Bölüm 3

3.9K 256 160
                                    

Gözümü açınca farklı bir tavanla karşılaştım. Çift kişilik bir yataktaydım. Benim evim değildi. Korktum. Hap mı atmışlardı içkime, kaçırmışlar mıydı beni? Acıdım kendime. Pijamalar da benim değildi. Kaçırsalar pijama giydirmezlerdi herhalde giydirirler miydi? Çantam neredeydi o da yoktu. İçeriden bir kız çıktı.

-"Aa uyandın mı. Ben Serin. Dün akşam çok içince barın önünde sızdın. Telefonun kapalı olunca da kimseye haber veremedik.”

Doğru sarhoş olup Nisan'ı ararım diye kapatmıştım telefonumu.

-"Seni Mine ile buraya getirdik. Tek başına yattın merak etme.” Dedi gülerek.

Çok utanmıştım.
-"Özür dilerim bela oldum başınıza. Ve teşekkür ederim beni bırakmadığınız için.”
Borcumu ödemek istiyordum. Bir şekilde teşekkür etmeliydim.

-"Adın ne?” dedi Serin.

-"Kar."

-"Memnun oldum Kar. Önce duşa gir  sonra bir şeyler yiyelim başın çatlıyordur.”

-“Ben sizi daha fazla rahatsız etmek istemiyorum. Bana telefon numaranızı verebilir misiniz pijamaları yıkayıp vermek isterim.”
-"Saçmalama. Ama telefon numaramı veririm. Hadi duşa temiz havlu dolapta var.”dedi duşun yönünü gösterek.
  Duşa girmek mantıklıydı. Eve bu halde gidemezdim. Babam endişelenirdi. Babam. Off bir gece eve gitmedim adam meraktan ölmüştür. Telefonu açtım aceleyle.

-"Günaydın babacım nasılsın?”

-"İyiyim kızım endişelenmedin değil mi?” Ne? ben neden endişeleniyordum. Sakince sordum.

-"Neden babacım?”

-"Acele köyden çağırdılar deden hastalanmış. Yolları biliyorsun ormanlık. Telefon da çekmiyor. Anca vardım köye. Sen uyanınca ararsın diye de aramadım kızım.”

-“Dedem iyi mi? Nesi varmış?”

-"Yok bir şey ya beni özlemiş numara çekmiş babannen amcan da yemiş.”

İki kere derin nefes alıp verdim.
-"Peki, herkese selam söyle ellerinden öpüyorum.” Kapattım telefonu 13 mesaj 2 cevapsız arama. Oha bu ne. Mesajların 11’i reklammış. Kalbim kırıldı.
Nisan şunları yazmış;
-Nasıl gidiyor buluşma bay gizliyle
3 saat sonra ise
-Kankaaaa davetiyeye başladın mı güzel yap

Başlıcam davetiyene. Cevap yazmadım.

Banyodan çıktım. Serin beni bekliyordu masada. Yattığım yatak odasına göre mutfak küçüktü. Kapıları sürme cam kapıydı. Hoşuma gitmişti. Duvarlarında resimler var. Serin'i incelemeye başladım. Kızıldı saçları. Gözleri kahverengiydi ama ateş gibi çok güzeldi.

-"Gözlerin çok güzel.”

-"Ne?”

-"Gözlerin diyorum Serin çok güzeller.” Bir şey hissetmediğin birine iltifat etmek çok kolaydı.

-"Ahh, teşekkür ederim ama lens takıyorum.”

-"Gerçekten mi?” dememle kahkaha attı. İçtendi.

-"Şaka yapıyorum Kar. Senin ismin nasıl Kar ise benim gözlerim de kırmızımsı.” Kafamı sallayıp kahvaltımı yapmaya başladım.

-"Mine akşama gelir. Hatırlıyor musun onu bilmiyorum seni özellikle bırakmayan oydu.”

-"Mine? Yok hatırlamıyorum çok üzgünüm. Numarasını alabilir miyim? Teşekkür etmek isterim. Uygunsanız yemeğe çıkalım lütfen.” İyi insanlardı. Arkadaşları olmak istiyordum.

-"Mine şu sıra yoğun iletirim ben ona. Telefonunu ver kaydedeyim numaralarımızı. İstediğin an arayabilirsin.”

Kahvaltımı bitirdim. Masayı toplamaya yardım ettim. Sonra yattığım odaya yöneldim. Yatağı özenle toplayıp düzelttim.
Mine'nin yatağı olduğunu söylemişti Serin. Kağıt kalem buldum. Teşekkür ederim yazdım. Altına da hızlıca bir şeyler çizdim. Elinde kalp tutan bir kedi ve gülücük.
Serin beni sıkıştırmamıştı sorularıyla. Neden içtin, niye üzgünsün diye sormadı bile. Bir kere üzgün baktığımı söyledi o kadardı. Rahat davranmıştı bana karşı kaç yıllık dostum gibi. İyi ve içtendi. Beni yolcu ederken de sarılmıştı üstelik.

Mesaj geldi.
Serin:
-Eve varınca mesaj at. Canın sıkıldıkça gel  evin yolunu biliyorsun. Gittiğin barda sık sık takılırız. Aramıza hoş geldin Kar.
Yürürken mesajı defalarca okuyordum. Yüzümde gülümse ile Hoş bulduk Selin dedim.

Birine çarptım. Kafamı kaldırdığımda Nisan olduğunu fark ettim.

-"Nisaaaan! Napıyorsun burada?” kafasını yakınlaştırmış telefonuma bakmaya çalışıyordu. Hemen ekranı kilitledim.

-"Asıl sen napıyorsun? Üstündekiler aynı eve gitmedin mi?” dedi imalı imalı.

-"Yoo gittim acele çıkmak zorunda kaldım. Dur bir dakika seni ilgilendirmez gitmesem nolcak?” kıskandı sinirlendi. Yüzünü düzeltti. Gözlerimin içine baktı tam derinlere. Sanki sakladığım şeyleri alıp çıkaracakmış gibi.

-"Biz de sevdiğimle oturuyorduk.” Dedi yolun karşısındaki kafeyi göstererek. Sonra devam etti, “Noldu bizim davetiye?” dedi. Gözlerimi devirdim.

-"Yapmıyorum Nisan. Sevdiğinle otururken siz yaparsınız vaktin bol ki bana sardın. Hadi koş sevdiğine bekletme benim de işime mani olma.”

-"Ne işin var ki senin. Benden başka arkadaşın bile yok.” Sustu.
Asosyal miyim ben ya. Düşündüm. Olabilirim. Geceleri dizi, film izler arada resim çizerdim. Bir de Nisan'ın gülüşü vardı hayatımda bakmayı sevdiğim. Bana gülmüyordu artık. Sanırım ben de istemiyordum onu. Ona bağlıyım gibi davranıyordu. Bağlıydım da. Ben hazırda bekliyordum. Arada gelir sevgimi görür sonra giderdi başka kollara. Bir bakışıyla avunurdum. Eski Nisan'ı özlüyorum şimdi ki Nisan'ı eskisi için seviyordum. Tüm  gün birlikte olmamıza rağmen arardı saatlerce konuşurduk. Parka giderdik. En sessiz yeri seçerdik. Birbirimize bakarak günü bitirirdik. Yurtta odamdan çıkmazdı. Birlikte bir şeyler yapardık ve keyif alırdık. Saçlarını oynamamı isterdi hep. Bahaneyle koklardım. Kaşlarını çattığında parmaklarımı üzerinde gezdirirdim. O kadar güzeldi ki ona dokunabilmek. Ben onu kaybetmemek için söyleyemedim ona aşık olduğumu. Arkadaşı bilsin istedim. Yanımda olsun istedim. Başkasını sevebileceğini düşünmedim.
O başkasını sevdikçe ben tükeniyordum. Tükenmiştim.

-"Kar yolu mu karıştırdın?”dedi Serin bana yaklaşarak. Evden o da çıkmıştı.

-"Yok gidiyordum, bir arkadaşa denk geldim dedim Nisan'ı işaret ederek.”

-"Tamam akşam bir şeyler yapalım arayacaktım seni.”

-"Olur, benim de işim yoktu.” Nisan sinirlenmişti. Arkasını dönüp gitti.

-“O kimdi niye kızdı?” dedi Serin.

-"Önemsiz biri.”

-"Zaten canını onlar sıkmaz mı önemsiz dediklerin.” Haklıydı.

Yolumuza devam ettik. İleriden ben sağa döndüm o dümdüz ilerledi. İyi ki varsın be kızıl. İyi hissettirmişti.

*Telefondan yazmaya çalışıyorum hatalarım olabilir. Elimde bölümler var fakat daha tamamlamadım hikayeyi. Ara ara atarım. Kimseler de yok :D Neyse ben içimi döktüm. Yaşandı mı bunlar? Ehh az bir kısmı (çok çok az) yaşandı diyelim. İsimler tamamen uydurma. Sevgiyle kalın.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now