AĞLA SEVDAM

Bởi goncabeyza

10.3M 467K 72.7K

Kapak Tasarımı: DogaKock Xem Thêm

Bölüm 1☘ Uçurum
Bölüm 2☘ Bir Umut
Bölüm 3☘ Çözüm?
Bölüm 4 ☘ Çare
Bölüm 5 ☘ Sızı
Bölüm 6 ☘ Öksüz
Bölüm ☘7☘ Kimsesiz
Bölüm ☘8☘ Dinmeyen Öfke!
Bölüm ☘9☘ Vicdan
Bölüm ☘ 10☘ Yüzsüz
Bölüm ☘ 11 ☘ Merhamet
Bölüm ☘12☘ Zor Seçim
Bölüm ☘13☘ Korkak!
Bölüm ☘14☘ Bitmeyen Bedel
Bölüm ☘15☘ Günahkâr
Bölüm ☘16☘ Sabrın Son Damlası
Bölüm ☘17☘ İsyan
Bölüm ☘18☘ Pişmanlık
Bölüm ☘ 19☘ Şiirin Başlığı
Bölüm ☘20☘ Aynı Yatakta!
Bölüm ☘21☘ Benim Hayatım!
Bölüm ☘ 22☘ Mabedim...
Bölüm ☘23☘ İnkâr
Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...
Bölüm ☘ 25☘ Gideceksen Gelme!
Bölüm ☘26☘ Veda
Bölüm ☘ 27 ☘ Son Susuşum
Bölüm ☘ 28☘ İlk Yanan
Bölüm ☘ 29 ☘ Can Bulan Şiir
Bölüm ☘ 30 ☘ Kavgam Kalbimle
Bölüm ☘ 31☘ Derdim Sensin
Bölüm ☘32☘ Dokunma...
Bölüm ☘33☘ Mağlup
Bölüm ☘34☘ Tutkun
Bölüm ☘ 36☘ Vakitsiz Gelen
Bölüm ☘37☘ Kimsesizliğin Mahkumu
Bölüm ☘38☘ Şiir İçin Yolun Sonu?
Bölüm ☘39☘ Senin İçin...
Bölüm ☘ 40☘ Sevilmemenin Acısı
Bölüm ☘ 41☘ Canımın Yarısı
Bölüm ☘ 42☘ Duymak Yetmiyor...
Bölüm ☘43☘ Güzelim!
Bölüm ☘ 44☘ Yerimde Olsan
Bölüm ☘45☘ Seni Seviyorum /part 1/
Bölüm 🍀 45🍀 Seni Seviyorum / part 2
Bölüm ☘46☘ Bizi Bul...
Bölüm ☘47☘ Birlikte Vâr Olduk...
Bölüm ☘48☘ Söz Veriyorum
Bölüm ☘49☘ Bu İnsanlık Değil
Bölüm 🍀50🍀 Sensizliği Sevmiyorum
Bölüm 🍀51🍀Sahte Pişmanlık
Bölüm 🍀52🍀 Küçük Dünyamın En Güzel Parçası
Bölüm ☘53☘ Bekleyiş
Bölüm ☘54☘ Umudun Dirilişi
Bölüm ☘55☘ Kızımız
Bölüm ☘56 ☘ Bakmaya Kıyamadığın Olamadım...
Bölüm ☘57☘ Neredesin Huzurum?
Bölüm ☘58☘ Küçük Annesiyim...
Bölüm ☘59☘ Kalmamı İsteyip Gitme..
Bölüm ☘60☘ Sevmemiş Seni
Bölüm ☘61☘ Benim Yerim Burası Mı?
Bölüm 🍀62🍀Acıtan İtiraf / Part 1
Bölüm 🍀62🍀 Acıtan İtiraf / Part 2
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım/ Part 1/
Bölüm 🍀63🍀 Çok Aşığım /Part 2/
Bölüm 🍀64🍀 Susalım...
Bölüm 🍀65🍀 Yirmi Birinci Gün
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir Misin Şiirim? Part 1
Bölüm 🍀66🍀 Benimle Evlenir misin Şiirim? Part 2
Bölüm 🍀67🍀Seveceksen Ömürlük Sev
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 1
Bölüm 🍀68🍀 Dengesizliğimi Çok Görme/ Part 2
Bölüm 🍀69🍀 Hayal Etme
Bölüm 🍀70🍀Özlemimi Sorgulama
Bölüm 🍀71🍀Dilimin Ucundaki Veda
Bölüm 🍀72🍀 Yangın Yeri
Bölüm 🍀73🍀Kaybettim...
Bölüm 🍀74🍀 Gitti Canım
Bölüm 🍀75🍀Kadersizim
Bölüm 🍀76🍀 Hâline Yan
Bölüm 🍀77🍀 Keşke Sevmemiş Olsaydın Beni
Bölüm 🍀78🍀Kızımı Almadan Gitmeyeceğim
Bölüm 🍀79🍀Ne Yazık Ki Yaşıyorum
Bölüm 🍀80🍀 Acı Gerçeğim
Bölüm 🍀81🍀Adı Hasret
Bölüm 🍀82🍀Soğukluğunu Hissetmeden Isınamıyorum
Bölüm 🍀83🍀Ölüm Kokan Veda
Yeni Bölümler Hakkında ( Okumadan Geçmeyin Lütfen)
Bölüm 🍀84🍀 Gitmelisin Elam
Bölüm 🍀85🍀Babam Onu Sevmiyor
Bölüm 🍀86🍀 Karşına Çıkmam Bir Daha
Bölüm 🍀87🍀 Gitti mi?
Bölüm 🍀88🍀Cümleleri Yok Ancak Gözleri Hiç Susmuyor
Bölüm 🍀89🍀Onsuz Kendimle Yapamıyorum
Bölüm 🍀90🍀 ESKAM
Bölüm 🍀91🍀Kendinden Kurtar Beni
Bölüm 🍀92🍀 Oğlun Bizi Mahvetti
Bölüm 🍀93🍀Sabahı Bekleyecek Sabır Yok Kalbimde
Bölüm 🍀94🍀 Böyle Hayal Etmemiştim 🤍
Bölüm 🍀95🍀Anahtarlığımız Boş Kalmasın
Bölüm 🍀96🍀Kalbim Senden Alacaklı
Bölüm 🍀97🍀 O Öyle Güzel Ki
Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk
Bölüm 🍀99🍀 Evimiz
Bölüm 🍀100🍀 Ben O Arkadaşa Muhtacım, Aşığım
Bölüm 🍀101🍀 Onun Mutluluğu Yüreğimi Sızlatıyor
Bölüm 🍀102🍀 Su Toprak Üzümlü Kek
Bölüm 🍀103🍀 Ardımıza Değil Önümüze Bakalım
Bölüm 🍀104🍀 Daha Sonra Yazılmak Üzere Boş Bırakılan Bölümdür
Bölüm 105 Sana Gelmeye Çalışıyordum
Bölüm 🍀106🍀 Sen Daha Yanmadın
Bölüm 🍀107🍀 Şimdi Özgür Hissediyorum
Bölüm 🍀108🍀 Umudunu Yeşerten Varlığı ile Büyüten Kadın /Part1/
Bölüm 🍀108🍀 Part2 / Umudunu Yeşerten Varlığı İle Büyüten Kadın
Bölüm 🍀109🍀Gün Işığında Yüreğimi Okşayan Gecem
Bölüm 🍀110🍀 Umut ve Özlem
Finalden Önce ( Açıklama- Okumadan Geçmeyin Lütfen)
🍂FİNAL 🍀

Bölüm ☘35☘ Bence Seviyor!

161K 7K 956
Bởi goncabeyza

/35/BENCE SEVİYOR/

5 EKİM 🍂🍂🍂

' Sana kalbime nasıl dokunduğunu anlatabilmek mümkün olsa keşke... Boynumdan öpüşünün ruhumdaki etkisini bilsen... Şerrimin hayrı olan adam... Bunları bilme... Beni sevme... Ama gitme de... Yanımda kal, bedenimi hep böyle sar...'

Ruhumu katletmeye her zaman hazır olan acı bir köşeye çekilip mutluluğumu seyre koyuldu. Bedenini sardığım, göğsünde ağladığım adama karşı hissettiklerimi kıskanıyordu. Benim onu hem cinslerimden kıskandığım gibi. Ama benim aksime kıskançlığını gizlemeyi çok iyi biliyordu. Sessizdi ama gürleyeceği zamanı bu şekilde beklemek ona zevk veriyordu. Çünkü sakladıklarım ortalığa döküldüğünde baş başa kalacaktık. Hissettiğim sadece o olacaktı. Bunun içindi acımın bizi sessizce seyredişi...

Yaşanacakları bilmeme rağmen acının gölgesinde tattığım mutluluğun son bulmamasını diliyor, Erkam'a hadsiz hesapsız doyana kadar sarılmak istiyordum. Ona sığınmak, onunla bir bütün olmak... Kalp atışlarının sesini duymak... Bitti dediğimde başlayan hayatımın en acı ama bir yandanda en tatlı haliydi bedeninden kopmak istemediğim adam... Ve o bunları bilmiyordu, bilmeyecekti...

" Ağlama artık."

Kollarımdan tutup bedenimi bedeninden ayırdığında başımı olumlu anlamda salladım ama bıraksa başım göğsüne dayalı şekilde  saatlerce ağlayabilirdim. Çünkü ağladıkça tükeniyordu özlemim... İçimde sessiz çığlıklar birikmiyordu.

" İstediğin bir şey var mı?"

Kollarımı bırakıp, göz yaşlarımı silerken sorduğu soruyu " Yok." diyerek cevapladım... Ama istediğim o idi. Yanımda kalması, hiç gitmemesi...

" Yatağına gir o zaman... Bir şey istersen seslenirsin."

İsteksizce " Tamam." deyip yatağa girdiğimde gözlerinde görmeye alışık olmadığım şefkatiyle üzerimi örtmeme yardım etti. Değişmişti bakışları... Hâl ve hareketleri, tavırları eskisi gibi sert değildi. Sanırım öfkesi de acım gibi sessizliğe bürünmüştü. Terketselerdi keşke bizi, yok olsalardı...

' Gitme de... Yanımda kal de...'

Hiç olmadık zamanlarda sesli dile getirdiğim düşüncelerim, ağzımı aralayamadığım için öfkelenince Erkam'a kal dercesine bakmayı denedim. Ama gülümseyerek arkasını dönüp gitmesiyle başarılı olamadığımı anladım.

Kapıyı kapattığı anda bir onun gidişi bir de ne zaman geri geleceğini bilmediğim teyzemin yokluğu için ağlamaya başladım. Günlerdir ayrı kaldığım ve  özleyeceğimin aklımın ucundan dahi geçmediği odada bir başımaydım... Ama bu yalnızım demek değildi... İçimdeki küçük kız çocuğu üzüntüme aldırış etmeden Erkam'ın yüzünü duvara resmetmeye devam edince battaniyeyi yüzüme kadar çektim.  Onun ellerine boya benim göz yaşlarıma özlem bulaşmıştı... Buna rağmen yalnız değildik...

🍂🍂🍂

" Şişt Erkam! Baksana bi! Lan gitme o tarafa! Gıcık! Biliyor musun onun gibi gıcıksın ama tatlısın da!"

Erkam'ın adını verdiği balığın kendisini şaşırtmayıp saklanmasıyla parmaklarını akvaryumun üzerinden çekti Esila. Kocasının gidişinden sonra zar zor uykuya dalabilmişti genç kadın ve uyanır uyanmaz soluğu pencerenin önünde almıştı. Erkam'ı görebilmek umuduyla bir süre avluyu izleyen Esila onun yerine bolca misafir ve Meryem'i görünce bakmaktan vazgeçti ancak yatmaktan sıkıldığı için yatağı yerine kendisine huzur veren balıkların bulunduğu odaya girdi. Ve şimdi onlara bakarken hem mutlu oluyor hem de ara sıra sinirleniyordu. Mutluydu çünkü bu küçük tatlı balıklar ona sevdiği adamın hediyesiydi. Sinirliydi çünkü Erkam ağa yüzüne bakmamakla kalmayıp kendisinden kaçıyordu.

" Sevmiyor musun sen beni?"

Dayanamayıp sorduğu sorunun cevabını alamayacak olsa da balığın kendisine bir işaret vermesini dileyerek sorusunu yeniledi. Aptallık mıydı bu yoksa delilik miydi bilmiyordu ama balık saklandığı yerden çıkarsa Erkam'ın kendisini sevdiğini düşünecekti.

" Seviyor musun beni? Gıcıklık etmeyip cevap versen ne olur!"

Oturduğu sandalyenin ucuna doğru kayıp, gözlerini balığın üzerine diken Esila 'Erkam da senin gibi saklanır mıydı acaba? Ya da seviyorum der miydi?' diye düşündü. Sevdiği adam tarafından sevilmek... İhtimali bile çokça güzeldi. Düşüncesi bile mutlu ediyordu genç kadını.

" Bak oradan çıkarsan evet dediğini var sayacağım, çıkmazsan sevmiyorsundur. Şimdi söyle beni seviyor musun Erkam?"

Umutla baktığı balığın saklandığı yerden çıkmamasıyla gözlerini üzerinden çeken Esila surat asarak "Aman! Sevmiyorsan sevme!" dedi ve beklediği işaret balıktan değil Erkam dan geldi.

Misafirlerin yoğunluğundan ve muhabbetlerinden bunaldığı için soluğu odasında alan Erkam, karısını yatağında göremeyince banyoda olduğunu düşünmüştü ancak sesinin çalışma odasından gelmesiyle adımlarını oraya doğru yönlendirdi. Karısının yatağı yerine çalışma odasında oluşuna bozulan adam, kalbini kırmayacak şekilde azarlamayı planlayarak aralık olan kapının kolunu kavradı ancak duydukları yüzünden kızgınlığı yok oldu. Şiirinin  balıklara daha doğrusu adını verdiği balığa sorduğu soruyu ve karşılığını alamayınca verdiği cevabı gülümseyerek seyretti ve dayanamayıp kendisi cevapladı.

" Kızma hemen. Bence seviyor ama söyleyemiyor."

Erkam ' Seviyorum ama söyleyemiyorum.' diye içinden geçirirken Esila yaptığı şeyin saçmalığı yüzünden içinden ' Rezil oldun Esila! Hem de ona!' diyerek kendisini azarlamaya başladı.

Kendisine göz ucuyla bakarak ayağa kalkan karısının yanına gülümseyerek varan Erkam, kadının kalbinin 'Seviyor işte!' diye bağırarak çarptığından habersizdi. Tabi karısının rezil olduğunu düşünerek yerin dibine girmeyi dilediğindende.

"Balığı sıkıştırmaya devam etmeyeceksen yatağına geç."

"Sıkıştırmıyordum ki. Sadece..."

" Sadece?"

' Sadece beni sevip sevmediğini anlamaya çalışıyordum.' diyemedi Esila. Diyemezdi de ama bu işin güzel yanı ona kucak dolusu umut veren sözleriydi. ' Bence seviyor' deyişi ve gülümsemeye devam etmesi kadar güzel bir şey olabilir miydi? Bununla bile yetinirdi kalbi... Bu anı düşünerek günlerce mutlu olabilirdi...

" Boşver." 

Esila, kocasının yüzüne doğru düzgün bakmadan yanından geçip odadan çıkarken içindeki küçük kız çocuğu Erkam'ın yüzünü resmettiği duvarın dibine oturup ' O da seviyor...' diye mırıldandı. O mutluydu, kalbi mutluydu ama Esila... Korkuyordu. Bir gün bu yarım yamalak olan mutluluğunun son bulacağını bilmek canını yakıyor,  bedeninde yer alan yaralardan daha çok acıtıyordu.

Karısının yanından ayrılması ile aç olduğunu düşünerek Dilan'ı arayan Erkam "Dilan yemeği getirebilirsin." dediğinde Esila aramayı sonlandırmasını beklemeden " Aç değilim." dedi.

"Ne demek aç değilim? Saat iki ve sen sabahta bir şey yemedin."

Erkam'ın huzur veren gülümsemesinin sonlanmasından rahatsız olan Esila aç olmamasına rağmen yemek yemeyi " Tamam açım." diyerek kabul etti. İstediği tek şey Erkam'ın hastanede olduğu gibi yanından ayrılmamasıydı ve yüzünün az önce ki gibi gülümsemesiydi. O varken açlık hissetmiyordu ki... O varken kalbi ve ruhu doyuyordu. Bu yüzden diğer şeylere ihtiyaç duymuyordu.

" Yemeğini yedikten sonra üzerini değiştir istersen. Halalarım ve diğer kadınlar yanına gelecekler."

Yatağına girerken " Diğer kadınların içinde beni sevmeyen ama mecbur kaldığı için gelen kaç kişi var acaba?" diye mırıldanan Esila, Erkam'ın " Böyle şeyleri düşünerek canını sıkma." demesiyle başını olumlu anlamda isteksizce salladı. Erkam'ın halalarının ve Said Bey'in eşinin kötü tek bir bakışına denk gelmemişti Esila ama yengeleri, teyzeleri ve kuzenleri ile göz göze gelmek bir yana dursun aynı ortamda bulunmak bile ruhunu daraltıyordu.

" Esila,"

" Efendim..."

Az önce ki heyecanından eser kalmayan karısının yanına oturan Erkam, yeniden canını sıkmamasını söyleyecekken bundan bir anda vazgeçip " Canını sıkan asıl neden ne?" diye sordu. Gözlerindeki tebessümün birkaç dakika içersinde yok olmasının sebebinin kendisiyle alakalı olup olmadığını merak ediyordu.

" Canım sıkkın değil."

" Emin misin?" diye soran kocasına söylemek istediği öyle çok şey vardı ki. Teyzesinin gidişi, babasının ve diğer akrabalarının ziyaret etmeyişi, ablasına olan özlemi ve nasıl olduğundan haberdar olamayışı... Her biri gece misali  ayrı ayrı çöküyordu yüreğinin üzerine ama bir ağırlık vardı ki bunu kaldırıp atabilecek tek kişi yanı başında oturan adamdı. Kendisine karşı bir şey hissedip hissetmediğini bilmediğinden zifiri karanlığın en acısı sarıyordu yüreğini.
Zerre aydınlık yoktu... Mutluydu onunla ama ara ara karanlıkta kalmaya mahkûmmuş gibi hissediyordu. Seviyorum dese, elini hiç bırakmayacakmış gibi tutsa belki diğer sıkıntılarınında üstünden gelebilecek kuvveti bulacaktı kendisinde. Bu yüzden canını sıkan diğer nedenleri göz yaşlarına saklayıp " Sensin..." dedi.

' Canımı sıkan sensin... Aldığım nefese anlam katan da sensin... Yüreğimi hem rahatlatan hem daraltan da sensin... Buradasın ama ben değilsin... Biz bir değiliz...'

" Canın benim yüzümden mi sıkkın?"

Ses tonu gözleri gibi hüzne bürünen Erkam, karısının elini tutmak için uzattığı elini ' Sensin...' demesiyle geri çekti. Onunla her göz göze gelişinde, tenine her dokunuşunda içinden hep ' kadınım' diyordu ama şimdi gözlerine bakarken bunu içinden geçiremiyordu. Kalbi onu sahibi ilan etmekten pişmanlık duymuyordu elbette ama  bir yakın bir uzak oluşu yormuyor değildi.

" Evet ama bu düşündüğün gibi bir sıkkınlık değil Erkam... Farklı..."

' Söyle hadi... Canımı sıkan beni sevip sevmediğini bilmemek de. Söyle! Ne olacaksa olsun! Böyle yaşamaktansa sevip sevmediğini bil... Ona göre yaşa acını ve mutluluğunu...'

İçindeki küçük kız çocuğu ve kalbinin baskısı ile Erkam'a hislerinden bahsetmesi gerektiğini düşünen Esila, dizlerinin üzerinde birleştirdiği ellerinin üzerine elini koydu. Gözlerinin gözlerine değmesiyle  bir çırpıda söyleyebilme ihtimali yok oldu ama vazgeçmeye niyeti yoktu.

" Kafam çok karışık ve bu karışıklığı çözebilecek tek kişi sensin..."

Gözlerini kocasının gözlerinden kaçırmamak için direnen Esila içinden 'Sevmiyorum dediğinde kıyamet kopmayacak ya! ' diye geçirdi ve kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıp hislerini dile getirmeye hazırlandı. Zor olacaktı... Belki de duyacakları canını çok yakacaktı ama en azından kalbi boş yere ümit etmeye devam etmeyecekti.

" Erkam... Sen bir süredir aklım.."

Berfu'nun " Sen hayırsız evlat görmemişsin anne!" diyerek odaya girmesi ve kapıyı kapatırken söylenmeye devam etmesi ile sözleri yarım kalan Esila, elini Erkam'ın ellerinden çekti.

" Devam et Esila!"

Zar zor toparladığı cesaretinin paramparça olmasına neden olan Berfu'ya bakan Esila " Sonra..." deyip bakışlarını kaçırdığında Erkam kardeşine bakmadan " Odadan çık Berfu!" dedi. Kalbi, karısının söyleyeceklerini büyük bir merakla dinlerken bir anda vazgeçmek zorunda kalması yüzünden öfkelenen Erkam, Berfu'nun " Beni kovmaktan zevk aldığını biliyorum abi ama kusura bakma çıkamam." demesiyle sabır çekerek ayağa kalktı.

" Berfu çık, beş dakika sonra gel!"

" Çıkayımda annem milleti umursamadan beni laflarıyla tarasın değil mi? Beş dakika katlanıver bana abi!"

" Berfu!"

" Hiç kaş göz yapma abi! Gitmem, hem Esila'ya aldıklarımı ona acilen göstermem gerek. Bu yüzden çıkması gereken sensin."

Elindeki poşetleri göğüs hizasına kadar kaldırıp, gülümseyerek işaret eden Berfu, Esila'nın surat astığını farkedince " Yanlış zamanda geldim anlaşılan. Kusura bakmayın." dedi ve özür dilercesine bakarak poşetleri kapının arkasına bıraktı.

" Sonra gösteririm ben, siz devam edin."

Sabır çekerek kardeşine bakmaya devam eden Erkam çıkacağı için sevinemeden kapı birkaç kez tıklatıldı.

" Hanımım müsaitsen girebilir miyim?"

Dilan'ın sesini duyduğunda  kardeşine fırsat vermeden kapıya yönelen Erkam " Konakta odalara paldır küldür girmeyip, kapı çalmayı bilenler var çok şükür." deyip açtı.

Elindeki yemek tepsinin kenarlarını kendisini görmesiyle daha sıkı kavradığını farkettiği Dilan'a " Geç!" diyen Erkam, çok merak ettiği konuşmayı sonraya ertelemek zorunda kalarak odadan çıktı.

" Ben vakitsiz geldim galiba."

" Vakitsiz gelen sen değilsin, benim canım. Gel sen."

Erkam'ın yüz ifadesi yüzünden yanlış zamanda geldiğini düşünerek huzursuzlanan Dilan, Esila'nın kendisini gülümseyerek karşılamasıyla rahatlamaya çalıştı.

" Geçmiş olsun hanımım."

Elindeki tepsiyi Berfu'nun yatağın kenarına koyduğu sehpanın üzerine bırakan Dilan'a " Sağ ol canım." diyen Esila, bununla kalmayıp yataktan çıktı ve birkaç adımla yanına vardığı genç kıza sıkıca sarıldı. Yanında olamasa bile desteğini hep hissetmişti...

" Sana diyemedim ya Allah biliyor nasıl kahrolduğumu... "

Ağlamaklı çıkan sesi yüzünden Dilan'ın bedenini daha sıkı saran Esila dolan gözlerini kapatıp varlığı ve iyi niyeti için Rabbine şükretti. Bu yaşına kadar Berfu hariç onu karşılıksız seven, iyiliğini isteyen birine denk gelmemişti. Böylesine güzel kalbe sahip bir arkadaş edinmemişti.

Berfu'nun "Ben çıkayım isterseniz." demesiyle Dilan ve Esila birbirlerinden gülümsemeye çalışarak ayrıldı. Üçünün de gözleri dolu doluydu ve yüreklerini sızlatacak tek bir söz ile ağlamaya hazırlardı.

" Esila, otur hadi yemeğini ye. Bende o sırada aldıklarımı göstereyim."

Dilan ve Esila'ya arkasını döndüğü anda burnunun ucunu elinin tersiyle bastıran Berfu, kapının arkasına bıraktığı poşetleri aldı ve annesi ile ağabeyi yüzünden kaybettiği heyecanını geri kazanmaya çalıştı.

" İstediğin başka bir şey var mı hanımım? "

" Yok Dilan, sağ olasın."

Esila'nın oturmasıyla eğilip  sehpayı yanına biraz daha yaklaştıran Dilan, doğrulduğu sırada gözleri Esila'nın göğsündeki sargı bezinden gözüken  dikiş izlerine takıldı. Yaşadıklarını haketmediğini düşündüğü Esila'ya bunu belirtircesine bakan Dilan tebessüm etmesiyle akmak için çabalayan göz yaşlarını zaptetmeyi başardı.

" Bunları teyzen seçti."

Berfu'nun yatağın üzerine koyduğu poşetlerden çıkardığı elbiselere bakarken " Teyzem de mi geldi seninle?" diye sordu.  O halde gidişi içine dert olmuştu ancak Berfu'nun söyledikleriyle az da olsa rahatlıdı.

" Evet. Öyle gitmesine içim elvermeyince abimden kartını isteyip fırladım konaktan. Yetişince de girdim koluna birlikte kahvaltı yapmaya gittik. Sonra da kafası dağılsın diye alışverişe götürdüm."

" Çok iyi yapmışsın..."

Berfu'nun poşetten çıkarmaya devam ettiği elbiselere teyzesini düşünerek dokunduktan sonra yemeğini yemeye koyulan Esila, Dilan'ın ve Berfu'nun zorlamalarıyla hepsini yemek zorunda kaldı.

" Bir tabak daha getireyim mi?"

" Getirme, doydum. Ellerine sağlık canım."

" Afiyet olsun hanımım."

Dilan'ın tepsiyi alıp odadan çıkmasıyla yerinden kalkan Esila, ellerini yıkamak için banyoya girdiğinde Berfu aldığı iç çamaşırlarını, gecelikleri ve elbiseleri dolabına yerleştirmek için diğer odaya geçti. Genç kızın gösterdiği her parçada aklına Sevda'nın sözleri gelmişti ve içlerinde canını en çok yakan yüzüğünün olmadığını söylediği kısım olmuştu.

" İnsanlar ne hallerde yaşıyor Esila, bir yüzük ne ki..."

Konağa gelin olarak girdiği günden itibaren yaşadıklarını düşünen Esila boş olan yüzük parmağına bakmayı bırakıp, ellerini yıkadı. Erkam'la birlikte mutlu olabildiklerini birçok kez hayal etmişti ama parmağına yüzük taktığını buna layık olmadığını düşündüğü için hayal etmemişti. 'Kim bu şekilde evlendiği birine yüzük takmak ister ki?' diye  içinden geçirip aynaya bir süre baktıktan sonra ellerini kurulayıp banyodan çıktı.

" Giymen için bunu ayırdım. Rahat et diye bilerek bir beden büyük aldım."

" Sağ ol."

" Sen giyin, bende odama gidip üstümü değiştireyim. Öğlen kan ter içinde kaldım ama annem yüzünden kendimi direk buraya attım. Hadi ben kaçtım."

Berfu'nun gitmesiyle eline verdiği mavi elbiseyi giymek için diğer odaya geçen Esila, kapakları açık olan dolabın önüne geçip, asılı olan geceliklerin arasında ellerini gezdirdi. Bir an içlerinden birini giyip Erkam'ın karşısına çıktığını hayal etti ve bu bile utanmasına yetti. Yüzünün kızarmasına neden olan hayalin gerçekleşmesi durumunda ne yapacağını bilemedi genç kadın ancak  kırmızı olanı deneme isteğini de görmezden gelemedi.

Askısından çıkardığı geceliği üzerine tutup, aynanın karşısına geçtiğinde bedeninde nasıl duracağını daha fazla merak eden Esila, Berfu'nun verdiği elbiseyi katlı olan elbiselerin üzerine bırakıp  geceliği  dizlerinin arasına sıkıştırdı ve üzerindeki elbiseyi dikkatlice çıkardı. Ani hareketlerde bulunmadığı sürece yaraları dayanamayacağı acılara sebep olmuyordu. Bu yüzden ağır hareket etmeye özen gösteriyordu.

" İşsizsin Esila! Millet yanına gelmek için bekliyor, sen neler yapıyorsun."

Kendisine söylenerek çıkardığı elbisesini yere bırakan Esila, geceliği yavaşça giyerek aynadaki aksine bir kez daha baktı.

" Fazla kadınsı... Sana gelmez bu Esila..."

Arkasına dönüp kalçalarına bakarak kurduğu cümleyi Erkam'ın " Yakışmış..." diyerek tamamlamasıyla kala kalan Esila, kapı aralığında bakmaya son verip odaya girmesiyle " Kahretsin." diye mırıldanarak başını önüne eğdi.

'Rezilliklerim part iki oldu resmen! İnsan bir günde kaç kere rezil olur? Hem de aynı kişiye! '

" Girme, çık!"

" Neden çıkayım?" diye sorarak kapıyı kapatan kocasının bakışlarından rahatsız olan Esila, dolaba bıraktığı mavi elbiseyi eline alıp telaşla göğsüne bastırdı. Hayalini kurarken dahi utandığı anların gerçekleşme ihtimalinde ne yapacağını bilemezken şimdi o anları yaşıyordu genç kadın ve kızaran yüzü Erkam'ın bedeninde dolanan gözleri yüzünden alev alevdi.

" Gi-giyiniyorum."

" Devam et o zaman..."

Kadınının bedenini gözleriyle işgal etmeye son vermekte zorlanan Erkam, dudaklarını işgal etmemek için arzularına sahip çıkmaya çalıştı. Yoksa gelmek için bekleyen kadınları umursamayıp benliğini benliğine karıştıracaktı.

" Erkam çıkar mısın?"

" Çıkamıyorum... Çıkartır mısın?"

Kocasının gülümsemesini alay olarak algılayan Esila  kaşlarını çatarak bakıp, bir kez daha çıkmasını söyledi ancak Erkam yerinden kıpırdamayıp bakmaya ve gülümsemeye devam etti.

" İyi çıkma! Gider banyoda giyinirim."

Kapıya yönelen karısının önüne geçip " Halam içeride..." diyen Erkam başını hafifçe öne eğerek konuşmaya devam etti. Daha doğrusu etmeye çalıştı çünkü aralarındaki mesafe kapandıkça duygularındaki hakimiyeti azalıyordu.

" Ayıp olmaz diyorsan çık tabi."

" Gıcıksın Erkam!"

" Biliyorum."

Erkam'ın cevabı yüzünden öfkelenen Esila omuzuna vurup yanından uzaklaştı ama varlığının hissettirdiklerinden kaçamadı. Bir bakışı bile arzularını canlandırıp, kasıklarını sızlatmaya yetmişti.

" Elbiseyi üzerine giy istersen."

Arkasını döndüğü kocasına omuzunun üzerinden sinirle soluyarak bakan Esila " Gece tekrar değiştirmek zorunda kalma diye dedim." demesiyle içinden ' Bir daha giyenin ağzına tükürsünler!' diye geçirip önüne döndü.

Karısının sinirlenmesi ile arzuları yoldan çıkan Erkam, geceliği üzerinden çıkarışını alt dudağını ısırarak izledi. Kalbi susmuş, ruhu sırtına dökülen saçlarını kıskanmıştı. Saçları yerine sırtına dokunan parmak uçları olsa... Arzusuna sahip çıkmak zorunda kalmasa...

Düşüncelerinin allak bullak oluşuna aldırış etmeyip, karısı ile arasındaki mesafeyi kapatan adam, sızlayan parmak uçlarıyla sırtına dokundu. Bir buz kütlesine dokunmuş gibi hissedeceğini sanırken karısının teninin sıcaklığının kendi sıcaklığından fazla olduğunu farketti. Şimdi  alevlerin içine atılan buz kütlesi kendisiydi ve Esila'nın " Yapma..." dediğini duyduğu hâlde kayıtsız kalıp dokunmaya devam etti.

" Erkam..."

Erkam'ın dokunuşları yüzünden elbiseyi giyemeyen Esila, adını sızlanarak söyledi ancak yapma diyemedi. Dur diyemedi. Kalbi gibi bedenide bu adama teslim olmaya hazırdı.

Saçlarını sağ omuzunda toplayıp, sol omuzuna dudaklarını bastırmasıyla düşüncelerini alt üst eden sıkıntıları defedip yalnızca bulunduğu an içinde hissettiklerine odaklandı. Tenine her dokunuşunda kalbi titriyordu ama boynunu öpüşünde ruhunun varlığını hissediyordu. Bu yüzden bozmayıp dudaklarının teninde yer almasına müsaade etti. Yetmedi... Yönünü ona çevirip, gözlerine bakmadan dudaklarına tutundu. Yetmedi... Elbisesini bırakıp, ellerini saçlarında ve boynunda sahibiymiş gibi gezdirdi. Kalbinin durmadan adını mırıldandığı adama doğru attığı her adım acısından bir parça koparıp mutluluğuna kattı.

Kocasının dudaklarından kopup yeniden boynuna yönelmesiyle kısık inlemeleri, arzularının yoğunluğunu ele verince dudaklarını birbirine bastırdı Esila ancak dişlerini tenine geçirmesiyle  dayanamadı...

" Erkam..."

Karısının canını acıttığını sanarak, boynuna gömdüğü yüzünü geri çeken Erkam " Canını mı yaktım?" diye sorduğunda Esila başını olumsuz anlamda salladı.

" Neden durdurdun peki?"

Daha fazlasını istediğini söyleyemeyeceği için misafirleri bahane ederek " Çıkalım artık, misafirlere ayıp olacak. Hem halan içeride." diyen Esila, " Çıkalım." demesiyle istemeye istemeye bedenleri arasına mesafe koydu. Ama Erkam mesafeyi kapatmakla kalmayıp daha fazlasını yaptı.

" Erkam ne yapıyorsun?"

Ayaklarının yerden kesilmesi yüzünden  korkuyla bacaklarını beline doladığı kocasının cevap vermeyip kapıya doğru ilerlemesiyle korkusunun yerini telaşı alan Esila " Erkam! Dur!   Halan içeride!" dedi ama kapıyı açıp çıkmasına engel olamadı.

"Delirdin mi sen? İndir beni! "

" Sakin ol, kimse yok Esila."

" Yok mu?"

Gülümseyerek yüzüne bakan adamdan gözlerini ayırıp odanın içine utana sıkıla bakan Esila kimseyi göremeyince " Hani halan içerideydi!" dedi. Telaşı yüzünden Erkam'ın bu şekilde kimsenin karşısına çıkmayacağı aklına gelmediği için kendisine kızarak yeniden kucağından indirmesini istedi.

" Bırak beni, şimdi biri gelecek rezil olacağız."

" Kimse gelmez merak etme."

" Erkam!"

Gerginliğinin arttığını farkettiği karısının dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp, geriye çekilen Erkam "Rahatla,  kapı kilitli." dedikten sonra dudaklarını bu kez alnına bastırdı.

" Kapıyı neden kilitledin?"

" Yarım kalan konuşmamızı tamamlayabilelim diye."

" Gece konuşurduk. Şimdi bırak beni giyineyim."

" Yine yarım kalalım yani..."

' Kalmayalım...' diye içinden geçiren ve dile getiremedikleri listesine bunu da ekleyen Esila " Biri gelip  kilitli olduğunu görse..." dedi ancak Erkam sözünü tamamlamasına izin vermedi.

"Kimin ne düşüneceği umurumda değil Esila..."

'Onun umurunda olmayan şey senin neden umurunda olsun? O düşünmüyor sende düşünme Esila... Bırak kim ne derse desin, kim ayıplayarsa ayıplasın... Sadece bu anı düşün... Hissettirdiklerini umursa...'

" Değil mi?"

" Evet, değil... Sadece senin düşündüklerin önemli benim için... Sadece senin... Anlıyor musun?"

Söyledikleriyle kalbini divaneye çeviren adamdan  önce davranıp dudaklarını aralayan Esila, arzularının esir olmayı seçti.  Tenine olan tutkusu öylesine yoğundu ki aklında ondan başka kimse kalmadı.

🍂🍂🍂

Dakikalar sonra canını sıkan tüm olumsuz düşünceleri unutturan adamın bedeninin altında bildiği fakat nasıl hissettirdiğini bilmediği bir zevki tattı Esila... Erkam'la aynı anda aynı tutkuyla çığ gibi büyüyen arzularının bedenlerini terk edişine şahitlik ettiler...

" Erkam, üstümden kalkmayı düşünmüyorsun galiba."

Alnını omuzuna dayayıp soluklanan kocasının " Düşünmüyorum." demesiyle gülümseyen Esila, başını hafifçe kaldırıp kulak memesini ısırdı.

" Ne yapıyorsun?"

Kulağını tutarak üzerindeki hakimiyetine son veren kocasına "Karabasan gibi üstüme çöktün." dedikten sonra kalkmasına yardım etmesi için elini uzattı.

" Bekleyenler olmasa kalkma derdim."

Bedeninde gözlerini  gezdirerek  konuşan Erkam'ın elini tutmasıyla bedenini terk eden arzunun sıcaklığını yeniden hisseden Esila ayağa kalkar kalkmaz elini elinden çekti ama başı döndüğü için yeniden tutmak zorunda kaldı.

"İyi misin?"

" Başım dönüyor."

" Yan etkilerimin kusuruna bakma..."

Bedenini kollarının arasına almak için yaklaşan  kocasının elini bırakan Esila gözlerindeki tatlı ifadeyi yok etmeyi göze alarak " Yan etkilerinin devamlılığı olsun istiyorsan, git bence." dedi ve yerdeki iç çamaşırını alıp diğer odaya girdi. Kapattığı kapıya sırtını yaslayıp bir var olup bir kaybolan utancının eşliğinde az önce yaşadıklarını düşündü... Her an çok güzeldi fakat ara ara sızlayan yaralarının şimdi dayanmasını güçleştirecek kadar acıyor oluşu kötü yanıydı.

" Kovuyor gibi olmadı mı bu?"

" Erkam! Git artık."

Karısının yaraları yüzünden acı çektiğinden habersiz olan Erkam " Tamam, sinirlenme  gidiyorum." dedi ve kısa bir süre yatağa baktıktan sonra giyinip, odanın pencerelerini açtı. Kadınının yanından ayrılmak istemiyordu ama öğlen olduğu gibi kalbi buruk bir şekilde gitmeyeceği içinde mutluydu.

Hatalarım olduysa affola 🙏

Düşüncelerinizi esirgemeyin lütfen ❤
























Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

Allı Gelin Bởi cummlemuhendisi

Tiểu Thuyết Chung

2.5M 7.5K 2
Bu hikaye 4 Ocak 2017 yılında yayınlanmaya başlamış olup 4 Temmuz 2017 yılında nihayete ermiştir. Çeşitli sebeplerden dolayı kaldırılsa da yazarın ya...
ÇARŞAFLAR [BXB] Bởi Diesel

Tiểu Thuyết Chung

284K 12.2K 50
Biraz fazla içki içtikten sonra birinin yanında uyanmak bu çağda yeni ve sürükleyici bir hikaye değildi. Ama Korkut Mirzan'nın çarşaflarında uyanmak...
46.5K 3.2K 29
tek amacı babasının intikamını almak olan bir ağa.. babası tarafından hor görülen bir kız... intikam ve acıdan doğan kara sevda... Adamın dilinden...
Leyla Bởi Jutenya_

Tiểu Thuyết Chung

1.3M 76K 37
İhanet kategorisinde 1. Sırada Adam dehşetler içerisinde karısını izliyordu. Karısı kırdığı aynanın sivri bir parçasını almış. Boğazında tutuyordu...