben kaldım öyle. Kendi bakmaya başladı.

-"Asıl sen bakma.”

Çarşafı olduğu yere bırakıp geri döndü yatağa. Biz birbirimize doyamayacaktık anlaşılan. Karnımdan gelen gurultularla ayrıldı benden. Alnını alnıma dayadı. Karnıma elini koydu. “Hadi seni doyuralım ama önce hızlı bir duş.” Dedi gülerek ve burnuma bir öpücük bıraktı Her şeyin mi mükemmel olur be kadın. Duş ne kadar hızlı olur şimdi söz veremem. Biraz da imalı bakmıştım ona. Dediğim gibi de imalarım duşta yerini bulmuştu. Giyinip mutfağa geçtik. Saat öğlen üç olmuştu. Gece artık ne kadar yorulduysak geç kalkmıştık. Asla şikayetçi değilim. Her gece, her gün, her an böyle olsa olur yani.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now