Bölüm 28

23.7K 1.5K 252
                                    

23 Mayıs 2001, İtalya

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

23 Mayıs 2001, İtalya

"Lasciatemi cantare... Con la chitarra in mano... Lasciatemi cantare... Sono un Italiano."

Alessia, güzel sesiyle inletmişti mutfağı. Keyifle elindeki patatesi soyarken göz ucuyla mutfak kapısına baktı. Ne gelen vardı ne de giden. Kendi kendine gülerken, "Uykucular!" Dedi aksanlı bir sesle. Bu defa melodiyi kendi kendine mırıldanıp soyması gereken patatesleri bitirmişti.

"Hayatım?" Ona mutluluk veren adamın sesini duyduğunda tekrar mutfak kapısına baktı. Kocası Selim, kapı pervazına yaslanmış ona bakıyordu. Yüzündeki tebessüm ne kadar huzurlu olduklarını gösteriyordu.

"Bugün hepiniz uyumak istiyorsunuz." Diyerek sahte bir şekilde suratını astı Alessia. "Bende tek başıma kahvaltı hazırlıyorum." Diyerek memnuniyetsize kafasını salladığında Selim yaslandığı pervazdan ayrıldı. Keyifi daha çok yerine gelirken güzeller güzeli karısının arkasına geçti. Dudaklarını ensesinde gezdirdikten sonra her zamanki kokusunu içine çekti. Mis gibi kokuyordu.

"Eşler yıllar geçtikçe birbirlerinden uzaklaşabilirler diyor kimi." Diyerek arkasından ayrıldı. Bu defa yanına geçerek ona yardım etti. "Ama ben her geçen sene sana daha çok aşık oluyorum." Diyerek göz ucuyla karısına baktı. Alessia inatla patatesi doğramaya devam ettiğinde Selim sıkıntılı bir nefes vermişti. "Öpmeyecek misin?" Diye sitemde bulunduğunda Alessia güçlü bir kahkaha patlattı. Sırıtarak kocasına dönüp dudaklarına bir buse kondurarak geri çekildi.

"Koca bebek gibi sızlanmana bayılıyorum." Dediğinde Selim'in işine gelmişti. Bu fırsatı değerlendirmek adına mutfak kapısını kolaçan edip koluyla karısının koluna çarptı.

"İstersen daha mızmız bir bebek olabilirim." Dedi kısık sesle. "Odamıza gidelim." Dediğinde Alessia olumsuzca kafasını sallamıştı. Kocasının gözlerinin içine baka baka, "Marcus!" Diye bağırdı. "Fabio!"

"Anlaşılan kandıramadım." Diyerek yüzünü buruşturmuştu Selim. "Dün akşam çok geç yattı hergeleler. Elli kere seslenmen gerekecek." Dediğinde Alessia sabırla nefes verdi.

"Tatlım, sen bunları kızart. Bende çocukları uyandırıyım." Diyerek patatesleri kenara ittiğinde Selim gülümsedi.

"Tamam." Diyerek onayladığında Alessia yanından uzaklaştı. Tekrar az önceki şarkının melodisini mırıldanarak iki oğlunun kaldığı odaya girdi. 

"Çocuklar..." diye seslenirken kollarını göğüsünün üstüne doladı. İkiside battaniyelerini kafalarına kadar çekmişlerdi. "Marcus... Fabio. Hadi çocuklar. Ayılın. Kahvaltı yapacağız." Diyerek kollarını çözdü. Yataklarının tam ortasına geldikten sonra ikisininde aynı an da örtülerini yüzünden çekti. Marcus ve Fabio itiraz ederek yataklarında doğrulduklarında Alessia'nın kaşları çatılmıştı. "Bu aralar çok mızmızsınız; ve ben bundan hiç memnun değilim." Dedi otoriter bir sesle.

ALTIN VURUŞOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz