Bölüm 1

11.6K 308 422
                                    

Gidiyordu. Tüm hüznüm, sevgim, isyanım içimde, gülmeye çalışıyordum. Ona her baktığımda boğuluyor gibi oluyordum, kalbim titriyordu. O gidiyordu.

Ben Kar. 25 yaşındayım. Hayatımın en acı veren günlerini yaşıyorum. Sevdiğim kız evleniyor. Sevgilisi olduğunda savaşabilirim, kazanabilirim kalbini, şansım bitmedi, demiştim. Kendimi avutmuşum. Onun gözü de gönlü de beni hiç görmedi. Şimdi ise onun düğünü için uğraşıyorum. Geçen hafta nişanını gerçekleştirdik o kadar mutluydu ki sarılıp durdu sıcacık kollarıyla. Ben ağladım ağladım, evde saatlerce ağladım. Mutluluğunun sebebi değildim. Bencildim. Başkasına gülüyor diye ağladım. Başkasına sarılıyor diye. Sevdiğim kadın Nisan. Dedim ya düğün hazırlıklarını yapıyoruz diye.

-Kar neredesin?

-Geliyorum Nisan az kaldı.

-Hadi ama Hakan ağaç oldu. Yazık nişanlıma.

-O KADAR BEKLEYEMİYORSA EVLENMEYE KALKMASAYMIŞ.(GÖNDERİLMEDİ)

-Tamam canım tamam 5 dakikaya oradayım.

Köşeyi dönmemle Nisan'ın o güzel yüzünü görmem bir oldu. Hani derler ya günün yorgunluğu kalmadı. Karşısında duran Hakan'ın o gudubet sinsi suratını görünce o etki dağıldı ne yazık ki.

-"Oh be geldin sonunda."dedi Hakan mal mal. Beni sevmiyordu. Ben ise ondan nefret ediyordum. Nisan'a doğru baktım.

-"Eee neler aldınız?" dedim Hakan'a bakmadan.

-"Ohooo siz daha sohbet mi edeceksiniz? İşimiz var ben gidiyorum. Kadın çenesine yetişilmez. Aklınız fikriniz ya dedikodu ya alışveriş." Hakan'ın sözlerine güldüm. Baya güldüm. Yüzüne bir tane patlatma hissi uyanmıştı içimde.

-"Hakan sen baya dolaşmışın anlaşılan. Beyninin bir kısmı da yolda atlamış gitmiş terk etmiş seni. Laflarına dikkat et."

Nisan Hakan'ın kolunu tutuyordu böyle sımsıkı. Destek veriyordu ona. Canımı sıkmıştı. Yüzüm düştü. Niye sevdim ki ben böyle birini. Her gün onu unutmaya çalışıyordum. Her sabah pişmanlıkla kalkıyordum. Gözümü açtığımda gerçekle yüzleşiyordum. Sevmek istemiyordum. Belki de sevmek değildi. Ona baktığımda kalbimdeki kuvvetli acıydı artık hissettiğim. Kalbimden tüm vücuduma yayılıyordu.

-"Hayatım hadi sen git çok yoruldun. Biz kalanını Kar ile hallederiz." Deyip yanağına bir öpücük bıraktı Hakan'ın Nisan.
Hakan arkasına bir kere bile bakmadan hızlı adımlarla ilerledi. Sevmiyordu Nisan'ı. Seven insan öyle mi yapardı ? On kere dönerdi, en azından sarılırdı gitmeden.
Nisan'a döndüm.

-"Ee napıyoruz şimdi?"
Cevap vermiyordu.
-"Nisan?
-"Kızım transa mı geçtin? Konuşur musun lütfen."

Yüzüme sinirle baktı.

-"Neden kötü davranıyorsun Hakan'a. Ne yaptı çocuk sana?"

Şu kelimeye de ayrı uyuzum. Koca adama çocuk demek.

-"Sen dediklerini duymadın herhalde Nisan. Tabi adama büyülenmiş gibi ağzı açık baktığından duymamışsındır." Upssss.

-"Ne alakası var. Kötü bir şey demedi Hakan. Sadece yorgundu anlayışlı olman gerekirdi."

Üç otobüs değiştirmem, bir tanesinin yolda arıza yapması, benim belirli bir yolu koşmam dışında beyfendi 2 kıyafet alıp benden daha yorgun durumdaydı tabi.
Tam ağzımı açacakken Nisan'ın kahverengi gözlerini gördüm. Hüzünlü bakıyordu. Üzmüştüm. Yine yüreğim el vermedi.

-"Tamam, özür dilerim Nisan."
Nisan güldü. Eline telefonu aldı.
-"Hadi ona da söylee." Diye uzattı cümlesini ve Hakan'ı aradı.

Telefonu acelece elinden aldım ve kapattım.

Mine Çiçeği (G×G) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now