-"Kar ile yatar mısın?” durdu. “Çok korkuyor. Seni kaybetmekten çok korkuyor.” Nefes alıp verdi. “Belki yanında olduğunu hissetmesi kabuslarını engeller.” Başımı salladım. “Kapıyı kapatabilirsiniz.” Dedi ve gitti.

Kapıyı kapatmadım ama tam açık da bırakmadım. Biraz kıyık derler ya o şekilde. Kar'ın yanına uzandım. Çarşafının altına girdim. Kollarımla sarabildiğim kadar çok sardım. Kabuslarını bu engelleyecekse eğer kollarım kopardı yine de bırakmazdım onu. Yüzünü yüzüme getirdi. Ufak öpücükler bırakıp, uyumaya çalıştık. Her inlemesini duyduğumda kulağına fısıldadım. “Şşşhh buradayım. Yanındayım.”

Mine, dediğini duyabiliyordum. Yaşadığımız kötü olayın etkisi yeni yeni belli ediyordu kendini. Nasıl atlatacaktık. Ben bile atlatamamıştım. Alnını öptüm sakinleşip uykusuna devam etti. Ben başında uyumadan onu izledim sabaha kadar. Her huzursuzlandığında alnına kondurduğum öpücükler ilginç bir şekilde işe yarıyordu. Güneşin içeri giren ışıklarına yeşillerini açtığında güzel gülüşünü yolladı. Tam gülüşünden öptüm. Uykusuzluğum dindi birden.

Düğün günü Fatoş ablayı Kenan amca arabayla getirdi. Başımızda durmasını istedi. Ama Kar ile ısrarlarımız sonucunda Fatoş abla da düğüne katıldı. Babası giydiği siyah takımla gerçekten jilet gibi derler öyle olmuştu. 3 kişi gittiler düğüne. Ben zaten arabanın anahtarımı babasına vermiştim. O da başta kullanmaya çekinse de artık rahatlıkla alıyordu. Tabii yine de sormayı ihmal etmiyordu. Ne gerek vardı sormasına. Öz babamdan daha babaydı bana. Nihayet kapı kapandı ve kendimi kanepeye Kar'ın yanına attım. Biraz yakınlaşmaktan zarar gelmezdi. Çenesini tuttum. İşte en güzel anlarımız başlıyor. Öpecekken kapı çaldı. İkimizin de yüzü düştü. Bir şey unutmuş olmalılar. Kapıyı açtım. Furkan. Aman be.

-"Oğlum sen neden geldin?”

-"Kenan amca aradı parti var dedi geldim. Bak cips de getirdim bebeğim.” Elindeki cipsleri sallıyordu.

-"Yok parti marti. Hadi güle güle!” deyip kapıyı yüzüne çarptım. Gülerek aynı hızda geri döndüm.

Kar kanepeden kalkıp kapıyı açtı. Apartman boşluğunda yankılanan sesi “Furkan" diye bağırıyordu. Sonra zaten merdivenlerden koşma sesleri. Furkan sırıtarak kapıda belirdi. Ellerimi başımın arasına alıp ofladım. Ne can sıkan bir durumdu bu ya.

-"Kibar kız teşekkür ederim.” Dedi Furkan ve içeriye girdi. Bana bakış atıp “Şu öküz kıza de de tabak getirsin.” Dedi ve Kar ile birlikte kanepeye geldiler. Tabakları alıp geldim.

-"İçecek?” diye sordum.

Furkan gülmeye devam etti. Ceketinin içinden bir şişe şarap çıkardı.

-"Ooo şarap mı içeceğiz çarpmaz mı bizi?” dedi Kar bir heyecanla.

-"Çarpmaz bebeğim çarpmaz. Alkol oranı düşük. Tabii hepsini içmeyeceğiz düşük diye.” Göz kırptı Kar'a. “Kalanını saklarsınız. Özel bir geceyi taçlandırmadan önce de...”

-"Furkan!” diyerek kestim sesini. Sınırlarını bilmiyordu çünkü.

-"Tamam be ne dedik sanki aksi.”

-"Bak oğlum zorlama.”

-"Sus. Aç şuradan bir film. Romantik olmasın. Sizin ne yapacağınız belli olmaz. Kenan amcam bana emanet etti sizi. Gözüm üzerinizde.” Dedi. Ayağa kalkıp yaslandığı minderi aldı ve aramıza koydu.

-"Saçmalama.” Dedim ve minderi kaçan Furkan'a doğru atsam da isabet ettiremedim. Mutfaktan 3 bardak ile geri döndü. Kar o sırada izleyeceğimiz filmi seçti.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin