Bölüm 20

37.1K 1.7K 245
                                    

Uykumun arasında kolumu yana iyice atarken elimin altında bir ten hissetmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Uykumun arasında kolumu yana iyice atarken elimin altında bir ten hissetmiştim. Gözlerimi güçlükle araladığımda yüzüstü yatan onu gördüm. Dudaklarımı birbirine bastırarak yattığım yerde doğrulurken kasıklarımda dün gecenin tatlı sızısı vardı. Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde bana doğru dönük yüzünü izledim. Uyurken daha masum göründüğü kesindi. Komodinin üzerinde titreyen telefonumla bakışlarım o tarafa döndü. Çıplak ayaklarımı yataktan sarkıttığımda telefonu elime aldım. Banka reklamlarından biriydi. Gözüm bu defa saate kaydığında yanağımın içini kemirerek çırılçıplak bedenimi ayağa diktim. Karan, uyanmadan önce buradan çıkmak istiyordum. Onu kontrol ederek kıyafetlerimi giydim. Ardından hazır olduğumda el çantamı alarak yanından geçip gittim. Tam kapıyı açacakken tekrar ona bakış attım. Dudaklarım sinsice kıvrıldığında el çantamı açıp içinden para çıkarırken yanındaki komodine yanaştım. Kağıt parayı üzerine bıraktıktan sonra dahada keyiflenmiştim. Bu defa daha hızlı davranarak odadan çıktım. Kapıdan hâlâ gitmeyen korumalar bana bakış attıktan sonra gözlerini kaçırmışlardı. Onlardan gözlerimi çekerek asansöre yöneldiğimde içine bindim.

Dakikalar sonra otelden çıktıktan sonra arabaya binerek çantamı yan koltuğa bırakmıştım. Bakışlarım dikiz aynasıyla buluştuğunda kaşlarım havaya kalkmıştı.

"Çüş!" Diye söylenirken biraz daha yaklaşarak boynuma ve göğüslerime bakış attım. "Yemiş, bitirmiş resmen!" Diye söylenirken vücudumdaki morluklardan gözlerimi çektim. Ellerimi direksiyona yerleştirdikten sonra yola koyuldum. Morlukları nasıl kapatacağımı düşünürken titreyen telefon sesiyle hızımı azalttım. Göz ucuyla telefonda baktığımda arayan Ahsen'di. İçimi birden endişe sardığında kablosuz kulaklığımı takarak aramayı cevapladım.

"Alo?"

"Alo? Ne yapıyorsun?" Diye sorduğunda dikkatimi yola vermeye çalıştım.

"Araba kullanıyorum. Bir şey olmadı, değil mi?" Diye sorduğumda iç çekmişti.

"Bizimkilere anlattım. Ah be Zümra! Görsen, çok kötüler. Bende kendimi dışarıya attım işte." Dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Ahsen, dışarıda gezmenin zamanı mı? Güvenli bir yere geçtikten sonra ne yapıyorsan yap. Ama şimdi zamanı değil."

"O zaman Ertan bize saldıracak diye kafamızı dışarıdan uzatmayalım. O keyif çatarak sokaklarda dolaşsın, biz haklı olduğumuz halde korkuyla yaşayalım, değil mi?" Dediğinde sesli bir nefes verdim.

"Gezmeyin demiyorum Ahsen. Önce bir güvenliğinizden emin olmanız lazım. Sana daha öncede dediğim gibi. Bizim yan villaya taşının. En azından sizde rahatlarsınız, bende."

"Onuda laf arasında söyledim. Ama kadıncağızın o kadar morali bozuldu ki, duymadı bile beni." Diye yakınmıştı.

"Bak, sen abini ikna etmeye bak. Abini ikna ettikten sonra anneniz bir şekilde size uymak zorunda kalacak. Ya kızım! Hepinizin iyiliği için bu. Neden bunu ağırdan alıyorsunuz?" Diyerek kaşlarım çatılmıştı artık. "Şimdi eve geçeceğim ben. Oranın sahibiylede konuşur hallederim." Dediğimde, "Bir dakika." Demişti. "Sen eve mi gidiyorsun? Ben şirkete gidiyorsun sanmıştım sabahın bu saatinde." Diyerek beni yakaladığında sırtımı dikleştirerek arabamı bahçeye soktum.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now