Bölüm 12

32.4K 1.8K 286
                                    

Dişlerimi sıka sıka çevirmiştim son sargıyıda

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

Dişlerimi sıka sıka çevirmiştim son sargıyıda. Yutkunarak bakışlarımı göğüsümün altına indirdim. Yarım yamalak sargıyla gözlerim buluştuğunda yüzümü buruşturdum. Annemin morfin içerikli ilaçları etkisini iyice kaybetmeye başlarken ayağa güçlükle kalkıp banyoya geçtim. Ellerimi iyice yıkadıktan sonra üzerimi değiştirdim. İnleye inleye yeni çamaşırlarımı giydikten sonra gardolabına yaklaştım. Ellerim pijama takımlarına gideceği sırada gözüme kırmızı rengindeki elbisem takılmıştı. Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirirken elbiseyi askısıyla birlikte alarak yatağa bıraktım. Bir elim belimde iç çekerken dudaklarımı kemirdim.

"Sikeceğim böyle işi!" Diye söylenirken elbisenin yanına oturup elime telefonumu aldım. "Nasıl geleyim ben bu halde he?" Diye kendi kendime bağırırken Karan'ın numarasını tuşladım. Birkaç saniye içinde açıldığında ondan çok müzik sesini duyuyordum.

"Kapıdaki korumalara söyle. Yerimizi gösterirler." Kaşlarım çatılırken derin bir nefes aldım.

"Ne diyorsun sen?" Diye terslediğimde, "Gelmedin mi?" Diye sormuştu. "Daha işinin ilk gününde hemde." Dedikten sonra cıkladığında dişlerimi sıktım.

"Gelmedim! Gelmeyeceğim de!" Derken elimi göğüsüme götürdüm. "Hastayım ben." Diyerek sakinleşmeye çalıştığımda arkada çalan müziğe rağmen keyifli kıkırtısını duymuştum.

"İyileştiririm ben seni. Ayağa dikerim hemen." Derken boğazını temizlemişti. "Şimdi gelmiyorum falan diyorsun, olmuyor. Siyah ceketli arkadaşlarımla evini bu saatte ziyaret etmekte istemem açıkçası." Diyerek üstü kapalı tehditte bulunduğunda gözlerimi kapatıp sırtımı geriye doğru eğerek yatağa uzandım.

"Annemle mi tehdit ediyorsun yoksa?" Diyerek acıyla sorduğumda sesi hâlâ keyifliydi.

"Öyle bir şey dememiştim. Ama senin o şekilde anlamanda yararına olur." Derken sesli bir nefes verdi. "Böyle konuşarak zamandan kaytaracağını düşünmüyorsundur umarım. Gel artık." Dediğinde dudaklarımı kıpırdattım; fakat konuşamadan telefonu suratıma kapatmıştı. İçimde sayı saymaya başladığımda yatakta doğruldum. Elbiseyle bakıştıktan sonra ayağa kalkarak sessizce üzerime giyindim. Saçlarımı ellerimle dağıttıktan sonra makyaj masasına bakış attım. Ardından kafamı olumsuzca sallayarak telefonumla birlikte odadan çıktım. Ağır ağır merdivenlerden indim. Bir elim tırabzanlardan destek aldıktan sonra son basamağı indiğimde gözlerim koltuktaki annemle buluşmuştu. Saniyeler sonra gözlerimizde buluştuğunda bu defa gülemedim. İç çekerek yanına adımladıktan sonra kanepenin boş ucuna oturdum. Gözleri vücudumu talan ediyordu. Konuşabilse ne cümleler sıraya dizerdi kim bilir.

"Iıı!" Dudaklarımı birbirine bastırırken bir elimi yüzüne götürüp dağılan saçlarını geriye ittim. Gözlerim dolmuştu.

"Galiba artık olmuyor." Diye fısıldadım ona doğru. "İnsanlar o kadar acımasızlaşmış ki... En kolay yoldan beni seninle tehdit ediyorlar." Derken gözümden bir damla yaş akıp gitmişti. Akan yaşa içinin gittiğini gözlerinden anlıyordum. Onun yerine ben gözümü silerken elimi yüzünden çekip kucağıma bıraktım. "Belkide ayrılmamız gerekiyor anne. Güvende olacağın, uz-"

ALTIN VURUŞWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu