Bölüm 4

36.4K 2.1K 251
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum : ))

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum : ))

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözleri gözlerimi yakıyordu sanki. Öyle bir bakıyordu ki bileğimi ondan kurtarmak için hiçbir çaba gösteremiyordum. Bacağımı kaldırıp zayıf noktasına vurmam gerekmiyor muydu mesela?

Kaşlarım yavaşça çatılırken sırtımı dikleştirdim. Bacağımın birini hafifçe öne doğru yaklaştırdığımda dudakları alayla kıvrılmıştı.

"Yerinde olsam denemem." Diyerek üstü kapalı tehdit etmişti beni. Kaşlarım daha çok çatılırken ellerinin arasındaki bileklerimi kurtarmaya çalıştım.

"Kimsin? Ne istiyorsun?" Diye tısladım öfkeyle.

"Sakin ol." Derken sakin olması beni delirtmişti. "Zamanımız çok. Uzun uzun konuşuruz." Dediğinde dişlerimi gıcırdattım.

"Bırak beni." Dedim sertçe. Kaşları keyifle kalkarken elimi bıraktığında afallamıştım. Ondan bir adım geriye çekilirken etrafıma bakış attım. "Nerede Giray?" Diye sordum merakla ona dönerek. Ellerini siyah kumaş pantolonunun cebine sıkıştırdıktan sonra ıslık çalmıştı.

"Nerede bu Giray?" Diyerek beni tekrar ettiğinde derin bir nefes aldım. "Getirin!" Diye bu defa bağırdığında esmer adam, gözlerini arkama dikmişti. Bedenimi çevirirken iki adamın kolları arasında getirilen Giray'ı gördüm. Dudaklarım aralanırken ona doğru adım atacağım sırada arkalarındaki adamlar bana doğru silah çekmişlerdi. Gözlerimi kırpıştırırken geriye doğru adımladım.

"Giray." Diye mırıldanırken aşağıya doğru eğilmiş yüzünü görmeye çalışıyordum. "Giray!" Diye bu defa bağırdığımda kafasını yavaşça kaldırmaya çalışmıştı; fakat başarılı olamamıştı. Endişeyle tekrar esmer adama dönerken Giray'i sandalyeye oturtmuşlardı. "Ne yaptınız ona? Neden kendinde değil?" Diye bağırdım öfkeyle. Yüzündeki ifade değişmemişti. Sanki onun için bir fareydim. Alaylı bakışları yüzüme işlenirken ellerimi sıktım. "Cevap ver!"

"Bir şey yapmadık."

"Nasıl yapmadınız? Dalga mı geçiyorsun? Adamın haline bak." Dediğimde ellerini cebinden çıkarmıştı. Üzerindeki ceketi yavaşça çıkarırken, "Son kez söylüyorum." Dedi ceketini iri yarı adamlardan birine uzatarak. "Bir şey yapmadık." Kafamı olumsuzca sallarken tekrar dikmiştim Giray'a gözlerimi. Kandırılıyorduk. Başımıza ne gelebileceği hakkında bir fikrim yoktu. Başıma neler gelebileceğinide bekleyemezdim. Giray'dan gözlerimi yavaşça çekerken yakındaki adama kaydı gözlerim. Belinde duran metal rengindeki silah gözüme ilişirken yutkundum. Derin bir nefes aldıktan sonra dudaklarımı yaladım. Bakışlarımı tekrar esmer adama çevirdiğimde merakla her hareketimi izliyordu.

"Bizi öldüreceksiniz." Diye mırıldandım. "Sadece benide buraya çekmeye çalıştınız." Diyerek el çabukluğuyla yanımdaki adamın belinden silahı kaptım. Esmer adama doğrulttuğumda yine tavrından ödün vermemişti. "Bize zarar vermenizi beklemeyeceğim!" Diye bağırdım. Adem elması yerinden oynadığında gömleğinin kol düğmelerini çıkarıp cebine koymuştu. Manşetlerini yavaşça katlarken bana doğru bir adım attığında emniyet kilidini indirdim. Gözleri katladığı manşette olsada gülmüştü. Gergin bir şekilde geri giderken, "Bizi bırakacaksınız!" Dedim öfkeyle. "Bizim sizinle bir derdimiz yok! Bırakacaksınız." Diye yakındığımda tekrar bir adım atıp diğer kolundaki manşeti katlamaya başlamıştı. "Polise söylemeyeceğim." Diyerek daha sıkı tuttum silahı. Onun bana attığı yeni bir adımla geriye doğru gittim tekrar. "Siz yolunuza, biz yo-" Elimdeki silaha sarıldıktan sonra beni kendine çektiğinde sırtım göğüsüne yaslanmıştı. Korkudan nefesim kesilirken kollarımı birleştirerek sıkıca tuttu. Dudakları kulağıma değdiğinde dişlerimi sıkmıştım.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now