Bölüm 42

21.1K 1.3K 503
                                    

Başlamadan önce oy vermeyi ve başladıktan sonra yorum yapmayı unutmayın, lütfen.
İyi okumalar💙

Yıl 2010, İstanbul

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Yıl 2010, İstanbul

Parmaklarının ucuyla bir kez daha okşadı yıpranmış fotoğrafı. Kıvrışan tarafları onun kalbini iki büklüm ediyordu. İç çekerek gözlerini yumarken kafasını geriye yatırdı. Neredeyse anne ve babasının görüntüsü yüzünden silinecekti; ama gördüğü şeyler silinmiyordu. O pezevengin yüzü gitmiyordu gözünün önünden. Huzursuzca geri açtı gözlerini. Fotoğrafı nazikçe yanındaki kutuya bıraktığında Kenan içeriye girdi.

"Erkencisin." Karan kafasını omuzuna doğru eğip abisine baktı.

"Uyumadım ki. Bütün gece planı düşünüp durdum."

"Endişelenme Karan." Diyerek kardeşini yatıştırmaya çalışıyordu Kenan. O da huzursuzdu; fakat Karan'a belli etmeyecekti. Kardeşinin yanında oturduktan sonra yanındaki kutunun içinden aile fotoğraflarını aldı. "Her şey iyi gidecek."

"İyi gitmek zorunda." Dedi sertçe Karan. Genç yaşına rağmen olgundu. Anne ve babasını ölümü onu sanki otuz yaş yaşlandırmıştı. Geçen dokuz yılda çok şey görmüştü ikiside. Şimdi her şeyi bir kenara bırakıp büyük bir intikamın fitilini ateşleyeceklerdi. Bir piyon gibi girecekti aralarına Karan. Ama aslında Şah olup çıkacaktı. Devirecekti tüm taşları. Koca denen adamın nefesini kesecekti. "Kızın fotoğrafını göstersene."

"Daha önce göstermiştim." Dediğinde Kenan, Karan gözlerini devirdi.

"Pezevengin kızını hatırlayamadım, kusura bakma." Diye sitemde bulundu. Kenan sabırla kafasını sallarken ayağa kalktı. Tv ünitesinin çekmecesini açıp içinden gerekli kağıtları çıkardı. Tekrar Karan'ın yanına gidip oturduğunda kucağında kağıtları ayırdı. Eyşan, denen kızın fotoğrafını bulduktan sonra Karan'a uzattı.

"Kız bu." Karan, fotoğrafı parmaklarının arasına aldıktan sonra tiksintiyle inceledi fotoğrafı. Sanki hiç görmemiş gibi yüzü tanıdık gelmemişti. Bu kez beynine kazımak için kıvırcık saçlarına kadar ezberledi.

"Orospu." Diye söylenirken elinin arasında fotoğrafı kıvrıştırdı. "Koca, Manolya'dan sonra yattığı kadınlardan birinde peydahlamıştı değil mi?"

"Evet. Her gün farklı farklı birileriyle. Olmamasına şaşırmadım. Kızıda kendi gibidir."

"Onun kanını taşıyan herkes kendi gibidir." Dedi tıslayarak Karan. Geleceği bilmeden büyük konuşuyordu.

"Kızı bir yokla. Bakalım sana yanaşacak mı? Zaten planımız doğrultusunda o yaştaki kız seni kahramanı olarak nitelendirecek." Karan kısa sakallarını sıvazlarken koltukta öne doğru eğildi.

ALTIN VURUŞМесто, где живут истории. Откройте их для себя