Bölüm 101

781 86 187
                                    

Mine'den

Nefesimi tuttum ve celladımın kapıdan içeriye girmesini bekledim. Geliyordu ölümün ayak sesleri kulağıma kulağıma. Kenan baba girdi kapıdan. Sertti bakışları. Kısa sürede beni buldu gözleri. Tansiyonum da düştü. Otursam mı ben şuraya? Neyse oturmayayım. Cesur ol Mine. Cezanı çekeceksin. Bana doğru yürümeye başladı. Elveda dünya. Belki son isteğimi sorar. Ben de sevdiğimi son kez görebilirim.

Arkasında Fatoş abla, Serin, Lena. Böyle kavgaya adam toplamış gibiydi. Furkan’ın bakışları benim ve Kenan baba arasında gidip geliyordu. Çiğdem vereyim mi? İyi gider.

Tam önümde durdu Kenan baba. Gözlerine daha fazla bakamadım. Başımı öne eğdim.

-"Kaldır kafanı kızım.” Gözlerimi kapattım. Yapacak bir şey yok. Kar'dan uzak tutmasın beni yeter. Kafamı kaldırdım. Gözlerinin içine baktım. Onun en için hayatının en değerli varlığını, yaşamasının nedenini bu hâle ben sokmuştum ne de olsa. Ne yapsa haklı adam. Kar'ın öfkeli bakışları vardı gözlerinde gerçekten. Kar demek ki bu yanını almış Kenan babanın.

-"Kenan bey tamam yeter bu kadar. Hâline baksanıza kıyamam ben güzel kızıma.”

-"Fatoş hanım böyle oyun bozanlık oldu mu şimdi? Daha yeni başlamıştık.” Ne? Kenan baba gülmeye başladı. Furkan’a baktım. O da hain hain gülüyordu. Ulan Furkan. Oyuna getirdi beni. “Gel bakalım buraya.” Deyip sarıldı. “Güçlü olacağız. Bu eşek çocuğun inadını bilirim ben. İstemediği zaman bir lokma yediremezsin. Nasıl bir çocuk yaptıysak takıntılı. Takıntılının teki.”

-"Özür dilerim baba.” Dedim. Nedense o anda ne kadar gücüm varsa bıraktım. Ağladım yine. Omzuna tutunabildiğin biri varsa yanında güçsüz olabiliyordun. Şu an olduğu gibi. Kenan baba yükü almıştı bile üzerimden.

-"Hayır kızım. Niye diliyorsun?” sırtımı sıvazladı. “Ben Nuran hemşireyle sık sık haberleştim yolda. Omzunun çıkmasından ya da ayağının kırılmasından daha önemsiz bir şey.” Biraz ayrılarak yüzüme baktı. “Tedavisini olacak ve çıkacağız buradan. Düğünde bayılsaydı daha mı iyiydi?” haklıydı. Gözlerimdeki yaşları sildi. Çok şanslıyım gerçekten. Aile kavramını tam anlamıyla öğretiyordu bana.

Fatoş ablaya sarıldım. Ardından Serin ile Lena'ya. Bekleme salonundaki koltuklara yan yana oturduk. Bir süre sonra Nuran hemşire geldi. Kenan babayla yüz yüze tanışmış oldular. Eline bir şey verdi Kenan babanın. Yanıma döndüğünde elini yumruk şeklinde uzattı. Ne yapacağız tokuşturacak mıyız? Ben öyle bakınca “Al kızım, sen cebinde taşı bunları.” Elimi açtım. “Kar'ın yüzükleri.” Dedi ve avcumun içine yüzüklerini bıraktı. Yüzüklerine baktım bir süre. İçim bir tuhaf oldu. Kenan baba fark etmiş olacak ki kolunun altına aldı beni. Boğazımdaki düğüm elimdeki yüzüklerle arttı. Başımı yasladım omzuna doğru. “Geçecek. Gülerek hatırlayacağız bunları.” Serin'in eli dizimde Furkan ise önümde diz çökmüş bir şekildeydi. Lena ile Fatoş abla hemen başımdaydı omuzlarıma dokunuyorlardı. Herkes bir şekilde desteğini gösteriyordu. Aile buydu işte. Bir de Kar'la sağ salim çıkabilsek şuradan başka bir şey istemiyorum. Yeşillerini o kadar özledim ki. Sesinin tonunu, gülüşünü, her şeyini çok özledim.

-"Yedin mi bir şeyler?” diye sordu Serin.

-"Yedim.” Dedim. Yalan söyledim.

-"Yalan söylüyorsun, hâlinden belli.” Gözlerimle ısrar etmesin diye uyardım.

-"Kızım yemedin mi sen? Ben herkese bir şeyler yaptırıp getiriyorum. İtiraz kabul etmiyorum. İkinci Kar vakasını kaldıramayız. Sonra Kar hanım bana özendiniz de bayıldınız diye başımıza kakmasın.” Gülümsedim Kenan babaya doğru. Ayağa kalktı.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now