Bölüm 19

3.3K 209 38
                                    

Kar'dan

Mine ile hayata bakışım da değişmişti. Her şeyin kötü yanını gören ben o kadar da kötü olmadığını görmeye başlamıştım. Bir pozitiflik sarmıştı. Yolda yürürken yamuk duran bir kaldırım bile ne kadar hoş gözüküyordu gözüme. Yüzümden düşmeyen bir gülümseme de vardı tabi. Gülünce erken yaşlanırsın derlerdi. Erken yaşlanır mıydım? Mine’yle olsun da erken yaşlanayım, değerdi ona.

Şimdi negatif görmüyorum dedim ama her olayda değildi o iş. Hadi bar gecesine geri dönelim.

İlk günümüzü kutluyorduk. Serin ve Furkan arada bize eşlik ediyorlardı. Her şey mükemmeldi. Mine yanımda tüm güzelliği, narinliği ile oturuyordu. Mavilerini arada yakalıyor mutluluğum artıyordu. Sonra birden birinin bizi izlediğini hissettim. Bakışlarımı karşı masaya çevirdim. Bir adam Mine’ye dikmişti gözlerini. Rahatsız ediciydi. Adama dik dik bakmaya başladım. Beni görmüyor veya görmezden geliyordu. Mine’ye dalmıştı. Bakışlarıyla yiyip bitirmişti kızı. Kan beynime sıçradı. Meyve tabağından bir elma dilimini kapıp attım adama, bana bakmasını sağlamak için. Adamın yanından geçip gitmiş isabet etmemişti. 2. dilimi aldım yine fırlattım. Tam alnının ortasına indi. O anda Mine fark etti.

-"Kar ne yapıyorsun?” dedi anlayamamıştı.

Adam o sıra bana bakmaya başladı.

-"Önüne bakacaksın!” Dedim adama doğru. Eliyle sana ne gibi işaretler yapıyordu. Mine’ye gözleri gidip geliyordu. Mine’yle kenetli ellerimizi havaya kaldırıp gösterdim. Pis pis sırıttı ve elindeki içkiyi bize doğru kaldırıp tekrar Mine’ye bakmaya devam etti. Bende sigortalar atmış, kendimden geçmiştim. Mine'nin elini bıraktım. Sandalyeden kalkıp adama doğru yürümeye başladım. Mine durdurmaya çalışıyordu. Masasına geldiğimde adam yüzüne dalga geçen bir ifade takınmış, beni bekliyordu. Masayı devirmemle ayağa kalktı. Aldığım boks eğitimlerinin işe yarama vakti gelmişti. Yere sağlam bastım. Omzumdan aldığım güçle sağ kroşemi yüzünde tam istediğim yere hızlıca oturttum. Yere düştü. Sersemlemişti. Elimi silkeledim. Odun gibiydi yüzü. Sinirle kalkıp üzerime saldırmıştı. Geriye doğru kaçıp durmasını bekledim. Bana doğru gelirken vurmak kendime zarar vermek demekti. El bandajım ve boks eldivenim yokken böyle bir vuruş kırılmalara bile neden olabilirdi. Durduğu anda bir tane daha aynı şekilde vurdum, yeri boyladı. Kalkamıyordu yerinden. Eğildim kulağına doğru.

-"Bir daha sevgilime bakmayacaksın.” Dedim kelimelerin üzerine basa basa. Kafasını salladı.

-"Anladın mı beni? Tekrarla dediklerimi.” Dedim kızgın bir şekilde.

-"Bir daha sevgiline bakmayacağım, özür dilerim.” Dedi.

Mine şaşırmış donmuş kalmıştı. Etrafımızda bir kalabalık vardı. Mine, Furkan ve Serin'in yanına gittim. Güvenlik adamı dışarı çıkardı.

Furkan'ın elinde sopa vardı.

-"Bu ne?” dedim.

-"Adamı uzaklaştırmak içindi de gerek kalmadı.” Dedi. Herkes ciddiydi. Mine biraz üzgün duruyordu. Elimi aldı ellerinin arasına.

-"Acıyor mu?” dedi nazikçe tutarken.

-"Hayır.” Dedim. Sinirim zor geçerdi benim biliyordum kendimi. Mine'nin dokunuşları unutturmuştu öfkemi. Kendimi bile unuturdum onun yanında öfke neymiş. Masamıza geçtik. Biraz soluklanmaya ihtiyacım vardı. Sonra gideceğimiz yer belliydi.

Bir tane bira ile geldi Furkan.

-"Tut şunu elinde.” Dedi Furkan. O da kızgındı bana. Haklıydı da çalıştığı yerde arkadaşı olarak olay çıkarmıştım. Mine aldı elinden şişeyi, o tutmaya başladı elimin üzerinde.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora